- 361 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İSLÂM DÜNYASINI KUŞATAN ZİLLET KUR'AN'DAKİ İSLAM KADİR GECESİYLE İLGİLİ HURAFELER VE UYDURMA HADİSLER
Kur’an’da, “Kadir Gecesinin” hangi gece olduğuyla ilgili bir bilgi yok. Gelenekçiler ise; birbiriyle çelişen onlarca hadisten hiçbir aklî, mantıkî ve naklî delile dayanmadan keyfî yöntemlerle ramazan ayının 25. gecesini “Kadir Gecesi” ilan ediyorlar. Hâlbuki konu hakkındaki rivayetlerin hepsi uydurma ve Kur’an’a muhalif. Hadis rivayetleri açıkça birbiriyle çelişiyor.
Kadir Gecesi; son yedi geceden biri!
“Kadir Gecesi ile ilgili rüyalarınızın, Ramazan’ın son yedi gecesi üzerinde toplandığını görüyorum. O halde Kadir Gecesi’ni arayan onu Ramazan’ın son yedi gecesinde arasın!” (Buhârî, Leyletü’l-kadr 2,)
Kadir Gecesi; son on gecenin birinde!
“Kadir Gecesi’ni Ramazan’ın son on günü içinde arayınız!” (Buhârî, Leyletü’l-kadr 3)
Detayın dozu artıyor ve hurafe sarmalı büyüyor:
Kadir Gecesi; son on gecenin tek sayılı gecelerinden birinde!
“Kadir Gecesi’ni Ramazan’ın son on günündeki tek gecelerde arayın!” (Buhârî, Leyletü’l-kadr 3)
Kadir Gecesi; 29. veya 27. veya 25. gece olabilir!
‘Kadir gecesini size haber vermek için çıkmıştım, falan ve falan birbiriyle kavga ettiler (onun malumatı benden) kaldırıldı. Böyle olması sizin için belki daha hayırlıdır. Sizler onu (yirmiden sonraki) dokuzuncu, yedinci, beşinci gecelerde arayınız’ buyurdu.” (Buhari 1874, Darimi 2/2728, İbni Ebi Şeybe 2/487/3, İbni Huzeyme 2198, Beyhaki 4/311, Begavi 1821, Tayalisi 576, Malik 1/320/13) ayrıca bu hadiste parantez içerisini gelenekselciler ekliyorlar yani hadiste gerçekte yirmiden sonraki günler demiyor. Dokuzuncu, yedinci, beşinci geceler Ramazan’ın dokuzuncu geceleri 9’u, 19’u, 29’udur. Yedinci geceleri:7, 17, 27, beşinci geceleri: 5,15, 25. gecelerdir. Ama 27. gece diyen ve son on gününde arayın diyen hadisler sebebiyle yirmiden sonraki diye parantez içerisinde eklenmektedir.
Kadir Gecesi; ramazanın 27. gecesidir.
“Kadir gecesini aramak isteyen 27. gecede arasın.” (Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, VIII, 426)
Pekâlâ gerçek ne?
Nebimiz Muhammed Kadir Gecesi diye bir geceyi ihya eder, daha fazla ibadet eder, o geceye has namazlar kılar, dualar eder miydi?
Hayır!
"Ben, bana vahyedilenden başkasına uymam." (En’âm Suresi 50. Ayet)
Diyanet İşleri Başkanlığı neden ramazanın 27, 21, 23. gecelerini değil de 25. gecesini Kadir Gecesi kabul edip ihya ettiklerini tutarlı, delile dayalı ilmî bir izahla ispatlayabilir mi?
Hayır !
Düşünün; hadislere dayanarak bir gece kutluyorlar, fakat gecenin hangi gece olduğu hadisler de bile belli değil.
Nebimiz Muhammed’te Allah’a nasıl kulluk edileceğini Kur’an’a bakarak öğreniyordu. Allah’ın sevgili resulü Kur’an’a baktı ve Kadir Gecesinin hangi gece olduğuyla ilgili bir bilgi bulamadı ve bu nedenle konu hakkında hakikate hiçbir şey söylemedi.
Kovulmuş Şeytandan Rabbime Sığınırım
Rahman ve Rahim Allah’ın Adıyla
“ De ki: "Ben, buna karşı sizden bir ücret istemiyorum ve (kendiliğinden) bir yükümlülük getirenlerden de değilim." (Sad 86)
Bu yüzden Kadir Gecesiyle ilgili bütün hadisler düpedüz uydurmadır.
