Hatalarımı düzelten kimse uşağım bile olsa efendim olur. -- goethe
Kalbikelamm
Kalbikelamm
@kalbikelamm

AZİZE

20 Ekim 2021 Çarşamba
Yorum

AZİZE

12

Yorum

10

Beğeni

0,0

Puan

821

Okunma

Okuduğunuz yazı 20.10.2021 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.

AZİZE



Kadın her gün yıllarını içine sığdırdığı, rengi defalarca atmış çantayla işe gidiyordu. Ayakkabılarının dikişli olan ön kısmı tekrar açılır kaygısıyla sürekli ayağına bakıyordu.
İki otobüs değiştirerek işi gidip geliyordu. Sabahın yedisinde otobüsler çok kalabalık oluyor, sırt sırta vermiş insanlar birbirinin dertlerini omuzluyorlardı. Örtüsünün altından çıkan saçlarla yüzündeki morlukları kapatmaya çalışsa da dikkatli bakıldığında morluklar ```buradayız`` diyorlardı. Çok canı yanmıştı akşam ama en çok da gururu, duyguları, anneliği yanmıştı. Eşi saçlarından tutup duvara vurmaya başladığında, duvarda bir koridor açılmış olsa ayaklarına hemencecik girmelerini söylerdi. Söylerdi söylemesine evlatçıkları ne yapardı annesiz. Kim okşardı saçlarını, kim uyurken masallar anlatırdı. Giderse çocuklarıyla değilse canının yanmadığını söyler duygularına bir perde örterdi. Kalın koyu renkli bir perde.


Yapraklar son vedalarını yapıyorlardı. Ağaçlar görevlerini tamamlamış dinlenmeye çekileceklerdi. Sıcak günlerin ardından soğuk hava damarlarda dolaşmaya başlamıştı.

Durakta indi, hızlı adımlarla okula gidip semaveri yakmalıydı. Bulaşık olmadığı için rahattı, dünden hepsini yıkamıştı. Hocaların çoğu kahvaltı yapmadan geliyor, okula geldiklerinde ilk çay ocağına giriyorlardı.
- Azize çay koy. Azize hadi ders başlayacak sözleri her gün gezinirdi çay odasında.
Sıcak simit, poğaça atıştırıp derse girerlerdi.

Bu yıl farklı fakülteler de açılmıştı okula. Kalabalık artmış, her öğrenci ailesinden, memleketinden numuneler getirmişti sanki. İlk yıl başlayanlar nereden geldiğini hemen ele verirken ileri yıllarda tanınmaz olabiliyorlardı.
Azize işini bitirir camlı sürgünün arkasından öğrencileri izler, yıllar öncelerine yolculuk yapardı. Gençlerin ne kadar şanslı olduklarını düşünür, tükmüğünü yutkunmakta zorlanırdı.


Edebiyat Fakültesinin hocası Hülya hanım çay içmeye gelince Azize`nin alnındaki morluklar dikkatini çekti. Ruhsuz varlıkların her gün bir Azize`nin dünyasını kararttığını düşündü.

- ``Okumak ister misin Azize`` dedi Hülya hoca ,

Azize elinde sıcak çay bardağı hocanın yüzüne bakakaldı .Çayın sıcaklığından yüreğine bir kanal açılmıştı. Nemli gözlerine kirpiklerini kapatmamak için nefes bile almıyordu. Can suyu verilmiş toprak gibi toparlandı. Dudaklarını hocanın kulaklarına usulca yaklaştırdı.

Ertesi gün Hülya hoca bir yığın kitapla girdi çay ocağına. İlkokula başlayan çocuk gibi kalbi pır pırdı Azize`nin. Kitaplara baktı, okşadı. Bedeni okulda olsa da beyninin kalbinin katmanları okul yıllarına gitti. Okul bitmeden babası zorla evlendirmiş, kız kız mı evinin hanımı olacakmış diye çocuk gelin olmuştu. Annesinin çaresizliğini, ağzını her açtığında babasının ellerinin annesinin teninde gezindiği günleri hatırladı.

`` Okumak istiyorum babacım`` diye ağladığında okul kitaplanın soba da yanışları geldi gözlerine. veda bile edemediği kitapları.

Azize okulda çayları dağıtıyor, temizliği yapıyor hemen kitaplara sarılıyordu. Anlamadığı yerleri üniversite öğrencilere soruyor, gençler zevkle yardımcı oluyorlardı. Akşamları da kızının kitaplarını okuyor, kocasına hiç bir şey belli etmiyordu. Adamın ayık gezdiği çok azdı, Azize çalışacak kocası yiyecekti.

Sınav günü Azize bütün yılın mücadelesini boşalttı. Kalbinin rahatlığı ile sonuçları bekledi.

