- 356 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
MEZHEPLERİN HEPSİ YANLIŞTIR VE DOĞRU OLAN SADECE KUR'AN'DAKİ İSLAM'DIR
Çelişkinin olduğu yerde Hakikât, hakikatin olduğu yerde de çelişki olmaz. İki doğru yol olmaz. Yollardan biri mutlaka yanlıştır. Ve insanı sadece Kur’an doğruya ulaştırır.
Kovulmuş Şeytandan Rabbime Sığınırım
Rahman ve Rahim Allah’ın Adıyla
“Şüphesiz, bu Kur’an, en doğru yola iletir.” (İSRÂ,9)
Allah birdir. Allah, bir Resul göndermiştir. Allah, sadece bir kitap indirmiştir ve bu kitap, Kur’an’dır. Kur’an, hiçbir tutarsızlığın olmadığı Allah’ın sözüdür. Çelişki, hadislerde ve mezhep hükümlerinde vardır. Çünkü Allah katından değildirler.
“Onlar hâlâ Kur’an’ı iyice düşünmüyorlar mı? Eğer o, Allah’tan başkasının katından olsaydı, kuşkusuz içinde birçok aykırılıklar (çelişkiler, ihtilaflar) bulacaklardı.” (NİSA-82 ayeti)
Nebimiz Muhammed, mezheplerin iddia ettiği gibi 6 ( Şii, Ehli Sünnet ’in 4 ekolü ve Vehhabilik ) değişik şekilde namaz kılmamıştır. Nebimiz Muhammed, mezheplerin iddia ettiği gibi 6 değişik şekilde abdest almamıştır. Nebimiz Muhammed, mezheplerin iddia ettiği gibi (Kur’an’da böyle bir namaz yoktur ) teravih namazı kılmamıştır. Zina edenleri taşlayarak öldürtmemiştir. Orucu bilerek bozana 61 gün oruç cezası vermemiştir. Kadınlara adet gördüklerinde ibadet yasağı getirmemiştir. Kur’an, “abdestsiz okunmaz” dememiştir. Kurban ve Ramazan bayramı kutlamamış ve Kandil geceleri ibadet etmemiştir. Dinden döneni öldürmemiştir… Çünkü mezheplerin uydurduğu binlerce hükmün hiçbiri Kur’an’da yoktur.
Bir nebinin, din adına 6 değişik uygulamada bulunduğunu iddia etmek çok açık ve net bir çelişki ve akılsızlık ve mantıksızlık örneğidir. Ciddiye alınacak tarafı olmayan bir hezeyandır ve insanların şuursuzca, 1350 yıl boyunca böylesine büyük bir tutarsızlığa inanması ve bu tutarsızlığı sorgulamaması mucizedir. Bir hatayı 1350 yıl savununca o hata 1350 yıl sonra hakikate dönüşmez.
Peki, Nebimiz Muhammed İslam adına nasıl hüküm verdi ve Allah, nasıl hüküm vermesini emretti?
“Ben, bana vahyedilenden başkasına uymam” (Enam Suresi 50)
Nebimiz Muhammed sadece Kur’an’a uymakla sorumluysa, biz neden, hepsi birden Kur’an’a muhalefet ederek, Kur’an’da olmayan haramlar uyduran mezheplere tabi olacağız; ahiretimizi yıkmak için mi?
Nebimiz Muhammed’in kendi içtihatları neticesinde haram ve helal belirleme yetkisi/izni yoktur. Allah, hiçbir elçisine böyle bir ayrıcalık tanımadı.
“De ki: "Ben, buna karşı sizden bir ücret istemiyorum ve (kendiliğinden) bir yükümlülük getirenlerden de değilim." (Sad 86)
Allah’tan başka hiçbir varlığın İslam adına haram ve helal belirleme yetkisi yoktur.
“Kendi hükmünde hiç kimseyi ortak kılmaz." (Kehf 26)
Allah, kullarına yol gösterirken eksiksiz ve kusursuz yol gösterir ve nasıl yaşamaları gerektiğini kemale erdirdiği Kur’an aracılığıyla kullarına bildirir.
“...Biz Kitap’ta hiç bir şeyi noksan bırakmadık...” (Enam 38)
Mezhepler, Kur’an’da yazmayan hükümleri din adına insanlara dayatmaktadırlar ve bu ayeti inkâr etmektedirler.
“Kur’an eksik, biz de içtihatta bulunarak bu eksiliği kapatıyoruz,” diyorlar. (Kur’an’ı tenzih ederiz) Ve bu iddialarıyla ortaya çıkarken hepsi farklı bir hadisi temel alıyor ve sonra; haram ve helalleri farklı olan, Kur’an ile alakası olmayan dinler, yani mezhepler ortaya çıkıyor.
Eğer, ahirette mezhep hükümlerinden hesap vereceksek bu hangi mezhep ve neden o mezhep?
Kur’an’a göre abdestli namaz kılmak farzdır. Farzın ihlali ve terki haram yani günahtır. Mezhepler arasındaki farklardan dolayı bazı mezheplere göre diğer mezhepler abdestsiz namaz kılmaktadır. Ahirette, abdesti kabul edilecek mezhep hangisidir?
Ahirette sadece Kur’an hükümlerini yaşamaktan hesap vereceğimize iman edersek bu çelişkilerin hepsi ortadan kalkar ve mezheplerin batıl olduğu ortaya çıkar!
“Ve şüphesiz o (Kur’an), senin ve kavmin için gerçekten bir zikirdir. Siz (ondan) sorulacaksınız.” (Zuhruf 44)
Ahirette, Kur’an’a muhalefet eden; Hanefi, Şafi, Hanbelî, Maliki, Şii ve Vehhabi âlimlerinin içtihatlarından sorumlu tutulmayacağız.
Allah, tek bir din ve Resulüne de bu dinin tek hüküm kaynağı olarak Kur’an’ı göndermiştir. Bu nedenle; hiçbir mezhebin, hiçbir içtihadının, Müslümanlar için dinen bir bağlayıcılığı yoktur. Çünkü mezheplerin hepsi farklı bir dindir. Müminler ise; yalnız Kur’an’daki İslam’a iman ederler ve başka hiçbir dini kabul etmezler ve İslam’ı yaşamak için Kur’an’ın yeterli olduğunu bilirler. Kur’an, mezhep kurucularına yetmemiş olabilir ve Allah’ın sorduğu bu soruya “hayır” cevabı vermiş olabilirler. Biz ise, canı gönülden “Evet, Yeter” Allahım diyoruz.
“Kendilerine okunmakta olan Kitabı sana indirmemiz onlara yetmiyor mu?” ( Ankebut 51)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.