- 417 Okunma
- 0 Yorum
- 2 Beğeni
armut
Benden bir masal
Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde masallar ülkesinde masal ormanı diye bir yer varmış. Bu masal ormanındaki hayvanlar çok çalışkanmış yazın kışlık yiyeceklerini hazırlayıp kışın da sıcacık evlerinde oturup ya kışın bitmesini bekler ya da kış uykunda mışıl mışıl geçirirlermiş zamanlarını. Ormanda çok sevimli bir boz ayı varmış. Boz ayı hem çok iştahlı hem de uykucuymuş. Onun tonton ve sevimli halini gören herkes onu çok severmiş. Ayıcık da bu görünümünden istifde edererk
ekmek elden su gölden yaşarmış. Derken bir sene kış uykusundan erken uyanmış çünkü rüyasında kendini bal diyarında görmüş. E canı bal istediği için de uykusu kaçıp erkenden uyanmış. Yuvasından çıkmış arıların yaşadığı kovanın dibine gelmiş. Nöbetçi arılar onun gelişinden ballarını çalacağını anlamış ve kendilerini korumak için siper almışlar. Bu durum boz ayının hiç hoşuna gitmemiş. Bunlar da çok kabalar azıcık ballarını benimle paylaşsalar ne olur diye düşünmüş. Kendince buna bir çözüm retmiş ve kocaman bir davul almış . dumbada dumbada dumbada diye çalmaya başlamış . amacı arıların kafasını şişirip kovandan kaçmalarını sağlamakmış. Fakat kraliçe arı kovandaki tüm arıları uyararak kovanı terk etmemelerini tembihlemiş. arılar kovanı terk etmemişler ayı da bu planın başarısız olduğunu anlamış. Derken aklına bir fikir daha gelmiş. Kovanın altına kocaman bir ateş yakmış dumanla beraber arıların kovandan kaçacağını düşünmüş fakat bu da işe yaramamış. Derken derken aklına bir fikir daha gelmiş kovan etrafındaki rengarenk çiçekleri toplayıp kovana uzak bir yere yığmış. Kovandaki arılar çiçeklerin kokusuna dayanamayıp kovanı terk etmişler. Ayıcık da kovansa saldırıp balları hapur hupur yemeye başlamış. Bu sırada arılar oyunun farkına varıp hemen geriye dönmüşler. Ayıcığı bal yerken bulunca sinirlenip hepsi birden saldırmışlar ve her yerini sokup şişirmişler. Canı yanan ayıcık koşarak kendini bir dereye atmış. Derede bir süre kaldıktan sonra çıkmış ilk rastladığı ağacın altına serilmiş ve uyumuş. Onu uyandıran şey tepesine düşen ağacın meyvesi armutmuş. Armudun tadını bilmeyen ayıcık bir ısırık almış açlığına yenik düşüp. Kendi kendine tadı hiç de fena değil diye homurdanmış sepetini birbirinden güzel armutlarla doldurup evine götürmüş. Orman perisi bir rüzgar estirmiş estirdiği bu rüzgarla iyi armutların olduğu ağaçların yolunu boz ayıya göstermiş. Arıcıklara da çiçeklerin bol olduğu tarlaların yolunu açmış. Ayıcıklar da her ne kadar balın tadını unutmasalar fa armudu yemeye müptela olmuşlar. Böylece ARMUDUN İYİSİNİ AYILAR YER tabiri doğmuş.
YAŞAR AKDAŞ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.