Günler geçip giderken Azize`nin yediği dayaklarda hiç bir eksilme olmamıştı. Çocuklarını korumak için önlerine siper oluyor, mor halkalar böylece çoğalıyordu.
Sabah yer sofrasında kahvaltı yaparken Azize`nin aklı hep sınav sonucundaydı. Hülya hoca tek tercih çalıştığı üniversiteyi yazmış, Azize her gün çay yapmaya gelecek aynı zamanda derslere de girecekti. Okul yönetiminin hoşgörüsüyle Azize hem çalışacak hem de okuyacaktı.

Azize`nin heyecanını anlamış gibi kapı son sesle çaldı.
-``Kalk kız aç kapıyı`` dedi baba.

Küçük kız elinde bir zarfla girdi içeri. Azize titriyordu. Yanakları elma gibi, kelimeleri unutmuş sesi çıkmıyordu. Küçük kız zarfı annesine verirken babası elinden çekti aldı. Zarfı hızla açan babanın gözleri dönmüştü.

- Siz benden bir şey mi saklıyorsunuz, nedir bu zarf diye bağırdı.

Zarfta Azize`nin Sıtkı Koçman Üniversitesi İşletme bölümü kazandığı yazıyordu.
- Bu ne lan diye bağıran baba Azize`yi yakasından tutarak yan odaya götürdü. Saçlarından tutup odanın içinde sürüklenen kadın dilini yutmuştu. Sandalyeyi üzerinde parçalamış, burnundan gelen kanlar kazağını kirletmişti. Gözü döne vahşi adam yılların intikamını kusuyordu. Dakikalar sonra çocuklar ağzından burnundan kan gelen annelerinin baş ucunda ağlıyorlardı. Azize zar zor gözlerini açtı, başından kompeti gibi atılan kağıt parçalarını gördü.
Yanı başında duran küçük kağıt parçasındaki kazandı kelimesini üç defa okudu.
Çocuklarına dönerek kazandım annem diyebildi.

Kanlı duvarlara bakarak, babasının kitaplarını sobada yakışını hatırladı. Veda bile edemediği kitaplarını nasıl özlediğini. Tıpkı kazandı belgesini özlediği gibi.



Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Azize Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Azize yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
AZİZE yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
suyun sancısı
suyun sancısı, @suyun-sancisi
21.10.2021 18:35:01
Onca acıya onca cahilliğe onca itilip kakılmaya rağmen o kazandınız cümlesini okumaya değdi eminim Azize'nin bir nebze de olsa mutluluğuna

Çok güzeldi tebrik ederim

saygıyla
Serkan BOL
Serkan BOL, @serkanbol
21.10.2021 16:34:28
Azize!

Yüzlerce , binlerce belki milyonlarca kadından sadece biri. Hayattan bir bir beklentisi olmadan her şeye göğüs germek.

Bir de çocuklar var tabi. Şiddetin zirve yaptığı evlerde çocuk olmak ne zordur. Şiddeti görmek, şiddeti görmezden gelmek hepsi bir arada.

Bir de işin adliye koridorları yönü var. Oraya yansıyanlarda tam kör düğüm oluyor maalesef.

Arka sokaklarda yaşanan dramatik hikayeyi çok güzel şekilde kaleme almışsınız. Kaleminize sağlık.

Saygılarımla...


Serkan BOL tarafından 21.10.2021 22:05:22 zamanında düzenlenmiştir.
Kazım Gök
Kazım Gök, @kazim-gok
21.10.2021 16:07:43
Kaç Azizemiz var
Şiirlerimizi önüne kalkan yapamadığımız

Kadını erkeğiyle mutlu yaşayan bir Türkiye dileklerimle
Yüreğine kalemine sağlık
Gülüm Çamlısoy
Gülüm Çamlısoy, @gulum-camlisoy
21.10.2021 12:31:10
Canım arkadaşım, yeniden gelmem mi hiç?
Tüm güzellikler seninle olsun.
Tüm yüreğimle tebrik ediyor ve sonsuz sevgimi gönderiyorum gönül bahçene.

İyi ki varsın iyi ki aranızdayım ve işte nice güzellikten birlikte nemalanıyoruz.

Selam olsun selam olsun


Hayırlı günler diliyorum sevgili arkadaşım benim
İbrahim Kurt
İbrahim Kurt, @ibrahimkurt
21.10.2021 11:05:12
Bu güzel çalışmanızı ve sizi yürekten kutluyorum saygılar selamlar
Kalbikelamm
Kalbikelamm, @kalbikelamm
21.10.2021 08:58:14
Azize`yi günün yazısı kabul eden Edebiyat Defteri Seçki kuruluna ve Edebiyat dostlarına çok teşekkür ederim.

