7
Yorum
5
Beğeni
0,0
Puan
1414
Okunma
Şiir içeriğinde yer alan betimleme ler okuyucuyu daima şiirin iklimine taşır.
Böylece okuyucu kendini şiirin ortasında bulur.
Bu sayede okuyucu şiirin ikliminde yaşar.
Betimlemeler ile okuyucu kendini şiir içeriğinde gelişen olayların ortasında bulur.
Anlam bütünlüğü içerisinde bir şiirde betimleme ne kadar çok olursa şiir o kadar da kendini bulur ve gelip geçici olmaktan çıkar.
Bir başka ifade ile betimlemeler şiirin ruhudur ve şiirin karakteridir.
Herkes şiir yazabilir ancak akış içerisinde betimleme ye yer verilmez ise şiir ruhunu bulamaz.
Bir başka ifade ile şair belki uyaklarla işi götürdüğünü zannetse de şiir tını olmaz. Şiirde eko olmaz. Şiir yavan kalır.
Hüsniye Hüsniye
Seni gördüm döndüm deliye
İnanmazsan beni bir de sor Veliye.
Bu sözleri hatırlıyorsunuz değil mi?
Merhum Kemal Sunal’ın merhume Oya Aydoğan’a söylediği sözler.
Yazan kişi şiir yazdığını zanneder ama iş Kemal Sunal ve Oya Aydoğana hikayesine döner
Hal böyle olunca o şiir gelip geçici olur okur ve geçersiniz.
İşin ilginç yanı şiiri böyle bir şey zannedenler dört bin beş in hatta altı in şiir yazdığını zanneder ki bu durum eşyanın tabiatına aykırıdır.
Cumhuriyet dönemi şairlerinin hepsinin eserlerini toplayıp on ile çarpsanız bile bu rakamları bulmanız mümkün değildir.
Aslında bu duruma şiir enflasyonu demek daha doğru olur ki sanatın bir inceliği, kalitesi adaleti ve değeri olmalıdır.
Bu platformda hemen her gün betimleme içermeyen onlarca serbest şiir yazılmaktadır.
Ancak okuyucunun hiç kimseye sen yazma deme lüksü yoktur.
Bu bağlamda platform yönetiminin de bir oto kontrol yöntemi geliştirmesi gerekir ki kaybolan kalite geri bir an önce geri dönsün. Aksi halde Hüsnü’ler işi bitecek..
Saygılarımla