- 312 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
AŞK ADLI GÜBRE
EVLENMEK İSTEYENLERİN DİKKATİNE
“Öyle günler var ki baştan sonu gelmiş.” Diyor şarkıda.
Şarkıyı 90’lı yılların ikilisi Oya ve Bora ikilisi seslendiriyor.
Benim bu şarkıyı açıp dinleme sebebim… Tabi bu arada bu şarkıcıları yaşı ufaklar bilmez, ben biliyordum.
GAZETEDE BİR HABER OKUDUM,
OLAY ŞU:
“4 kişinin yaralandığı takı kavgasında doktor çiftten karşılıklı tazminat talebi..”
Trabzon’da düğünlerinin ardından çıkan takı kavgasında 4 kişinin yaralandığı doktor çift, karşılıklı tazminat davası açtı.
Trabzon’da 4 kişinin yaralandığı takı kavgasında doktor çift, birbirlerine tazminat davası açıl boşanmak için mahkemeye başvurdu.
Olay, 25 Eylül’de 1 Nolu Bostancı Mahallesi Hasan Çavuş Sokak’ta meydana geldi. Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Farabi Hastanesi’nde görevli Dr. Burcu Bulut Keleş ile meslektaşı Ümit Keleş’in aileleri, 11 Eylül’de yapılan düğünde takı paylaşımı nedeniyle tartıştı. Aynı gün konuyu kapatan aileler, 25 Eylül’de yeniden bir araya geldi.
Kastamonu’ndan Trabzon’a gelen gelinin babası emekli astsubay Basri Bulut (50), çıkan tartışmada belinden çıkardığı tabancayla damadı Ümit Keleş ile babası Hasan (53) annesi Meryem (53) ve kız kardeşi Edanur Keleş’i (25) yaraladı.
GELİNİN BABASI TUTUKLANDI
İhbar üzerine olay yerine gelen sağlık ekipleri, ilk müdahalenin ardından yaralıları hastaneye kaldırdı. Polis ekiplerince tabancasıyla birlikte yakalanarak gözaltına alınan ve sorgusunda, "Düğününde takılan altınların damadın ailesinin istediğini öğrenince, onlara ’altınlar kızımda kalsın’ dedim. Bir anda üzerime doğru yürüdüler. O sırada silahımla ateş ettim" dediği belirtilen Basri Bulut, tutuklandı.
Olayın ardından yaralı aile fertleri hastanede tamamlanan tedavilerinin ardından taburcu oldu. Doktor çift ise avukatları aracılığıyla boşanmak için aile mahkemesine başvurdu.
SES KAYDINI DELİL OLARAK SUNDU
Mahkemeye dilekçe sunan doktor Ümit Keleş’in, kısa süreli arkadaşlığın ardından evlenmeye karar verdiklerini ancak evlilik sonrası eşinin takındığı tavır, ailesiyle görüşmesine karışması gibi nedenlerle aralarında yaşanan tartışmaların, evliliklerini olumsuz etkilediğini söylediği belirtildi. Ümit Keleş’in ayrıca olayda yaralanan ailesi tarafından cep telefonu aracılığıyla evde yaşananların kayda alındığı ses kaydını da davaya delil olarak sunduğu öğrenildi.
"BİZE KUMPAS KURMUŞLAR"
Doktor Burcu Bulut Keleş ise boşanma dilekçesinde; eşinin aile baskısı nedeniyle evliliklerinin sorunlu geçtiğini belirterek, nikah aşaması ve sonrasında da eşinin ailesinin, giyim tarzı, örf ve adetlerine sürekli müdahale ettiğini öne sürdü.
Sunulan ses kaydı delilinin, hukuka aykırı ve planlı oluşturulduğunu savunan Burcu Bulut Keleş de dilekçesinde “Sürekli hem sözlü ve hem fiziksel şiddete uğruyordum. Tüm bunlara rağmen kendi ailem, bana destek oldu. Evliliği korumaya çalıştım. Ailem, Trabzon’a sorunları çözmek ve evlilik birliğimi sürdürmek amacıyla geldi. Amaçları yapıcı olmaktı. Öğreniyorum ki; annem babam, eve gelir gelmez onlar, ses kaydı almışlar. Bu da gösteriyor ki yapıcı düşüncelere karşı meğerse planlı olarak delil üretme çabasındalarmış. Bana ve aileme kumpas kurmuşlar” dedi.
