TANRI BİZİ İZLERKEN
Çocuk okulda arkadaşı ile oynarken başını duvara çarparak küçük bir kaza geçirdi. Başında küçük bir şişlik oluştu. Okul idaresi annesini arayıp durumu anlattı. Anne tedirgin olup hemen işyerinden izin alıp oğlunu okuldan aldı. Oğlunu almaya giderken yoldan aradığı çocuk doktoruna küçük kazayı anlattı. Annenin arkadaşı olan doktor pek ciddi birşey gibi görünmese de çocuğu getirmesini söyledi. Doktorun muayenehanesinde içerideki hastanın çıkmasını bekliyorken çocuğun annesinden boşanmış ve asla bir baba olmak için yaratılmamış ama tüm beş para etmez taraflarına rağmen biyolojik babasının da haberdar olmasını istedi çocuk. Aslında tek istediği babasından çok nadiren gördüğü ilgiyi bu kaza nedeniyle görebilmek istemesi idi.
- Alo , baba ?
- Efendim oğlum?
- Baba ben okulda kafamı duvara çarptım da annemle şimdi doktora geldik.
- A, öyle mi? Çok geçmiş olsun. Nasılsın peki? Başında kanama falan var mı?
- Yok. Sadece biraz şişti ve biraz başım ağrıyor.
- Anladım oğlum.
- Gelmeyecek misin baba?
- Oğlum, şey, keşke elimde olsa ama gelemem. Annen yanında ve güvendesin, merak etme. Bunu kaçırdım ama üniversite mezuniyetine kesin geleceğim ve seninle orada gurur duyacağım.
- Çok komik! Daha on yaşındayım baba.
- Hahaha , evet. Oğlum tekrar geçmiş olsun. E, şey, ben seni daha sonra ararım. Şimdi kapatmam gerek. Öpüyorum seni çok.
- Hı hı, tamam.
Çocuk hüzünlü bir şekilde annesinin boynuna sarıldı. Kadın, oğlunun başını okşarken bir kez daha olan bitenden kendini sorumlu hissetti. Oğlu için daha iyisini yapamadığı için canı bir kez daha acıdı. Kısa bir süre derin düşüncelere daldı. Şu an telefonu eline alıp çocuğunun babasını aradığını hayal etti. O telefon aramasını yapsa ona şöyle diyecekti:
- İnsanın kendi bahçesinde yetiştirdiği ürünü yemesi nasıl bir histir bilmiyorsun. Çünkü sen asla herhangi bir şeyi elde etmek için emek vermek yolunu seçmezsin. Bir domates fidesini toprağa ellerinle dikip onu özenle sularsın, yeterince gübre verdiğinden emin olursun. O fideyi büyürken heyecan içinde izlersin. O küçücük fidenin güçlenip büyümesi, çiçeklenmesi, yeşil minik domateslerin kızarması hep sabırla izlediğin bir yolculuk olur. Bir sabah uyandığında bahçedeki domatesin gülümseyen kırmızı yüzünü görürsün. Gidip onu dallarına zarar vermeden koparırsın. Onun avuçlarında mis gibi kokan senin yetiştirdiğin bir mucize olduğunu düşünürsün. Daha önce komşunun bahçesindeki domateslerden sana ikram edilmiştir. Onlarda doğal ve mis kokulu olsalar da kendi bahçende kendi emeğinle sabah kahvaltısında yediğin o domatesin sana yaşattığı hisleri sana verememiştir.
Biliyor musun sen oğlunun birgün üniversite mezuniyet törenini görecek kadar yaşayacak olsan bile yaşayacağın his komşunun bahçesindeki domatesten sana verilen ikram gibi olacaktır. Bu sebeple senden nefret bile etmiyorum. Acınacak durumdasın!
Çocuk ve kadın, doktorun yanından küçük tavsiyeler alarak ayrıldılar. Eğer bulantı, kusma gibi şikayetler olursa doktoru arayacaktı kadın ve oğlunu gece ara ara uyandırıp bilinç kontrolü yapacaktı. Annenin derin bir nefes alması için bu gecenin sorunsuz geçmesi gerekiyordu. Anne oğluna içindeki tedirginliği belli etmeden gülümseyerek şakalar, komik mimikler yaptı. Birlikte güzel bir yemek yiyip evlerine gittiler. Gece nerede ise hiç uyumamış olan anne sabah kahvaltısını hazırlayıp oğlunu kaldırdı. Gözlerini ovuşturarak uyanan çocuk baş ucunda kendisine gülümseyerek bakan annesine sarıldı.
