- 330 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM HAYATIN ANLAMINI YAŞAMIN AMACINI BUL ‘Yaşamın amacı, amacı olan bir yaşamdır. Amacınıza sadık kalın.’ Robin Sharma
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
HAYATIN ANLAMINI YAŞAMIN AMACINI BUL
‘Yaşamın amacı, amacı olan bir yaşamdır. Amacınıza sadık kalın.’
Robin Sharma
Bir hafta benim için çok zor geçmişti. Hep Bill’in ne anlatacağını düşündüm. Bu arada da doğunun kaliteli ve mutlu yaşam için uyguladıkları metotları uygulamaya başlamıştım bile. Yaşam kalitemde şimdiden birçok değişiklikleri görmeye başlamıştım. Bu heyecanla güneş doğmadan buluşma yerinde yerimi aldım. Bill de çevik adımlarla bir keklik gibi süzülerek geldi ve hiç zaman kaybetmeden: ‘’Amaç Tom amaç’’ dedi ve devam etti.
‘’Amacın olmazsa nereye gidebilirsin? Bir noktadan sonsuz doğru geçer, iki noktadan bir doğru geçer. Bulunduğun yeri ve hedefini belirlersen gideceğin istikameti de belirlemiş olursun. Harp teorisyenleri bile harp prensiplerinin birinci prensibi olarak hedef prensibini tespit etmişlerdir. Bu olmazsa olmaz bir prensiptir. Hilvana Bilgeleri amacın tespitine çok önem verirlerdi ve hayatın amacı, amacı olan bir hayattır derlerdi. Amaç tespiti için de zaman ayırırlardı. Ne yapmak istiyorsun? Neyi yapmaya kabiliyetin var? Zihnini bu sorulara cevap bulmak için yoğunlaştır. Zihnin sana amaçlarını bulmada yol gösterecektir. Amaçlarını buldukça, seni bu amaçlara ulaştıracak küçük hedefleri tespit et. Amaçlarını bulduktan sonra tutkuyla, kararlılıkla amaçlarını izle. Tüm gücünle amaçlarını gerçekleştirmek için çalış. Senin için başarı işte bu amaçlarına ulaşmak olacaktır. Başarıya ulaştıkça da mutluluğa hem de sonsuz mutluluğa ulaşacaksın.”
Şimdi tekrar hatırlamıştım, Bill, ‘’Yaşamın amacını, hayatın anlamını, sonsuz mutluluğu aramaya, kimi sorulara cevap bulmaya gidiyorum demişti.’ Doğu seyahatinin asıl amacı buydu. Belki de Bill şu anda en önemli sırları anlatıyordu. Kişisel gelişim kitaplarında buna benzer şeyleri okumuştum. O kitaplarda da hedef, başarı, mutlulukla ilgili incelemeler vardı. Bu kitaplar daha kestirmeden bir deyişle, mutluluk kişinin istediği işi yapmasıdır, diyorlardı. Ama Bill bunu çok daha değişik ve daha canlı bir şekilde anlatıyordu.
‘’Sanırım anladım, önce konsantre olmuş bir zihinle amacımızı keşfetmeye çalışacağız ve bulacağız, sonra severek ve çok çalışarak amaçlarımızın peşinde koşacağız, amaçlarımıza ulaştıkça başarılı olacağız, başarılı oldukça da mutluluğu elde edeceğiz, hem de sonsuz mutluluğu!?” dedim.
‘’Evet Tom, hedeflerini bulmak için zaman ve çaba harcayacaksın. Önce hedeflerini bulacaksın, gerçek hedeflerini buldukça heyecanlandığını göreceksin. Bu değerli hedefleri bulduğun zamanda mutlaka yazmalısın. Hedeflerini yazmak demek gerçekleşmesine bir adım daha yaklaşman demektir. Zihinden her gün geçen on binlerce düşünceden, yazdıkların ayrı bir önem ve önceliğe kavuşacaktır. Zihin ve vücut bunları gerçekleştirmek için daha fazla çalışacaktır.”
Amaçlarını yazanların daha başarılı olduklarını gösteren istatistikleri birçok kişisel gelişim kitabında görmüştüm. Hilvana Bilgeleri de aynı şeyi söylüyorlardı. Bill devam etti.
‘’Hilvana Bilgeleri ‘gerçek bilgiye ulaşmış kişiler; maddesel, fiziksel, ruhsal ve zihinsel olarak ne istediğini bilen kişilerdir,’ derlerdi. Yaşamda gördüğümüz her şeyin bir amacı vardır. Hilvan Bilgelerinin de yaptığı her şeyin bir amacı vardı. Hilvana Bilgelerinden kimi resim yapar, kimi şiir yazar, kimisi felsefi konuları yazardı. Onlara göre; yaşam onlara bir amaç vermişti, görevleri bu amacı gerçekleştirmekti. Amaçlarına ulaştıklarında ebedi mutluluğa ulaşacaklarına inanıyorlardı. Sen de benim gibi gerçek amacını bulur, eyleme geçersen ebedi mutluluğu yakalayabilirsin.”