KARŞILIKLI TAZMİNAT TALEBİ
Boşanmak isteyen doktor çiftin birbirlerinden talep ettiği maddi manevi tazminat talebinin miktarı da belli oldu. Burcu Bulut Keleş, 500 bini manevi toplam 950 bin TL, tazminat talebinde bulundu.
Psikolojik şiddete maruz kaldığını öne süren Ümit Keleş ise, 250 bini manevi toplam 500 bin lira tazminat talep etti. Keleş çifti, açılan davada hakim karşına çıkacak.
SİLAHLA 10 EL ATEŞ ETMİŞ
Öte yandan hakkındaki soruşturması sürüp, tamamlanacak savcılık iddianamesi sonrası yargılanmasına başlanacak olan tutuklu emekli astsubay Basri Bulut’un, olay günü kullandığı ruhsatlı tabancasıyla 10 el ateş ettiği; kurşunlardan 3’ünün Hasan Keleş ve kızı Edanur Keleş’e, 2’si anne Meryem Keleş’e, 1’inin ise Ümit Keleş’e isabet ettiği öğrenildi.
Evet, haberi okudunuz, tazminat taleplerine şaştım. Birbirlerinden uçuk rakamlar talep etmişler. Ne oldunuz? Depresyona girip bir kutu hap içip hastaneye mi kaldırıldınız?
Çok sevdiniz, boşanıyorsunuz filan.
Malum çiftin evlilik töreni videosunu açtım, bir şarkı çalıyor, şarkı sözleri şu:
Sevme Zamanı
Oya & Bora
Al aşkım beni yanına dalmışım sarhoşluğuna
Bir ömrü senle aşalım al uçur beni sonsuza
Kaybetmek varsa ne çıkar aşkta yer yok hiç korkuya
Öyle günler var ki baştan sonu gelmiş
Böyle istenmiş sen yaşamalısın
Ayrılık beter ölümden Tanrı yazmasın
Aşkımı benden kimse ayırmasın
Biz dünyayı çok sevdik ölüm bizden uzak olsun
Aşık olduk yüreklendik kader bizden yana dursun
Hasretliği çektirme Tanrım gözümüz yollarda kalmasın
Ne istersen al götür ama sevda bize aşk bize kalsın
Al canım beni yanına sevgiye çoktan acıktım
Sen miydin kaderden yana işte ben de sana düştüm
Kaybetmek varsa ne çıkar aşkta yer yok hiç korkuya
Öyle günler var ki baştan sonu gelmiş
Böyle istenmiş sen yaşamalısın
Ayrılık beter ölümden Tanrı yazmasın
Aşkımı benden kimse ayırmasın
Biz dünyayı çok sevdik ölüm bizden uzak olsun
Aşık olduk yüreklendik kader bizden yana dursun
Hasretliği çektirme Tanrım gözümüz yollarda kalmasın
Ne istersen al götür ama sevda bize aşk bize kalsın
Kaynak: LyricFind
Şu dize çok önemli: “
“Öyle günler var ki baştan sonu gelmiş.” Diyor şarkıda.
BAZI NİŞANLAR BAŞLADIĞI GÜN BİTER.
BAZI EVLİLİKLER DÜĞÜN GÜNÜ BİTER.
GERÇEKTEN BÖYLEDİR.
ANLAYAMAZSINIZ.
NASIL ANLARSINIZ BAŞLADIĞI GÜN BİTER? ANLAŞILMAZ.
Peki nasıl anlarsınız? Ya bir yolu yok mu anlayalım?
Çok basittir anlaması. Bunu hissedersiniz, sizi huzursuz eden şeyler der.
Kontrolcüdür erkek mesela.
Kıza der ki: “Sosyal medya kullanma.”
Kıskanç; ama bunu gizler, kızın iyiliğini istiyormuş gibi görünür, gerçek düşüncesini saklar, maske takar.
Kızı kapmaktır amacı.
Basit olumsuz hisler çöker içinizde.
