- 605 Okunma
- 0 Yorum
- 4 Beğeni
DÜNYAYA SESLENMEK İSTEDİM
Bunları yazarken senden onay almak istemiyorum dünya...
Gelip geçiyoruz, yolcuyuz anlayacağın belli bir durakta yaşadığımız ölçüde
karşılanacağız.
Doğarken ağladık sayende..
İliklerimize kadar hissettik tahminlere bile gerek duymadık vereceğin acılarda büyüttük kendimizi...
Ana babalarımız rehberimiz oldu bize büyüdüğümüzde..
Düştük, kalktık, ağladık güldük, üzüldük mutlu olduk. Bu zıtlıklar arasında yaşadık.
İyide oldu bu zıtlıklar arasında kendimizi bulduk, varoluş sebebimizin anahtarıydı bunlar belkide..
Dostluklar kurduk, omuzlarına dayanacağımız bizimle ağlayan bizimle gülen dostluklar..
Bazı insanlarla karşılaştım dünya sahnesinde.
Mutluluğunla kendini bitiren.,
arkandan tuzaklar kuran, siyah mı beyaz mı olduğunu belli etmeyen maskeler vardı yüzlerinde.
Anlamak zor oldu
Ama şunu öğrendim.
Sen bu dünya yolculuğuna iyi niyetle,güzel enerji ve sevgi denen gönül menbaıyla yola çıktığında sana kurulan tuzaklara tuzak kuranların en hayırlısı cevap verir.
Yetinmeyi bilmek, insanların kalbine dokunmak, bazen düştüğün ruhsal durumlarda tefekkürle kendine gelmek en büyük zafer benim için dünya..
Bazen girdap oluyorsun karanlığın içine insanları alıp harcıyorsun.
Aslında bu yolculukta ki harcamak senlede ilgili olmayabiliyor.
Sen dünyasın, dönen, döndükçe insanları biçimselleştiren...
İnsanlar sende belki kendilerini buluyorlar döndüğünde, söz vermeyişlerindeki gibi..
Sen dünyasın konuşamayan herşeyi benimle kıyaslayan dercesine...Sanki kulağıma fısıldadın gibi dünya..
Yalan, fani, zalim, batsın bu dünya cümlelerimizden rahatsız olduğunu..
Belkide sende haklısın kendince...
Konuşamadığın için belkide insanların sana olan yüklenmeleri...
Savaşları çıkaran bizler
Sömürgeyle insanlara tahakkümü yaşatan
Cinayetleri çıkaran,evlada, babaya, anaya kötü baktıran bizler,
Çocukların hayatını, kadınların dünyalarını başına geçiren söyleyin biz insanlar değil miyiz?
Afrikada o güzel zeytin gözleri ve o siyah bedenleri mahkum eden.
Coğrafyanın her köşesinde zulümü yaşatan insanoğlu sen değil misin?
Doğu Türkistanım kan ağlıyor çinin işkencesinde...
Suriye, Irağı bir toprak parçası için insanlarını kana bulayan, vatanlarında rahat yaşayamayan o insanlardan bizim de bir özür borcumuz yok mu sizce?
Hiç unutmam.
Iraktan gelmiş iki kızkardeş vardı. Hena ve Sabina adında.
Her sabah sınıfa en erken gelen çocuklarımdı benim hep içimi ısıtan gülüşleri yok mu...
(bir dönem mülteci çocuklara gönüllü türkçe dersi vermiştim)
Şunu da hatırlatayım
Mülteci çocuklar üzerindeki gözlemimde çocuklar belirlenen vaktin öncesinde sınıfta olmaları onların daha çocuk yaşta sorumlulukla tanıştığını gösteriyordu.
Her neyse! Bu iki yavrumla dönem ortasıydı sanırım. Sınıf kapısının önünde hıçkıra hıçkıra ağladığını gördüm. Usulca yaklaştım, o güzel gözlerindeki yaşlar silmeye çalıştım henanın...
Sabinada beni sev dercesine kolumun altına aldım.
Gözlerine baktım ve sordum neden ağladıklarını...
Yarım türkçeleriyle
babasının söylediği cümleleri aktararak artık burada yapamayacaklarını ülkesini özlediğini aylardır iş bulmakta zorlandıkları için dönüş yapacaklarını söylediler.
Ama Sabina ve Hena hariç..
Sanki bu çocuklar Türk doğmuş , yaşamış bu vatan topraklarını öyle benimsemişler ki duyguları size öyle geçiyor ki inanın.
Bende kendimi onlarla ağlarken buldum. O kadar sarıldım ki onlara..
Onlarda bizi bırakmayın dercesine..
Sessizlik oldu bir anda...
Kendime çeki düzen verdim onlara bazı şeyler anlattım güçlükle..
O an kapıya nur yüzlü uzun boylu yeşil gözlü ama acıyla bakan bir yürek vardı karşımda.
Kızların anneanneleriydi.
Hafsa hanım.
Ağladı çok ağladı.
Sarıldı bana ve anlattı olan biteni...
Onlarda kendince haklıydı belki
Helallik istedi,belki bir gün savaşın olmadığı çocukların hep güldüğü bir yerde karşılaşırız dedi...
Hala sözleri kulaklarımdadır Hafsa hanımın...
Küçük bir olaydı bu aslında.. Daha nice büyük insanlık dramı var burada anlatamadığım...
Kolu kopmuş Hüseyin’in, ayağı olmayan Aya ’nın annesi ölen Meryem in ve 5 kardeşi ile yokluk içinde yaşayan onlara bakan halasının yardım çığlıkları bir kaçı.. Dünyaya seslenişleri mi
Yoksa bize mi bu sesleniş...
Bu hikayeler işte sadece hikaye deyip geçtiğimiz bu hayatlarda...
İnsanlardan geçtiğimiz.
Mülteci olan insanların yarası hala kanıyor, kanamakta...
Bizde Ensar olarak bence yapamadık kardeşliğimizi...
Saçma sapan haberlerle araştırmadan onları üzdük kanımca...
Dünya bu ya iyi ve kötü insan yok mu .. Elbet onların arasında da var iyi kötü insan tiplemesi bizde olduğu gibi...
Konunun dışına çıktım.
Afedersiniz..
Dünya dedik hep suçu ona attık..
Biz kendimizi peki? ne kadar sorguladık...
İnsanız, nisyanız, nankörüz, aciziz, pişmanız...
Ama insanız hatalarımızla doğrumuzla...
Dünya mı bize düşman
Yoksa biz mi dünyaya bilemedim..
Ya da biz mi kendimize düşmanız...
Bunlara cevap vermek bize düşer sanırım..
İnsanlığımızı her geçen gün gözden geçirmek duasıyla...
(Dünya şiirini yazarken eski suriyeli bir çocuğumla telefonda konuştuktan sonra bu yazıyı yazdım. Aliye kızıma ve onun nezdinde sayamadığım nice güzel mülteci yavrularım sizi çoook seviyorum ve sadece size dua edebiliyorum)
21.10.2021
15.45
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.