- 491 Okunma
- 1 Yorum
- 3 Beğeni
Metaforoloji
Gerçekten makyajımı silmiştim oysa. Z bunu metafor anladı. Gözlerimde rimel ile kalınlaşan kirpiklerim ağırlık yapıyordu gece. Birde ekrandaki aydınlık göz yoruyordu. Kendimi kuş gibi hafiflemiş hissetmiştim. Makyajımı silince. Hayatımda da böyle makyajla gezemediğimden her şeyi şeffaf yaşardım. O ağırlık altında ezilmektense, belki gülünç duruma düşmeyi yeğlerdim. "sen aptalsın" demişti Z. "Hala N’yi aklımdan çıkaramadığım için. Bir kadın için çok küçültücü bir şeydi yani Z’nin öyle demesi değilde " aptal olmak". Z’ye kızmıyordum, o benim iç sesimdi. Biz ayrı öznelere aşık olan ama aynı yüklemde buluşan birleşik bir cümle idik onunla.
Bazı adamlar vardır. Bazı kadınların hayal edip, bazı kadınların ziyan ettiği. Bazı kadınlar vardır, bazı adamların hakkı olduğu halde, bazı adamlara hediye edildiği.
Bazen sözlerin alt yazısını okumak yoruyor kalbi. Bir adam metaforoliji de yangın var diyor. Bir kadın, bir adamın beynini okuyor ve o adamın beyni boş. Beklentinin altında olan hayal kırıklığı.
"Yağmur yağıyor mu? " dedi Z. Gerçekten yağmurdan mı bahsediyordu yoksa söylediği sözden sonra dolup, boşalan gözlerimden mi? Zira ikide yağıyordu gürül gürül. "yağmıyor" dedim.
Z’nin kendine göre boşlukları vardı sorguladığı. Benim ağız dolusu kırıklığım. Anlatmak güzeldi, imalar ardında yaşayan bir aşkı. Onun gibi öldürüp boşa alamadım kırıklığımı. Ben aptaldım elbette gelmeyen bir baharı bekliyordum. Canımı yakmasına rağmen onu elimde sımsıkı tutmuş hiç bir yere bırakmıyordum. Anlatıyordum derdimi önüme gelen herkese. Ve karşıma çıkan soru "kim?" olunca "O" diyordum, sadece "O". Şaşkın şaşkın bakan gözlere bu kez ben soruyordum "senin hayatında hiç O olmadı mı?"
Bazen metaforoliji kurtarıyordu beni. O çıkmazından. N’yi gömdüğüm toprağa işaret koymuştum oysa, o birden hortlarsa ya da dirilirse kırk ikindi, kırk kişiye Limonlu cheese kek dağıtacaktım. Z’ye gösterdim yerini dedim ki o dirilince ben ölmüş olursam zira bu kekleri sokaklara dağıt kediler yesin. Nasıl olsa bir onlarmış aşkımızın şahidi.
Z benden korkmaya başlamıştı. Yakında buralarda bir akıl hastanesinde görme ihtimalini düşünüyordu muhtemelen. Sonra o derin sessizliğine bürünüp "sen hele bir ölde, düşünürüz" dedi." Ha oda dirilecek olursa onu da diri diri gömerim yanına" diyip elindeki çayı bana uzatıyordu.
Çok soğuktu hava o gün N’yi görme ihtimali ile sokak, sokak dolaşmıştım. Metaforoloji yeni bir anlam uyarısı vermemişti. Ama kuru soğuk daha bir üşütmüştü içimi. Bu yüzden Z’nin çayına hayır diyemedim. Sabah paralamış olsa da akşamında insanın içini ısıtan bir cankurtarandı o.
Çayımdan bir kaç yudum aldım ve erken yatmak istedim. Z şaşkın ama bir o kadar bilinçli bir şekilde tamam dedi. Sonra dönüp dedim ki "hayatımda ki en büyük yorgunluk N’dendi, en büyük yaşama sebebi de, en güzel uykusuzluk, en büyülü gece, en aydınlık sabah onun varlığına inandığım içindi. Artık inancımı kaybetmenin verdiği azapla nur içinde yatabilir miyim?"
"azapla, nur çok farklı iklimler, ikisi birden olmaz belki ama cehennemden çıkan cennete girer." demişti.
Yani iki ayrı meskenin bir araya gelmesi kadar imkansızdı dünyadan istediğim. N’nin de daha fazla üzerine gitmemeye karar vermiştim. Kendi içimde bir başka deyişle yaşayacaktım onu ama hayatımın merkezi yapmayacaktım artık.
Bunun için Z’ye çok şey borçluydum.
...
YORUMLAR
Biçime olan aşırı bir seviciliğim olmasa da, biçimin de mana ile elele verdiği zaman daha güzelcene metni yansıttığını artık kabul ediyorum.
Sırrakalem
HakkınSesi
Biçim biçim diye şarkı mı vardı :)
Sırrakalem
alem bana düşmandır esmer sevdiğim için
Senin çok sevdiğin bir artistin söylediği şarkı :)
HakkınSesi
🤦 Büklüm büklüm idi pardon :)
Sırrakalem
ama biçim biçim daha çok uyuyor :)
şuan ikisi birden açık nasıl bir zihin karmaşası yaşıyorum bir bilsen :D