- 602 Okunma
- 1 Yorum
- 2 Beğeni
Meczup
Meczup
Üstü başı toz içinde olan kahramanımızın sahip olduğu yılların yorgunluğu eskiyen pantolonundan bile fazlasıyla belli. Saçı sakalı tanınmasını güçleştirecek derecede karışık. Ah kader, ben bu hallere düşecek adam mıydım diye hayıflanışını duyuyorum. Sokuluyorum usulca yanına. Hayırdır kardeş bir sıkıntın mı var, yardımcı olalım diyorum. Cevap ibretlik: Sol yanım, diyor. Sadece titremeye başlıyor. Temmuzun kavurucu sıcağında üşüyorum bira- der çok üşüyorum, diyor. Üzerinde eski sayılmayacak gri fermuarlı yandan cepleri olan montuna ilişiyor bakışlarım. Herkes sıcaktan bunalırken bu adam nasıl üşüyordu? Sadece kot pantolonunun eski mavisi bile renginden bıkmış, griye çalan tonları yakalamış pantolonunun rengini. Gel yemek yiyelim üst baş alalım dememi bek- lemeden susturuyor el işareti ile beni, sakın ha sakın beni bu hale koyan yokluktur ama maddi anlamda değil deyince taşlar yerine oturuyor. Aslı’m, asaleti isminden daha ihtişamlı sevdiceğimin yokluğu beni derbeder etti. Sen hiç gerçek aşkı tattın mı diyor ve gözle- rimin ta içine bakıyor meczup adam. Bu nasıl olur, az önce sönmüş
olan bakışlar o gözler şimdi nasıl ışıl ışıl parlıyor? Kaç mevsim bu günümü beklemiş gözlerimden çekiyor gözlerini. Belli sen tatma- mışsın o duyguyu, tatsan böyle boş bakmazdın deyişini zor bela duyuyorum. Hala şoktayım, bu değişim imkânsız olamaz diyorum. Kendi düşünce dünyamdan meczup uyandırıyor beni. Demek sen hiç tatmamışsın yazık sana, diyor. Dünyayı boş yaşamışsın. Aman Allah’ım. Biraz önce acımalı gözlerle baktığım adam şimdi aynı bakışları bana yöneltmiş dikkatlice bakıyor. Sessizliğimden anla- mış ve içinde bulunduğu durumu izaha başlıyor meczup. Ben bir Aslı’ya tutulalı 3 yıl 5 ay 22 gün, saate bakışını izliyorum ve 6 saat 43 dakika oldu diyor. İyice kabuğuma çekiliyorum, işte bu yüzden pantolonumu hiç değiştirmem. Yıkayıp yine giyerim, ellerimle öyle nazik yıkarım ki eskimesin yırtılmasın diye, saatlerce sürer bu iş. Tabi sen neden sadece pantolon diye düşünüyorsun ondan geriye bir tek o kaldı. Aslı nerede diye soracak cesareti kendimde bulamıyorum. Hâlimi anlayan adam: Aslı mı, cennette diyor güle- rek. Motorla kaza yaptık, o cennette ben cehennemde yaşıyorum, diyor. Cezamın bitmesini bekliyorum, kim bilir belki ben de cen- nete Aslı’mın yanına giderim deyişi kulaklarımdan hiç silinmiyor.