- 391 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Yanan Odun (Kısa Hikâye)
Dışarıda insanı iliklerine kadar donduran bir soğuk vardı. İş görüşmesinden Eyüp Emmi’nin Kıraathanesine ancak kapağı atabilen Reşat sobanın yanındaki masada oturuyordu. Bir taraftan tavşan kanı çayını yudumlarken diğer yandan ise gazetedeki iş ilanlarına göz atıyordu. Arada da sobaya odun atıyordu. İlanlara göz gezdirirken işsiz kalmadan önce çalıştığı şirketin ilanına rast geldi. Öfkesine yenilip sinkaflı konuşmaya başladı. Elindeki çay bardağı da kırılmıştı. Eyüp Emmi:
-Sakin ol yeğen…
-Nasıl sakin olayım? Beni yaktıkları yetmedi? Bir garibanı daha yakacaklar. Onun da hakkını yiyecekler.
Reşat’a manalı bir şekilde bakan Eyüp Emmi eline odunu aldı ve sobaya atarak:
-Eğer bu yoldan dönmezlerse akıbetleri de bu odun gibi olacak.
-İnşallah emmi inşallah…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.