NEFES (Göğsündeki kuşlar)
Sessizlik bir dehliz... Dudaklarımın kanatları titrek bir yaprak gibi gözyaşlarına teslim.
Ellerimde kıvılcımlar yanarken, devrimci bir kalem erimeksizin yürüyor ve yürütüyor peşinde perperişan olmuş sözcükleri...
..konuşmak anlamsız, peki ya yazmak?
Suretsiz bir gölge duvar da asılı kalan. Her şeye şahit olan duvarlar dilsiz. Bastığım topraklar, sevdiğim kediler, büyüttüğüm çiçekler dertleştiğim ne varsa susmaya mahkum.
Sevdiğim ne varsa ölmeye yeminli gibi...
Oysa incitmeden sevdimse de başaramadım hiç. Talihimin mi, kaderimin mi gözü kör? Yoksa doğru bildiğimi sandığım her şey mi yalan?
Adımlarımın gözlerinin seçebildiği tek nokta uzaklık. Elime aldığım bir ip çeker oldu beni o uzaklığa. Bastığım her yer kırılıyor sanki, ardım uçurum. Ve ben geri dönemeyecek kadar yorgunum. Geçmişimin hiç bir anını tekerrür etmek istemiyorum. Onlar anılarda kalsın, uyusun göğsümde. Belki bir kuş havalanır bir gün göğsümden gökyüzüne.. Bakan herkes görür bu beyazı. Bulutlara karışır belki sonra, işte o zaman yok olur. Şimdi uyusun.
-Uyusun da büyüsün hayallerimiz...
Canımı yakmıyor artık, anımsamak bir şeyleri. Birilerinin sırf canımı yakmak için söyledikleri. Yakmıyor tuhaf değil mi? Hayır güçlenmedim aksine güç kaybettim ve dibine vurdum güçsüzlüğün. Ama dibe ne kadar hızlı inersen o kadar çabuk çıkıyorsun. Sonra nefes alıyorsun, her zamankinden daha derin bir nefes. İlk kez teneffüs eder gibi hayatı. Nerde nefes aldığın önemli olmuyor o an. Havanın kirli ya da temiz olması da. Sadece nefes aldığına şükrediyorsun. Sonra şükre değecek başka sebeplerin çıkıyor. Sonra çoğalıyor sebeplerin. Neden battığını, neden bu nefese ihtiyacın olduğunu bile unutuyorsun yaşıyorsun sebeplerinle. Başkaları için yaşar oluyorsun zamanla. Bir bahane buluyor hayat seni kendisine bağlamak için...
O yüzden üzülme... Düşsen de, dibe de batsan bir şekilde kalkıyorsun ve daha da sıkı sarılıyorsun hayatına. Yorgun olsan da bir güç buluyorsun adım atmaya. Yeniden doğmuş gibi, yeniden emekler gibi adım adım tekrar yürüyorsun hayatta.
Karanlık korkutmuyor artık seni. Yalnızlık yıldırmıyor güvenini. Yine tutunacak bir dal buluyorsun. Göğsünde yeni bir kuş daha doğuyor.
Kuş yuvası gönlün yeniden seviyor...
Belki de hak ettiğin gibi seviliyorsun bu kez. Cesaretle ve merhametle yeniden barışıyor için. İçini açıyorsun serpilirken göğsünde ki çiçeğin. O çiçeği kokluyorsun, o çiçeği saklıyorsun tüm kötü hislerinden. Endişelerin bavulunu toplayıp gidiyor. Korkuların dağılıyor aklından. Sıcak bir yaz günü gibi ısınıyor kalbinde ki yuva. Yeniden can geliyor kaleme, yeniden toplaşıyor ilham perilerin bu kez sahici ve gözle görülür bir hisle. Yâr’la bir oluyorsun.
Sanki hiç yerle bir olmamış gibi...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.