- 479 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
BİLİYORDU
Annesi akşama hazırlık yapıyordu ev temizlenmiş gül suları ile kokulanmıştı. Minik Muhammed annesine merakla sordu:
-Anne akşama kim geliyor ?
Annesi şefkatli elleriyle biraz da mahsunca Muhammed’in saçlarına elini gezdirdi:
-Muhammed bugün peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa’nın s.a.v. doğduğu gün.
Muhammed hemen heyecanla atıldı lafa:
-Aaaa anne benim ismim de muhammed, benim de mi doğum günüm ?
Annesi doluk gözlerle:
-Hayır Muhammedcim bugün peygamber efendimiz s.a.v. dünyaya geldiği gün. Bu günde bizim gibi müslümanlar mevlid okuturlar. Hadi bakalım senin de üstünü giydirelim.
Muhammed çok heyecanlanmıştı ilk defa evlerinde mevlid okunacaktı. Daha önce komşuları Sultan Teyze’nin evinden sesler duymuştu. Annesine eve gelince merakla sorduğunda ilk defa duymuştu bu ismi mevlid. Annesi gömleğini iniklerken:
-Anne reyhan teyzemin oğlu Abdullah da gelir mi ?
-Evet oğlum oda gelecek hadi bakalım şimdide sağ bacağını uzat besmele çekelim. Bismillahirrahmanirrahim.
Yavaş yavaş kapının zili çalmaya başlamıştı. Muhammed elindeki arabayla kapıya heyecanla koşup:
-Bugün mevlid okunacak diye
Evde anons yapıyordu. Artık zamanı gelmişti bütün teyzeler aynı kokuyordu gül gibi beyaz örtüleri örtmüşler yarı ağlamaklı yarı tebessümlüydüler ve başlamıştı:
-Allah adın zikredelim evvela...
Muhammed meraklı gözlerle salon kapısından içeri süzüp, Abdullah ile araba yarışına devam ediyordu:
-Merhaba Ey ali sultan merhaba...
Oda neydi herkes ayaklanmıştı. Muhammedi bir heyecan kaplamıştı. Herkes salon camına yönelmişti. Muhammed ilahinin sözlerini anlamaya da çalışıyordu bir yandan. İşte orası gelmişti:
-Çevre yânıma gelip oturdular. Mustafâ’yı birbirine muştular...
Muhammed biliyordu çok inanıyordu peygamberini göreceğini çünkü oda fahri kainat efendimiz gibi yetimdi. Muhammed’in küçük kalbi buruktu. Baba şefkati bilmiyordu. Küçük minik Muhammed’in gözlerinden iki damla yaş süzülüverdi. Kollarıyla yaşları sildi. Birden saçlarına bir el dokundu arkasına dönüp baktığında gözleri ışıklar içersinde kamaşmıştı. İnci gibi dişleriyle tebessüm ediyordu. Muhammed ellerini önüne bağlayıp kafasını öne eğdi. Kulağına bir ses ilişti:
-Üzülme Muhammed ben senin baban olurum.
Muhammed birden kendine geldi mevlid hala devam ediyordu:
-Dediler oğlun gibi hiç bir oğul. Yâradılâlı cihân gelmiş değil...
Muhammed düşürdüğü arabasını eline alarak Abdullah’ın yanına gitti kulağına eğilerek:
Biliyor musun peygamberimiz benim babam oldu. Artık hiç üzülmeyecegim. Abdullahsa oyunun verdiği heyecanla arabasını:
-Vın, vın, düt, düt hadi Muhammed arabaları yarıştıralım diyordu
Muhammed arabasını sürmeye koyuldu. Mırıldandı kendi kendine:
-Görüceğimi biliyordum peygamberimi.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.