- 481 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
iÇ HESAPLAŞMA
İKİNCİ BÖLÜM
İÇ HESAPLAŞMA
Tecrübe herkesin hatalarına verdiği addır.
Oscar Wilde
Şirketin bir sonraki toplantısında şirketin diğer ortağı açıkladı: ‘’Bill önemli bir kalp krizi geçirmiştir, doktorların yerinde müdahalesiyle biraz iyileşmiştir. Yine doktorların söylediğine göre biraz daha iyileşebilecektir. Ancak Bill bu önemli olay sonrasında bazı kararlar almış ve uygulamıştır. Şirketteki bütün hissesini ve çok sevdiği daha önce hiç satmayacağını söylediği ferrarisini satmıştır. Şirkete bir daha gelmeyecektir.”
Şaşırmıştım doğrusu, her şeyini verdiği şirketten ayrılmıştı, daha dün ‘’büyüyeceğiz çok büyük olacağız’’ diyordu. Doğrusu inanamıyordum
Kaybolmadan önce onu en yakını olarak görmek istedim ve son anda görme fırsatını yakaladım. Yüzü daha hüzünlüydü. ‘’Hayatın anlamını, yaşamın amacını çözmem lazım, sessizliğe, bilgiye, kimi sorulara cevap ihtiyacım var, mistik bir yaşantısı ,doğal güzellikleri ve bilgeleri ile ünlenen doğuya bir seyahat düşünüyorum Tom’’ dedi, derin düşünceler içinde.
Onu bir daha göremedim. Ama sözleri kulaklarımda çınlıyordu. ‘’Hayatın anlamını ve yaşamın amacını çözmem gerekir’’ diyordu. Ben de hayattan bıkmaya ve bezmeye başlamış, ruhen hızla yaşlanıyordum. Bir ailem vardı, üç kızım olmuştu. Hayatımı sorgulamaya başladım. Ruhsal Zeka, Büyük düşünmenin Büyüsü, Duygusal Seçiminizin Gücü, Sınırsız Güç, Bilincin Gücü, Olumlu düşünme, yaratıcı düşünce, motivasyon gibi kişisel gelişim kitaplarına merak sardım. Bu kitaplar; başarı, mutluluk, büyük düşünme,düzenli yaşam gibi sözcüklerle doluydu. Başarı ve mutluluk için kimi küçük bir balıkçı kayığı ile yetinmemi, kimi ise bununla yetinmememi daha büyük düşünmemi, önce bir gemi sonra gemiler sonra fabrikalar elde etmemi söylüyordu. Kimisi de her gününü son günün gibi yaşa diyordu. Ama hepsi ailene zaman ayır diyordu. Aileme biraz fazla zaman ayırmaya , kendime zaman ayırmaya, tenis oynamaya başladım. Kişisel Gelişim Kitaplarının hayatımın daha düzenli ve biraz daha mutlu geçmesine katkısının olduğunu düşünüyordum. Ama Bill’in söylediği gibi oluyordu. Amacımı belirliyorum, sonra amacıma ulaştığımda; seviniyorum, mutlu oluyorum, heyecanlanıyorum ama bu sevinç, mutluluk çok kısa sürüyordu. Sonra tekrar bir boşluk ve hüzün. Sonuçta, bu tür kitapların küçük faydaları vardı ama gerçek bir mutluluk için yeterli olmadığını görebiliyordum.
Beş yıl olmuştu işindeki başarısı, yükselişi, zenginliği, sosyal yaşantısı, kalp krizi., her şeyi terk edişiyle, sözleriyle, Bill’i unutamıyordum. Bill şimdi ne yapıyordu acaba? İyi miydi? Nasıl yaşıyordu? sorularına cevap bulabilmiş miydi? Sıkça bunları düşünüyordum. Yine bir bahar günü sabahı bunları düşünürken, Bill ile sık sık gittiğimiz ve biraz rahatladığımız doğal güzellikleri yönünden zengin park aklıma geldi. Nedense ayaklarım hiç düşünmeden o yöne yöneldi. Park çok güzeldi, temiz ve sakin bir havası vardı. Parkta bulunanlar, hiç değilse o an mutlu gözüküyorlardı.
Bir bankta oturup, gözlerim bir çiçeğe takılmışken uzaktan bana yaklaşan genç bir adam gördüm. 25-30 yaşlarında bir görünümü vardı.Hafif zayıf diyebileceğimiz bu adam bana çevik, hızlı adımlarla iyice yaklaştı ve dik bakışlarını tamamen bana çevirdi.Ben de bakışlarımı ona çevirdim ve bir taraftan da zihnimi yokluyordum, ama zihin dosyamda hiçbir şey bulamıyordum bu adamla ilgili olarak. ‘‘Bilgisayar alanında sana birçok bilgi aktaran bu adamı tanımadın mı Tom’’ dedi. Bill miydi bu?, inanamıyordum. ‘’Bill sen,sen misin’’ diyebildim.
Şaşırmıştım en son olarak fiziksel ve ruhsal olarak çökmüş gördüğüm adam, bir anda kırışıklıklar gitmiş, gülümseyen bir yüzle, genç bir delikanlı gibi hiç beklemediğim bir anda karşıma çıkıvermişti.
Yaşlı, hastalıklı, gözlerinin ışıltısı sönmüş adam gitmiş, yerine, etrafına enerji, hayat, huzur saçan, canlı gözlerinin bakışıyla mutluluk bahşeden bir adam karşımda duruyordu,hem de bana çok garip gelen bir başlık ve cübbeye benzer giysisiyle.