- 372 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
AĞIR
Değerli Dostlar; sizlerle "ağır kavramını ve ağır gelmek" deyimini paylaşalım istiyorum.
Ağır kavramı sözlükte; tartıda çok çeken ya da taşınması güç olan olarak geçmektedir.
Ağır gelmek ise; (bir şey) gücüne gitmek, onuruna dokunmak ya da (bir iş, bir şey) gücünün çok üstünde olmak, güç gelmek, zor gözükmek olarak geçmektedir.
Konunun ilham kaynağı aşağıdaki harika açıklamadır.
Hz.Ali’ ye sordular:
*
Gökten daha ağır olan nedir?
Hz Ali dedi ki;
Dürüst insana iftira atmak...
*
Zemheriden daha soğuk olan nedir?
Hz Ali dedi ki;
Namerde muhtaç olmak...
*
Zehirden daha acı olan nedir?
Hz Ali dedi ki;
Sabretmek...
Günlük hayatımızda hepimizin ağırına veya zoruna giden ne çok olaylar olmaktadır. Ya da bizlere ağır gelen neler var neler dediğinizi duyar gibiyim.
Bazen de deriz ki;
*Bu işler artık bana çok ağır gelmeye başladı.
*Sözleri bana çok ağır geldiği için ben de işi bıraktım.
*Ağır gelen sözlerinin ardından yanında kimseyi bulamadı.
*Dostlarımdan(sevdiklerimden) ayrılmak bana çok ağır geliyor.
*Hak etmediğim sözleri duymak bana çok ağır geliyor.
*Hak etmeyenlere verilen değer ağırıma gidiyor.
*Sabırdan sonra söylenen söz ağır olur. Söyletmeyin!
*Büyük hayallerimi küçük insanlarla ziyan etmek ağır geliyor.
.*Kırılmış bir kalbin hesabı, bu dünyaya ağır gelir.
*Mazlumun ahı çok ağır gelir.
*Adam yerine koyduklarımın yerini beğenmemeleri ağırıma gidiyor.
Daha ne sözler var değerli dostlar. İlk etapta aklımıza gelen bazı sözleri sıralamaya çalıştım.
Bazen yaşadıkları ağır gelir insana; bazen yaşattıkları.
Bazen duydukları ağır gelir insana; bazen söyledikleri.
Bazen yediği ağır gelir insana; bazen giydiği.
Bazen gördüğü ağır gelir insana.
Bazen bildiği ağır gelir insana... sıralanır gider.
Dahası; "Yolu doğru olanın yükü ağır olurmuş."
Eyyûb -aleyhisselâm- bütün musîbet ve sıkıntılarına rağmen, hâlinden şikâyetçi duruma düşmemek ve takdîre rızâda kusur göstermemek için, hastalığını Cenâb-ı Hakk’a arz etmekten, kendisi için sıhhat ve âfiyet dilemekten bile çekindi. Nihâyet zevcesinin ısrarları karşısında sadece:
“…(Rabbim!) Başıma bu iptilâ geldi. Sen, merhametlilerin en merhametlisisin!..” (el-Enbiyâ, 83) diye niyazda bulundu.
Bu duâ üzerine Cenâb-ı Hak, kullukta dâim olanlara bir rahmet hâtırası olmak üzere onun derdini giderdi, hastalığına şifâ verdi ve kendisine yeniden mal ve evlâtlar lûtfetti. Cenâb-ı Hak sabır, şükür ve hâle rızâ makâmında zirveleşen Eyyûb -aleyhisselâm- için:
“…O ne güzel kuldu!..” (Sâd, 44) iltifatında bulundu.
Kısacası Yüce Allah bizleri yükü hafif olanlardan eylesin.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.