Nişanlısınız, ya da evlenmeyi düşündüğünüz biri var.
Bu işin nasıl sonuçlanacağı en başta belli olur.
Tartışma, kavga.
Onu terk etmek istersiniz.
Bu içinizden geçiyorsa…bir kere böyle düşünce gelmişse o işi bitirin.
Asla şans vermeyin.
Bağışlamayın asla.
Ödün vermeyin kendinizden.
Sizi elde etmeyi kafaya koymuştur, her yalanı dener, her türlü maske takar, hatta büyü bile yaptırır size.
Onu nasıl tanırsınız?
Onun nasıl bir kişiliği var?
İşte bunu çözmeniz lazım.
Karşı tarafın kişiliğiyle, hayata bakış açısıyla evleniyorsunuz, bunu unutmayın.
Sizin kişiliğinizi güçlendirmesi şart, Hayata nasıl bakıyorsunuz, işte tam bunu güçlendirmesi şart, sizde buna aşık olması lazım, kişiliğinize.
Aksi taktirde bu iş asla yürümez.
Şimdi siz nişanlısınız diyelim, nişanı atacaksınız, aileler üstünüzde baskı kurar, nişanı bozma diye, bu da var.
“Onun gibisini bir daha bulamazsın” diye sizi korkuturlar.
Evde kalma korkunuz.
Korkmayın, ruhunuzla hareket edin, karar verin, içinize sinmeyen en ufak şey mi var, o işi terk edin.
İçinizi iyi dinleyin.
Evlenmek isteyen kızlar düşünmez, benim kişiliğimle onun kişiliği aynı patikada olmalı.
Benim hayata bakış açım onunkiyle uyumlu olmalı.
Şöyle: Kız dindar bir kız ise, o kız ancak dini yönü güçlü biriyle evlenmeli.
Kız dindar olmayabilir; ama bilgeliği seviyor diyelim, o kız bilgelik ve düşünce yönü güçlü bir adamla evlenmeli.
Kızın baskın yönü nedir? Tam o yöne hitap eden, o yönü güçlük kılan erkekle evlenmeli.
Aptal ve yoğun aşk duyguları bir boka yaramaz, yaramıyor. Bu şeyler zaten karşı tarafını net ve adil görmeyi engeller, kişinin gözünü kör eder.
Sizin için doğru kişi kim?
Kimle evlenmelisiniz?
Kendinizi bulmanızı sağlayacak adamla.
Sizi çiçek gibi açtıracak adamla.
Evleniyorsunuz, sonra bu yürümüyor, boşanma durumu gündeme geliyor. Benim hayret ettiğim şu: Boşanmayı de hakim diye biri yapıyor, kim bu adam? Evlilik yapılırken nerdeydi bu hakim? Bu şahıs ikili arasında ne olup bitti hiç bilmez, önüne konulan kağıtlardaki şeylere inanır.
Arkadaş, ben boşanacaksam bu hakim denilen şahıs neden boşayacak beni? Peki, bu adam daha önce nerdeydi? Madem boşanmaya karar veren hakim ise evlenmemize de karar veren hakim olmalıydı, iki genç evlenecekse hakim karar vermeli, zart zurt hemen evlilik oluyor, boşanmaya kalkışsan uğraş dur, tazminat talebi var, boşuyorsun, kadına para ödüyorsun üstelik, sen haklı olsan bile.
Çift evlenecek diyelim, 5 sene ağır sınavlardan geçsinler, her yere girmek sınavla, değil mi? Cennete gitmek sınavla. Peki, evlenme meselesinde sınav neden yok?
Bu evlilik işinde, bu aşk işinde büyük bir sahtekarlık var, aldanma, aldatmaca, kanunsuzluk.
Anayasa da kişilerin evlenmesiyle ilgili, tarafların birbirine uygunluğuna yönelik ne var, kanun maddesi yok.
Bir tane akıllı adam çıksın yapsın… yapsınlar ormanlara yangın başladığı an harekete geçen köpükler. Otellerde otomatik sistemler var, gelişmiş binalarda. Yangın alarmı harekete geçer, yangını söndürür.
03:24
2 kasım 2021 salı
İsa Kantarcı
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.