- 488 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KERAMET NEDİR?
Keramet, Allah’ın sâlih, takva sahibi, veli kullarından zuhur eden; alışılmıştan, benzerlerinden farklı olan fevkalade ve olağanüstü hâldir.
Evet, keramet de mahiyeti itibariyle mûcize misillü tabiat ve doğa kanunlarıyla açıklanması mümkün olmayan, olağanüstü ve sıra dışı hâllerdir ki aralarındaki fark meydana geliş şeklidir.
Neam, mûcize peygamberlerden; keramet ise peygambere, ona indiriline ve onun sünnetine tam olarak bağlı olan velilerden zuhur eder.
Peygamber peygamberliğini iddia eder ve bunu ispat için Allah (c.c)’ın lütfuyla mûcize gösterir. Gösterdiği mûcize ile inanmayanlara tabiri caizse meydan okur.
Peygamberin izini takip eden ve onu örnek alan veli ise ekseriyetle velilik iddiasında bulunmadığı gibi kimseye meydan da okumaz.
Bir peygamberin risaletini ispat edebilmesi için mûcize göstermesi gerekir hatta buna mecburdur denilebilir, denilir ve öyledir. Allah dostları ise, keramet göstermek zorunda değillerdir. Hem onlar keramet göstermekten son derece sakınırlar.
Allah dostlarının kerametleri, tabi oldukları Peygamberlerin mûcizesi ve bereketiyledir. Demek ki velinin gösterdiği her keramet, bağlı olduğu peygamberin bir mûcizesi sayılır. Zira veliye, peygamberine intisabından ve bağlılığından ötürü bu haslet lütfedilmiştir.
Evet, keramet mûcize ile karıştırılmamalıdır. Mûcize, nübüvvet davası ve iddiasıyla ortaya konulur. Veli ise, böyle bir iddiada bulunacak olsa dinden çıkar, kâfir olur ve keramete layık olma vasfından sıyrılır. Bilakis veli, kerametiyle Peygamber Aleyhisselam’a bağlı olduğunu açıkça ilân eder. Mûcize gibi kerametin de yaratıcısı ve hakiki sahibi Allah’tır.
Evet, kerametin vukuu mümkündür. Ancak keramet sahibi, gösterdiği kerametlerle kendini kurtardığını iddia edemez. Binaenaleyh kerametin, Allah’ın rızasını ve sevgisini kazanma, sevap yahut mükâfat gibi bir neticesi yoktur.
Kaynak: Şair’ül İslam Yunus Kokan, Velayet Yolu 1, Kutlu Yayınevi, s. 29-31
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.