- 311 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KASIM AYINDA BİR PAZAR GÜNÜ
KASIM AYINDA
BİR PAZAR GÜNÜ
THE DEEP END OF THE OCEAN
OKYANUS KADAR DERİN
KAVİN KADAR SICAK.
KASIM AYINDA BİR PAZAR GÜNÜ
2013-2014
‘’Sen olmayınca yanımda engebeli bir zaman gibi araya giriyor yollar. ‘’
KAVİN OKYANUS
Giriş
2013 yılının Kasım ayında başlayan ve 2014 yılının Kasım ayında sona eren bir aşk hikâyesidir. İsimler yer ve mekân adları değiştirilmiştir. Ateş düştüğü yeri yakar. Yürekler dağlanır ama kimsenin ruhu duymaz. Dünya hali işte.
Bana aşkı, sevgiyi, mutluluğu en iyi anlatıp yaşatan ay hangisi diye sorarsanız cevabı KASIM ayı olacaktır.
Çünkü Kasımda aşk bir başkadır. Bir başka yaşanır dökülen yaprakların peşine takılıp gidilmesi gibi. Ağızdan dökülen kelimelerin sevgilinin kulağından kalbine coşkun bir nehrin akıntısına kapılıp akması gibi.
Soğuk havalar kesmemeli yolunu sen çıkmaz sokaklarda kaybolmamalısın. Yürü hiç durmamacasına. Yürü hatta koş, hedefine vardığın zaman KAVİN kollarında olacak ve beraber öleceksiniz. İki beden bir bedende tek olunca.
KASIM AYINDA BİR PAZAR GÜNÜ (Kavin)-1
OKYANUS
‘’Seven ama
Sevilmeyen
Bir adamın
Hatıraları.’’
Cenazenin en arkasında ağır adımlarla, önde giden kalabalığı takip ediyordu. Onun için daha fazla yaklaşmak imkânsız gibi idi. Bir mezar taşının arkasından sessizce akan gözyaşları ile izledi gömülüşünü. Aslında gömülen sadece o değildi. Kendi ruhu da bir daha çıkmamak üzere cenaze ile beraber o mezara girdi.
Yıllar boyu uzaktan sevmekle yetindiği kadının mezara konulup üzerine toprak atılışını büyük bir acı ile seyrediyordu. Nihayet geldikleri gibi gittiler. Yavaşça yerinden doğruldu aksak adımlarla taze mezarın yanına geldi ve dizlerinin üzerine çökerek ilk defa uzun yıllar sonra dua etmeye başladı. Hatırlayabildiği duaları arka, arkaya okumaya başladı. Aslına bakarsanız pek fazla dua bildiği de yoktu. Zamanın nasıl akıp gittiğini anlayamadı. Burnunun ucuna düşen birkaç yağmur damlası kendine gelmesini sağladı. Acele ile cebinden telefonunu çıkararak saatine baktı. Hayretle üç saate yakın sevdiğinin mezarı başında durduğunu fark etti.
Birisinin omuzuna dokunmasıyla birden korku ile irkildi. Hemen dönüp arkasına baktı. Yaşlı bir adam kendisine bakıyordu.
Yaşlı adam,
‘’ Kusura bakma hemşerim seni korkutmak istemedim, ama uzaktan uzağa seni uzun zamandır izliyorum. Su gibi ıslandınız. Burada böyle durmaya devam ederseniz hasta olacaksınız. Galiba gömülen mevta yakınınızdı?’’
‘’ Evet, o kadar yakınımdı ki bu güne kadar hep yüreğimde taşıdım.’’
‘’ Adım Murat yıllardır bu mezarlığın bekçiliğini yapıyorum. Sen şimdi bu halinle yola koyulmaya kalkarsan gerçekten hastalanacaksın. Kulübem hemen mezarlığın yanı başında. İki adımlık yol. Hem kurulanırsın hem de çay demlerim boğazımız ısınmış olur. Belki anlatacak bir şeylerimiz de olur.’’
‘’ Beni beş dakika yalnız bırakırsan son bir işim kaldı onu da halledeyim.’’
Murat Dayı,
‘’ Sen gelinceye kadar bende suyu ocağa koyarım.
Bir tek resim hariç bana vermiş olduğu hatırasını yaşatacak olan her şeyi ufak bir torbada mezarın bir
köşesine gömdüm. Ama resmine kıyamadım. Eğilip yattığı toprağı son bir defa daha öptükten sonra mezarlık bekçisinin kulübesine doğru yürümeye başladım.
Yağmur şiddetini arttırırken bende kulübeden içeri girdim. Kutu gibi toplu güzel bir evdi. O çay suyuna bakmaya giderken bende gösterdiği yere oturdum. Çaylarımızı yudumlarken lafın bir ucundan söze girdim.
‘’ Ona geçen yıl bizim semtin otobüs durağında rastladım. İlk görüşte aşk bu gibi bir şeydir herhalde. Yüreğim deli gibi çarpıyordu. İşte dedim kendi kendime, bu güne kadar arayıp ta bulamadığım kız. İkimizde aynı saatte, aynı yöne giden otobüse bindik. Ona baktığımı fark ettirmesem de bir noktaya kadar başarılı olabildim. Bu bakışlar daha doğrusu tek taraflı bakışlar günlerce devam etti. Ta ki beni suçüstü yakalayıncaya kadar. Önce hayırlı sabahlarla başladı konuşmalarımız. Daha sonra kısa, kısa kurulan cümlelerle devam etti. Mecidiyeköy’de bir emlakçının yanında çalışıyormuş. Havadan sudan olan konuşmalarımız zaman içinde kişiselleşti. Uzun süren bir ilişkiden daha yeni çıkmış ve bütün derdi kendi ayakları üzerinde durmak uğraş veriyormuş.
Zaman içinde ona olan hayranlığım tek taraflı bir sevgiye dönüştü. Ya da ben öyle düşündüm. İlk karşılaşmamızdan yaklaşık iki hafta sonra buluşma teklifimi kabul etti. Aylardan kasımdı. Bir Pazar günü ilk defa buluştuk.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.