- 339 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Düşünürken
Tüm zamanlarda insan denen varlık iki kıyısı olan denizin dalgaları gibi kıyıdan kıyıya savrulur durur . Bu kıyılardan biri din diğeri yine dindir. İkinci dini dinsizlik olarakta düşünebiliriz.Yada bu ikisinin ötesinde üçüncü bir kıyının olabileceginide düşünebiliriz. Düşünmek sizi yelkenleri açık bir gemi gibi ileri götürür görünebilir ama bir rotanız yoksa sizi hiçbir güç hedefe götüremez .Hedef önemlidir. Hdefin ne olduğu önemlidende önemlidir. Önemliden önemli olmayı üst önemsellik olarak düşünebiliriz.Her birimizin bir üst önemselligi mutlak vardır. Bu inancımız olabilir aile işin içinde olabilir. Daha geniş bir açısallıkta millet olabilir ötesi tüm dünya hatta tüm evren ilgi alanımızda olabilir. Bu süreçte neyin ne olduğunu anlamaya çalışırken gelin önce kendimizi anlamaya çalışmakla işe başlayalım. İnsan denen varlık çok akıllı bir varlık değildir .Sadece akıllıdır ve bu akıl sınırları olan bir akıldır.
Bir şeyin sınırları varsa orda mutlak bir yeterlilikten söz edilemez. Bunun içindirki bir çoğumuz görülenle bir çok şeyi anlamaya çalışırız.Buda çoğu kez anlamayı başarabilmemize engel olur.
İleri yaştasınız ve hastalıklarla karşılıyorsunuz belki bir dakika sonra yada birkaç hafta sonra hadi irimser olalım birkaç yıl sonra ölüm sizin için kaçınılmaz olacaktır .Okudugunuz okullar eşiniz çocuklarınız torunlarınız hepsi çemberde sizden gerideler ölüme yakın olan sizsiniz. Çok iyi biliyorsunuzki ne dünyayı düzeltebildiniz ne kendinizi. Sadece hepimiz şartlara uyduk .Bize uygun görüleni kabullendik.Buna kader dedik. Sonra şöyle düşündük kaderimizi tanrı yazdırsa biz niye sorgulanıyoruz. Hayır tanrının bizim için ne düşündüğünü bilmiyoruz biz o yetkenlige sahip olamayız.Olmuş olduğumuzu düşündüğümüzde tanrının paydaşı olmuş oluruzki bu tanrının mutlakıyetine karşı bir başkaldırı olur. Tanrı esirger ve bağışlar bunda bize sunduğu akıl gücünün gerçekliği esastır .Tanrı aklımızla bize güç verir .Kendimizi yönergelemede bize şans vermiştir. Hiçbir zaman her şeye sahip olamayız.O zaman bırakalım aklımız bizi fırtınalardan korusun bize pusula olsun.
Rasyonel ölüyorum ben. Yinede üzülüyorum. Beni kendine mahkum eden tanrı muhtaç olmamak için yalvardığım tanrı. Hayıflanıyorum böyle düşündüğüme kendimden korkuyorum.
Köleleriyiz varlığımızın .Yani tanrı bizi yarattı kendine kul etti (köle) şükürler ettik biz tanrıya bizi yarattığı kalıplara soktuğu için. Geçiciydik bu görünen evrende. Üst canlıydık herşey olabilirdik ama insan oldurulduk .Güzel bir sonuç bu.
Sonra mekandan ve bilinenden öte tanrı bize hükmetti. Yönlendirdi. Akıl verdi (us ) Hiçbir şey yoktu tanrı vardı o hiçbirşeyin olmadı yoklukta .Tanrı bizi ölümle dizginledi. Korktuk hizaya getirdi bizi.
Sonra doğayı tanıdık elementleri atomu ,çekirdeği. çok şeyler başardık .Bir insanca yaşamı başaramadık . Kastlara ayrıldık. Dogdugumuzda bize röller biçtiler. Aile kaderimiz oldu. Köylü olduk. İşçi olduk .Her şey olduk insanca yaşamanın mimarı olamadık. Birileri hep üstte olup ezilmemize buruyganlık etti. Sonra ölüm geldi o meçhuliyete gidildiğine tanık olduk. Öyle düşündük. Cennette ölüme mahkumlaşan yakınlarımızla buluşmayı umut ettik. Başka ne yapabilirdikki.
Bugün pazarmış deliye her gün Pazar. Delillerden çok şey kapmalı insan Deli olmadığını bilerek . Sincaplar ülkesinde saka kuşlarıda konmalı dallarına o ceviz ağacının . Ekimde üşümemeli askerleri gecenin. Perdeleri kapalı bir evde hırçın pislik bir erkeğin karısı kaçıp gidince gökyüzünün en uç noktasına gök yüzünü tanıdı o zaman yer çilekleri. Sordular kimsin diye ben askerim dedi silahsızım. Hiç kadın tanımadı gözlerim . Şehit oldum ben toprağın koynundayım.Kirletme olurmu o toprağı üzülürüm ben.
Sana bir sır vemenin güncesindeyim. Biliyormusun düşünmeninde bir sonu var. Sevmeninde öyle .O bırakıp gidenlere sorsanız istemezlerdi gittiklerini. Kim güneşli bir sabahta toprağın altında olmak ister. Kim yazdırmak ister kabirlerde taşlara adını . Filan üniverstenin bilmem hangi bilim dalı hocası hiç bilemediği anlıyamadıgı ölümle göçü vermiş. kara toprağın ardına . Onun içindirki elfabe bilmez benim üniveristelerimin hocaları .Kapısından sokmaz bizi içeri kırmızı yakalı sarı simli cüppeleri ile buruygan sitatiko .Bahçesinde kediler dolaşmaz o üniverstelerin ,kedilerin olmadığı yerde bilimmi olurmuş! Ben sevmem öyle yerleşkeleri gülücükler saçmalı bahçesinde hanım eli çiçekleri ülkemin gençliğine. Kırmızı güllerden bir demet yapıp koşmalı özgürlüğün yamaçlarına umut. Anladımki her kabir bir izdüşümüdür çekip gidenlerin.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.