Kur’an Müslümanı 365 gece Allah’a kulluk eder. Müslüman, ibadet hayatını Kur’an ayetleri çerçevesinde şekillendirir. Allah’tan af dilemek için bazı özel geceleri ve vakitleri gözlemez.
“Ramazan ayının son on günü girdiğinde Resûlullah geceleri ihyâ eder, ev halkını uyandırır, ciddiyetle ibadete soyunur ve eşleriyle ilişkiyi keserdi.” (Buhârî, Leyletül-kadr 5)
Nebimiz Muhammed her zaman ciddiyetle ibadet eder, Hıristiyan ruhbanları gibi kadınlarından uzak durmaz ve onlarla yaşadığı sevgi hayatına devam ederdi.
‘Herkim imanla ve ecrini Allah’tan umarak Ramazan orucunu tutarsa onun geçmiş günahları mağfiret olunur. Herkim de imanla ve ecrini Allah’tan umarak Kadir gecesini ihya ederse onun geçmiş günahları mağfiret olunur’ buyurdu.” (Buhari 1868, Müslim 760/175, Ebu Davud 1372, Nesei 2201, Begavi 1707, Albânî Sahihu’l-Cami 6441)
Geçmiş günahların af olması için Kadir Gecesi ibadet etmek diye Kur’an’da bir hüküm yok. Allah’ın rahmet kapısı 365 gün ve 24 saat kullarına açıktır. Allah, yüzünü Kendisine sırtını dünyaya dönen ve Kendi yolunda yürüyen, Kur’an’daki İslâm’ın hükümlerini yaşayan ve Kur’an’daki İslâm’a iman eden, cehd ehli kullarını bağışlar, dualarına icabet eder.
Kur’an’ı terk ederek uydurma hadisleri referans alan, şirk dini öğretisine iman eden (“Ve elçi dedi ki: "Rabbim gerçekten benim kavmim, bu Kur’an’ı terk edilmiş (bir Kitap) olarak bıraktılar." Furkan 30) insanlar sadece Allah’a kulluk etmek için yaratıldıklarını, bütün hayatlarını Allah’ın yoluna vakfetmeleri gerektiğini Kur’an okumadıkları, Kur’an’daki dinî kavram ve ibadetleri bilmedikleri için kolaycılığa kaçarlar ve bir gecede günahlarından arınarak cennete gideceklerini vehmederler. Oysa aslında Müslüman dahi değillerdir. Allah’a bir ucundan ibadet eden, şirke sapmış kullar olduklarını bilmezler. Hâlbuki Allah, kullarından bütün hayatlarını Kendisine adamalarını istemektedir.
“De ki: "Şüphesiz benim namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi olan Allah’ındır." (Enam 162)
Gelenekçiler Kur’an hakikatlerini bilmediklerinden bir ucundan ibadetin ne olduğu hakkında da fikirleri yoktur.
“İnsanlardan kimi, Allah’a bir ucundan ibadet eder, eğer kendisine bir hayır dokunursa, bununla tatmin bulur ve eğer kendisine bir fitne isabet edecek olursa yüzü üstü dönüverir. O, dünyayı kaybetmiştir, ahireti de. İşte bu, apaçık bir kayıptır.” (Hac Suresi 11. Ayet)
Gelenekçilerin hidayet ehli olmadıklarını, Kur’an’a iman etmediklerini İslâm dünyasının içinde bulunduğu siyasî, iktisadi ve kültürel gerçekliğe bakarak da anlayabilirsiniz. İslâm dünyasını sefalet ve zillet kuşatmış durumda ve Allah başlarına bela, musibet ve hastalık yağdırıyor.
Karşınızda, Allah’tan bağışlanma dileyen, özel kandil gecelerini ihya ederek bağışlanma dilediği için cennete yönelmiş, maddî ve manevî nimetlere gark olmuş bir medeniyet görüyor musunuz?
Emperyalist ve Siyonistlerin tahakkümü altında yaşayanlar, ülkeleri işgal edilenler, maddî ve manevî olarak sömürülenler hangi dine ve hangi medeniyete mensuplar?
İslâm âlemindeki halkların ayaklarının altından ve başlarının üstünden azap yağmıyor mu?
“Ve eğer onlar Tevrat’ı, İncil’i ve kendilerine Rablerinden indirileni ayakta tutsalardı, elbette üstlerinden ve ayaklarının altından (sayısız nimeti) yiyeceklerdi.” (Mâide Suresi 66. Ayet)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.