- Anne bugün işe gitmiyorsun değil mi?
- Bugün Cumartesi minik yaramaz, ikimizde evdeyiz.
- Yuppi! Dün o kaza olunca Cuma olduğunu unuttum. Anne Cumartesi kursuna da gitmeyecek miyim?
- Bu seferlik evde kalsan daha iyi olacak küçük domatesim. Hadi bakalım kahvaltı hazır, yüzünü yıka da sofraya gel.
Deniz...
YORUMLAR
Bu hayırsız kişilikler toplum düzenini felce uğratıyor maalesef.
sosyal faciaların bir çoğuna bu ve benzeri kişilik yoksunları sebep olmakta.
Yazıda ki Anne karakteri Tanrıdan, kartal kanatlarıyla mavi göklerin hakimi, dosta güven, düşmana korku iklimi salıyor.
Ve çocuğuna kol kanat oluyor.
Ne mutu ki böylesi anneler var
Çoğalması dileğimdir dünya adına.
Aksi halde insanlık sos veriyor,
Bahçede mis domatesler çürüyor.
Tebrikler değerli kaleme...
nice saygılarımla.
Öykünün cümle arasından kendime bir not çıkardım acaba diyorum yüksek genç işsizlik, önü alınmaz enflasyon ve maddi sıkıntılarla çalkalanan bir toplum olmasaydık, üniversiteler iş kapısı için anahtar olmazdı belki bu sebepten çocuklarımızın hayata başlangıç noktası da olmayabilir dolayısıyla ebeveynlerin Ünv askerlik evlilik gibi sıralanmış boynuna yük gibi istiflenmiş bir mesele de olmazdı belki , yani belki diyorum :)
Böylesi ebeveyn görevleri yük gibi durmayan bir toplumda mesela yukarıda ki baba örneğinde ki insanlar hangi sorumluluk duygusunu yüklenecekti? Hiç değilse bugünün de yanında olmak zorundayım utancını ya da bahanesini ne için yaşayabilirdi?
Kapitalize edilmiş bir çok gün var babalar günü anneler günü sevgililer günü vs yeni bir gün bulmalı ama şeker bayramı gibi her sene 10 gün önce gelmeli, kızaran domates günü :) mesela
Gelirse baba ya da anne çocuk sevinçten kızarır gelmezse baba ya da anne utançtan kızarsın ama lütfen utandırsın o günün yokluğu…
Tebrikler kalemi pansuman kadına, sevgilerimle
Yanlışlarımıza süslü bahaneler üreterek ötelenen umutlar vaat ederek ya da bu süslü sözlerle üstesinden geldiğimizi zannetmek kişinin kendine karşı sahtekarlığıdır. Tıpkı kendine yalan söylemesi gibi...
Kendimizden oluşan değerleri başka başka şeyler uğruna bir çırpıda yok etmek ya da bu eğilime girmek... bizi kendimizden uzaklaştırır. Bu kadar kayıp ne uğruna verlir ki?
Hele ki kendinden orijinal bir iz bir emek bir varlık anlam bulamıyorsa kendimizde önce insan mıyız? Bunu sorgulamalı insan ama insansa insan.
Anlam; gerçekten hissetmek midir? Sevgi gibi dostluk gibi inanç gibi hala düşünmekteyim...
Düşüncem bu.
Sevgiyle iyilikle.
Muhtesem!..Her zaman oldugu gibi guzel bir konuya deginmissiniz.Gelecek kusagin elimizden kaymasini istemiyorsak onlara gerekli ozeni gostermeli ve samimiyetimizi hissettirmeliyiz.Anne-baba esit sorumluluk ve esit mesafede oldugunda yasam dengesi mutluluktur.Yetkin kaleminizi takipteyiz..Saglicakla ..Saygiyla..