- 418 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
TAŞLARIN İNTİKAMI
TAŞLARIN İNTİKAMI
Taşa hükmedenler nerde hani? Nerede kayaları resim kağıdı gibi kullananlar? Taşlara veya kayalara hükmedenler ölüme söz geçirememişler baksana…
Kayalar kendisini yontanları yontulan topraklarına gömüvermiş gibi. Sanki ‘ağlatma garibi gözyaşlarında boğulursun’ der gibi. Kayalar da “bizi yontup durma tozlarımızda boğulursun” demiş, besbelli.
Kayaların koynuna ev yapıp sığınanlar, kayaların koynunda mabet yapıp tapınanlar, kayaların koynuna vurup yontanlar bir gün kayaların intikam alabileceğini düşünememişler mi?
Asıl ilginç olanı koskoca dünyayı bırakıp ta bu kaya ormanına neden sığınmışlar acaba? Bu sorunun cevabı dışarıdan gelen tehlikelere karşı canlıların yuva bulma refleksini işaret ediyor bu kayalar ormanında gördüklerimiz. Tehlikelerle savaşan insan, tehlikeleri alt edebildikçe uygarlıklar kurabilmiş ve kurduğu uygarlıkları yaşatabilmiş işte. Ve insan denen uygarlıklar savaşçısı, hangi şartlar altında olursa olsun uygarlık savaşlarında zafer kazanabilmiş de bu kaya ormanında yaşamasını başarabilmiş. Tehlikelerden korunabilmiş, bütün hayati ihtiyaçlarını giderebilmiş ve sanatını yaparak bizlere kadar ulaşan eserlerini oluşturabilmiş.
Apartman büyüklüğündeki bu kayalara aslan figürlerini, yılan figürlerini, avcı figürlerini nasıl yansıtabilmiş diye bizleri hayran bırakan Frigyalılar acaba hangi teknolojileri kullanmışlar?
Bu eserleri gördükten sonra milattan önce yaşayan insanlara hala ilkel mi diyeceğiz? Oluşturdukları uygarlıklara hala ilkel uygarlıklar mı diyeceğiz? Bu ukalalık bilim ve teknoloji asrı insanlığa yakışmıyor bence.Bu nadide eserleri gördükçe ilahi kitabımızdaki uyarılar geliyor aklıma. Diyor ya;
“De ki:“Yeryüzünde dolaşın. Sonra bakın, yalanlayanların akıbeti nasıl oldu.” (Enam11)
“Onlar güven içinde dağlardan evler yontuyorlardı.” (Hicr suresi 82)
“Onları da sabaha çıkarlarken o korkunç uğultulu ses yakalayıverdi.” (Hicr 83)
“Kazanmakta oldukları şeyler kendilerine bir fayda vermedi.” (Hicr 84)
Acizane olarak şöyle bir ders çıkardım tüm bunlardan; İnsan oğlu bu yalçın kayalarla dolu vadileri, yüksek dağların yamaçlarını, hatta beş yüzden fazla merdivenle çıkılabilen tepelerin zirvelerini, toprağın metrelerce altındaki tünel şehirlerini yapabilen insanoğlu ölümün önüne geçememiş.
Toprağa gark olmuş nazik tenleri
Söylemeden kalmış tatlı dilleri
Gelin duadan unutman bunları
Ne söylerler ne bir haber verirler.
Diyor ya Koca Yunus…Ama bu taşlar bize hem haber veriyorlar hem de neler neler olduğunu söylüyorlar anlayabilene. Düşünsenize özellikle devirlerinin tiranlarının takiplerinden kurtulabilmek için kaçıp taşların kucağına sığındıklarını anlatıyor olabilirler.Ya da burada kazandıkları güvenle yenilmez olduklarını zannederek Hak Teala’ya meydan okudular da Rabbimiz onları bilemediğimiz bir afetle bir varmış bir yokmuş yapıverdi de satırlarımıza düşen ibretler oldular okuyanlara.
Hasılı kelam; onlar dünya imtihanını verip göçtülerse bizim hiç kaçarımız yok kıymetli okuyucularım.
TURGUT YILDIZAN
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.