- 331 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Özgürlüğün hapsi
Camın önünde durmuş çehresi belirsiz ifadelerle dolu bu manasız yaşamdaki sonluğu düşünüyordu. "ne için yaşıyorum. Ne için buradayım " Diye içinden geçirdi çok uzun zamandır bunu düşünüyordu.
Yavaşça yüzünü gökyüzünden bir ırmak gibi akıp giden bulutlardan aşağı indirdi. Bulutlar her zaman güzeldi. Özgürdü. Dokunulduğunda sinirlenir şimşeklerini salardı. Ve sonra dingin bir bereket düşerdi toprağa.
Bir an gözleri kilitli kaldı. Şaşırmış, sanki çölde bir serap görmüşçesine gözlerini ufaladı ama hala aynıydı. Gördüğü şey gerçek değilse de gerçekti. Bu olamaz diye düşündü. Dışarıdaydı özgürce geziyor, sonbaharın döktüğü güz yapraklarının arasında kanat çırpıyordu. Çok mutluydu ve uzun zaman sonra ilk kez gülüyordu bu yüreğindeki his çocukken babası pazardan pamuk şeker aldığındaki hisle aynıydı. O zaman da böyle yüreği yerinden çıkacak gibiydi. Uzun uzun mutlu olan o kızı izledi. Yüzünde acının gülümsemesi oluşmuştu. Biliyordu ki bu kafesten çıkış yoktu. Yüreği özgürlüğe kavuşturmak kolay değildi.