ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ HİZMETE AÇILDI

Dr. Sadık Özen


Yaşanmış uzun süren tartışmalardan sonra, Atatürk Kültür Merkezi’nin 2,5 yıl gibi kısa bir sürede, muhteşem bir proje ile hizmete açılışı halkımızda büyük bir mutluluk yaratmıştır. Başta Sayın Cumhurbaşkanımız, Kültür Bakanımız ve Projesini hazırlayan Kemal Tabanlıoğlu ve kardeşleri ile bu muhteşem yapıtın gerçekleştirilmesinde emeği geçen herkesi büyük bir içtenlikle kutluyorum.

Bu açılışın Cumhuriyet Bayramımızın 98.nci yıldönümüne rastlaması son derecede isabetli olmuştur. Milli ve Dini bayramlarımız millet olarak ortak sevinç ve mutlulukların paylaşıldığı önemli günlerdir. Özellikle, yurtiçinde ve yurtdışında büyük olumsuzluklarla karşı karşıya gelindiği bir dönemde; böyle bir açılış, Milli Birlik ve beraberliğin sağlanması açısından büyük önem taşımaktadır. Keşke yakalanan bu fırsat daha iyi değerlendirilmiş olabilseydi. Keşke bu konularda daha sağduyulu olunabilse ve özveriyle hareket edilebilseydi. Keşke bu güzel güne hiç gölge düşürülmemiş olsaydı.

İçimde yoğunlaşan milli duygularımla programı başından sonuna kadar büyük bir ilgi ve heyecanla, büyük onur duyarak izledim. Yaratılan güzellikler göğsümü kabarttı ve büyük bir içtenlikle alkışladım. Sayın Kültür Bakanımızın uzun ve ayrıntılı konuşmasında, açılışını yaptığı Atatürk Kültür Merkezi’nden söz ederken Atatürk’ten hiç söz etmemesinden büyük üzüntü duydum. O Atatürk ki; askerliği, devlet adamlığı ve tüm üstün nitelikleri yanında, kültür ve sanata verdiği önemi, “Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir” sözleriyle anlatmıştı. Bu çok anlamlı söze Atatürk Kültür Merkezi’nin giriş kapısı üzerine yer verilmiş olmasının bir kadirbilirlik örneği olacağını düşündüm.

Sayın Cumhurbaşkanının Atatürk’ü anarak başlayan konuşmalarını içtenlikle alkışladım. Bu muazzam eserin yaratıcısı olarak; geçmişe ait serzenişlerini ve başardıklarıyla övünmesini haklı buldum. Bana göre bu açılış Milli Birlik’e atılmış ileri ve önemli bir adım olabilirdi. Ancak, bunun için, bu açılışta duyulan heyecanın milletçe paylaşılması gerekirdi. Açılış protokolünde, muhalefet liderlerine yer verilmemiş olmasının büyük bir eksiklik olduğu kanaatindeyim. Böyle bir günde onların eline de hatıra olarak saklayacakları birer makas verilmesi çok şık olurdu ve özlenen milli birliğe katkı sağlayabilirdi.

Bu açılışın “Atatürk Oratoryası” ile yapılmasının güne daha büyük anlam kazandırmış olacağı hakkındaki görüşümü de burada açıklamak istiyorum. Zira Cumhuriyetimizin kuruluş yıldönümünde ön planda tutulması gereken Cumhuriyet değerleri olmalıdır. Bu söylemimin yanlış algılanmasını istemem. Elbette ki Fatih Sultan Mehmet Han ve Mimar Sinan en büyük milli değerlerimiz arasındadır ve bu büyük insanlara saygımız büyüktür. Çünkü onlar bizim kendileriyle onur duyduğumuz ecdadımızdır. Ama bizim onları anacak o döneme ait özel günlerimiz var. Ortaçağı kapatıp Yeniçağı başlatan Fatih Sultan Mehmet Han ve eserleriyle yüzlerce yıldır ismi yaşayan dünyanın en büyük mimarı ve ulusumuzun da en önemli onur kaynakları arasında olan bu büyüklerimizi, onlar için düzenlenen özel günlerde anmamız daha doğru olur diye düşünüyorum.

Saygılarımla…

30 Ekim 2021 / Antalya