‘’Gerçek amacımı bulduğum ve bunu gerçekleştirdiğim zaman mutluluğu belki de ebedi mutluluğa ulaşacağımı anladım. Ancak gerçek amacımı bulmakta güçlük çekiyorum. Bu konuda zihnime fazla güvenemiyorum ve ne kadar riske girebileceğimi kestiremiyorum.”
‘’Zihnine güven Tom. Hilvana Bilgelerin verdiği birkaç tekniği sana öğreteceğim. Birçok insan varoluşunun gerçek amacını keşfettiği zaman, önündeki engellere ve risklere aldırmadan bu amaca yöneldiler. Bu örneklerden birisi de benim, bir önceki durumuma bakıyorum, bir de şimdiki görünümüme, kendimi tanıyamıyorum, mutluyum, hayat doluyum, heyecanlıyım severek peşinde koşacağım bir hedefim var.
Sen de heyecanlanacağın, tutkuyla peşinde koşacağın, onun için yapacağın çalışmalarda yorgunluk tanımayacağın amaçlarını tespit et, bunları bir yere yaz, zaman zaman bu hedefleri tekrar, tekrar düşün. Bu hedefler; maddesel, zihinsel, mesleki, ruhsal, fiziksel olabilir. Bu hedefler, diğer insanların ve canlıların yararına olmalı, hiç değilse zararına olmamalıdır. Şimdi bunlarla ilgili tekniklere geçelim.”
Bill amacını bulmuştu, Hilvana Bilgelerinin atalarından on bin yıllar öncesinden gelen ve mutluluk veren ilkelerini anlatmaya kendisini adamıştı.
Mutluluğun düğüm noktası amaçtaydı. Yaşamın gerçek anlamını, ve amacını bulacak metotlar çok önemliydi. Durumundan memnun olmayan, iç huzuru bulamamış, dolayısıyla dış huzuru da bulamamış birçok insan çığlık çığlığa mutluluğu arıyordu. Doğrusu çok heyecanlandım. ‘’Dikkatle dinliyorum Bill’’ dedim. İlgimi çekmenin mutluluğu içinde Bill devam etti.
‘’Birinci teknik istek tekniği. Yapabileceğin işleri bir yere yaz. Bunları yaptığını sıra ile düşün. En çok hangisini yapmaktan haz duyuyorsun? En çok ısrarla hangisini yapmak istiyorsun, hangisini bıkmadan yapabiliyorsun, hangi işi duyduğun zaman daha çok heyecanlanıyorsun, gözlerin parlıyor, iç huzura ulaşıyorsun? İşte bu sorulara cevap olan iş senin amacın, bunu başardığında mutlu olacaksın.
İkinci teknik baş rol oyuncu tekniğidir. Size bir filmde istediğiniz bir başrol oyuncusu olmanız teklif ediliyor. Hangi baş rol oyuncusunu oynamak isterdin. İnsanlara mutluluk saçan bir bilge, yeni bir buluş gerçekleştiren fizik bilim adamı, kimya, biyoloji bilim adamımı, hikaye,roman yazarımı, ressam mı?, müzisyen mi?, bir felsefeci mi? Oynamak istediğin bu rol senin hedefin olabilir.
Üçüncü teknik yüz yaş tekniğidir. Şu anda yüz yaşına geldiğinizi düşünün. Acaba yüz yaşına kadar neleri gerçekleştirmiş olmayı isterdiniz?. Ya da Yüz yaşına geldiğiniz de size ne demelerini isterdiniz? İyi bir bilim adamı, zengin bir yardımsever, İyi bir yazar, iyi bir sanatçı mı? Soruya cevabın senin hedefin olabilir.”
‘’Harika Bill’’ demekten kendimi alamadım. Misyonunuzu, vizyonunuzu tespit etmelisiniz, hedefleriniz büyük, büyük, kocaman olsun diyen kişisel gelişimcilerden daha farklı bir şeyler anlatıyordu Bill. Daha önceleri iyi bir söz yazarı, düşüncelerimi anlatmayı istediğimi ve birkaç söz yazdığımı hatırlıyorum. Ama aynı zamanda insanlara faydalı bir buluş yapmış bilim adamlığını da düşünmüştüm. Acaba hangi rolü almalıyım veya artık yaşamı terk etme zamanı geldiğinde bana ne demelerini isterdim diye düşünmeden edemedim. Bunu bulursam mutluluğu, herkesin aradığı sonsuz mutluluğu bulacaktım bir bahar günü güneş batarken. Güneş de kaybolmuştu. Güneşin batmasıyla birlikte ben yeni bir başlangıç yapabilir miydim. Her şeye yeniden başlayabilir miydim. Doğrusu bu gücü kendimde bulmaya başlamıştım. Artık fazla sabrım yoktu. ‘’Yarından fazla bekleyemem’’ Bill dedim. Gözlerindeki ışıltıyla onayladı.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.