- 706 Okunma
- 3 Yorum
- 1 Beğeni
Boğum
"ciğerini sökeceğim," diyor ses, en azından yumruk yapsa bile henüz göğüs hizasından ayırmadığı elini izliyorum. klişe laflara günün herhangi bir vaktinde ihtiyaç gelişebilir ya da belleğin bir yerinde muhafaza edilmiş bir film repliği, günün getirdiklerini kabaca aşındıran zaman akışına direnen garip bir imgelem sunabilir.
parmaklar yuvarlak boğumlarını gergin hale getiren biçime tepki verircesine avuç içinden kaçmak için kımıldasa da, durdurmak için ara ara görünmez bir güç baş parmağı harekete geçiriyor. ikinci paragraf sonu.
gövdesi öne doğru hafifçe eğilmişti, saçları sert mizaçlıydı, ah dedi bir tel. saç telini bir nedenle romantize etmenin yolunu arıyorum, çok bilindik şiirler için üzgünüm, ahlar ağacı’nın önünde duran ahlar ağacı şiirine bakıyorum, o değil.
düdüklü tencereyi de düşünebilirdim, benimle ilgisi olan bir anı arıyorum belki. zor bir hafta sonuydu.
geçtiğimiz pazar, piknik alanında futbol oynayan erkek grubu huzura ermiş midir? yüzleri kızarmış ve midelerinde az önce yenilenleri sarsıntıya uğratan şey, ciğerleri yerinden sökülmüş gibi acıyor, biri ağaca elini dayamış, ağaç görünmez bir güçle dallarını sallıyor ya da mevsime uygun bir rüzgar dahil oldu, mantıklı olan bu.
kötü bir gündü, akşam olunca o söylüyor ve henüz onu tasvir edemem ve biri demek için erken ya da onun için şöyle bir başlangıç gelişsin, gördükleri karşısında beden ağrıları çeken biri, şimdilik bu kadar.
"dogmatik sularda yıkandık. "şair burada ne demek istemiş, bunu konuşuyor iki kişi. birinin aklında tedavisi yarım kalan biri var. o biri cesaretim olsa cildiyeye on kere giderdim, sümbülteber dokulu bir senfoni bestelemiştim oysa diye, düşünüyor. müzik uzak veya yakın, kararsızım. sıcak bir çorba olsa şimdi, balkona on aydır ayak basmayan biri, şimdilik o.
YORUMLAR
Dogmatik olmayan sert gerçeklik:
Otobüs durağında bekleyen iki kişi var. Birisi tekerlekli sandalyede. Kendi aralarında konuşuyorlar.
- Ayaklarım olsa senin bu dert ettiklerini dertten bile saymazdım.
- Ayakların olsa ayaklarının orada olması ile ilgilenmezdin. Bunun kıymetini bilmelisin.
Engelli olan kucağında duran çantasını karıştırdı. Az sonra elinde bir silah tutuyordu. Karşısında duran arkadaşının ayaklarına nişan aldı. Arkadaşı o sırada gelen otobüsü işaret ederek gülümsüyordu. Silahı fark ettiğinde artık çok geçti. Acı içinde yere yığılırken engelli olan olmayan ayaklarının dibinde yerde yatan arkadaşına nefretle baktı.
- İyi, o zaman bu kıymetten sen de nasiplen.
Parkın içindeki ağaçların bir el tarafından mı yoksa rüzgarın etkisi ile mi sallandığını düşünen kimse kalmamıştı.
Sevgilerimle...
Parlain m
"bir insana uygulanan şiddet,onun uyguladığı şiddeti unutmamıza neden olur. " gibi pek hoş bir söz üzerinden sanırım sağlam bacakları kimse hak etmiyor, sağlam olmayanlar kadar. Bir karabasanda yolculuk etmek ve birbirine dokunacağına inanmak kimin fikri?
Sevgiler Deniz.
sana diyebilirim ki bi oda kadar ferah ve geniş olan evin balkonuna dört beş ay hiç çıkmadım...halbu ki bu evin en çok balkonuna hayran olmuş ve bir köşesinde kitaplar okurken ya da yazılar yazarken kendimi hayal etmiş ve bu karenin içinde yerimi bulmuştum sanki...sonra niye böyle ayrı düştük, niye uzaklaştık bilmiyorum...evet kabul doğaya ait çok enteresan böceklerin istilası da buna zemin hazırlamış olabilir ama insan gökyüzüne yakın bi yerde ayaklarını şöyle uzatıp keyif yapmaz mı hiç? artık kış geldi deyip geçiştiriyorum...
her eve, her balkona, her cama "Sevim koş!" diyen bir baykuş Cemil ile, "vallahi zabıt tutar, attırırım seni bu apartmandan!" diyen bi Sabri Bey lazım...
'sefa ile efendim...sefa ile' diyen biri olsa güzel olmaz mı?:)
Parlain m
Cemil Bey, Sevim Hanım bizler olmalıyız artık sanki ne dersin? Yaz gelecek, kışı bitti say.
Ek: Aa iki etkili yorum neden seçemiyoruz acaba? Parası neyse veririz. Cemil Bey yapıyorlar zorla insanı.
Yaralı üveyiklere uzatılan eller öyle inciden ipekten olmalı. Boğum boğum bir nefesin öyle kırılgan ruhu, öyle hesapsızca incinirse diye.
Ahlar ağacı, dikenleri kendi içine büyüyen bir ağaç gibi sanki. Bir taraftan da dikenlerinden bîzâr. Bir taraftan hem yaslandığı gövde, bir taraftan gizlendiği gölge gibi de sanki.
.."mevsime uygun bir rüzgar" sanarak, okuyalım hayatı.. daha katlanılır gibi sanki.
Sevgilerimle daim,
Parlain m
İnci'ler incinmek için var olmuş sanki.
Saygı ve sevgimle her daim.