Kadınların ve çocukların acı çekmediği bir Türkiye umuduyla.
Mehmet Burhan AKIN
Mehmet Burhan AKIN, @mehmet-burhan-akin
21.10.2021 08:06:02
Anlatım çok güzel, edebi.

İtiraf etmeliyim ki, yazının edebi güzel yönünü unuttum; Azizeler bunca hakaretlere maruz kalmadan acep ahlaki değerlere önem verilemez mi? Düşünmeden edemiyorum.

Erkek vesayeti ne canavarca bir illettir ki, her gün onlarca Azizeler aynı acılarla karşı karşıya kalırlar!...
İnsan ve toplum iki ayrılmaz unsur, biri olmadan diğeri meydana gelmez; kocamış dünyanın düzeni bu olmamalı.

Azizeler var olsun...

Güzel ve çok anlamlı bir yazı okudum.


Saygılarımla Efendim.
İsabella
İsabella, @isabella342
21.10.2021 01:57:09
Şöyle derin bir nefes aldım yazıyı tamamladıktan sonra. Çünkü bir an boğuldugumu hissettim tüm yaşanılan bu olaylar karşısında.
Azize, azmine ve anneliğine hayran kaldım.. ve o sihirli elin sahibi Hülya hoca, Hülya hoca gibi başkalarının hayatlarına ışık saçanlar, güneş olanlar, iyi ki varsınız..
Ben bu yazının çok güzel bir sonla biteceğine inanıyorum. En azından inanmak istiyorum.

Sevgilerimi gönderiyorum.

Gülüm Çamlısoy
Gülüm Çamlısoy, @gulum-camlisoy
20.10.2021 20:00:23
Şiddet.

Şiddet görmek.

Dozu git gide artan o şiddet.


Aile içindeki şidde yetmezmiş gibi toplumda yaşarken gördüğümüz şiddet.


Düşüncelerin suç olduğu.


Sevginin hor görüldüğü.


Artık kimin kime gücü yetiyorsa.

Çocuk ya da kadın bir de hayvanlar yapılan şiddet de eklenmişken.


İnsanın egosunu beslediği ve kendini üstün gördüğü...


Hey gidi hey.


Yüce Rabbimiz merhametlilerin en merhametlisi isen sefil insanoğlu nasıl da hak görüyor kendinden her şeyi.


Çocuk gelin.


Çocuklara yönelen eller.


Sevgisizlik de bir şiddet değil midir?


Sevgimle canım canım arkadaşım benim.


Ne çok kanayan yaramız var ne çok.


Bunca ilerleme teknolojinin üstünlüğü gelişen tıp ve geri geri giden bir insan yığını.


Okuması engellenen çocuklarımız kadınlarımız gençlerimiz.

Ne çok şeyi yitirdik be güzel arkadaşım.
Aygün Deniz
Aygün Deniz, @aygun-deniz
20.10.2021 19:53:01
10 puan verdi
Dün de bunun benzeri hüzünlükent'in şiirini okumuştum.

Uyuyamadım, biraz daldıysam bile kabuslarla uyandım.

Her şey iyi güzel de Azize gelen zarf için başka bir adres verebilirdi.

Mademki bu sınavı kazanabiliyor , biraz düşünseydi olacakları.

Sevgilerle...
hüzünlükent
hüzünlükent, @huzunlukent1
20.10.2021 15:34:55
Offf yine bir acı hayat
Ah diyorum insan herşeyi unutuyor da çocuklarının gözü önünde ki şiddeti asla unutmaz!!!

Erkek çocuğu idi annesini babası döverken annesi okadar ağır şiddete rağmen asla bağırmıyor ve ağlamıyordu...

Kadın sessizce
Dayağını yedikten sonra direk oğlunun odasına koşarak gitti...
Kadın saçları başı darmadağın idi.
Oğlu ellerinin arasına almış başını kulaklarını tıkıyordu babasının küfür ve annesine uyguladığı şiddeti duymamak için..

Kadın :korkma yavrum bak bir şeyim yok sadece baban kendi kendine bağırdı beni dövmedi diyordu çocuğun psikolojisi bozulmasın diye

Oysa ki adam suratına vurmuyor Du işi biliyor Du.


Kadının tüm vücudu mosmor olmuştu ama asla ağlamıyor Du....

Offf ne çok acılar yaşandı yazınızı okurken içimde!...

Şiddet ve çocuk bir evde olmamalı

Selamlar olsun

hüzünlükent tarafından 20.10.2021 15:41:24 zamanında düzenlenmiştir.
neneh.
neneh., @neneh-
20.10.2021 15:05:50
10 puan verdi
Devami var mi?..Takipteyim..Saygiyla..
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.