- 1880 Okunma
- 12 Yorum
- 23 Beğeni
Mutluluk can kenarı
’Ümmühan, sakin ol.’’
Sabahın yarı karanlık erken saatinde Sabiha Gökçen Havalimanına doğru beş arkadaş koşuşturuyoruz. Sabırsızlığımı, heyecanımı dışa vurarak ’’sizleri seviyorum, iyi ki beraber gidiyoruz’’ diyerek kapıdaki kuyrukta yerimizi aldık.
Daha önce filmlerde olurdu. Günübirlik zengin insanlar jet kiralayıp akşam yemeğini başka bir ülkede yiyip aynı gün ülkelerine geri dönmeleri.
Yoğun iş temposunda ilk defa kendime zaman ayırmıştım. Aylar öncesi düşük fiyatla aldığımız uçak biletlerine bakarak,
-Hadi şımartın beni diye fısıldadım.
Düşleri tavrında gözüken çocuklar gibi kocaman gülümsemelerle hep bir ağızdan bağırdılar:
- Sen bir tanesin.
Öylesine sakin ve yüzünü hiçbir zaman ekşitmeyen, konuşurken insana rahatlık hissi veren, üstelik de gideceğimiz şehir konusunda fikir sahibi olan arkadaşım Arzu,
- Çok erkenden orada olacağız. Metanet Lokantasında Beyran çorbası içeceğiz dedi.
Hepimiz aynı anda,
-Hayır, biz mükellef kahvaltı yapmak istiyoruz.
Arzu,
-İyi de her gün zaten zeytin-peynir yiyorsunuz. Bu kez değişiklik yapacağız.
Öyle keskin konuşmuştu ki hiç birimiz gık dahi edemedik.
Bilirdik ki dostluklar bir konu hakkında fikir sahibi ve tecrübeli olana güven duyarak peşinden gidilirse güzelleşirdi.
Deli gibi çarpan yüreğimi dinleyerek uçağımıza bindik. Yolculuğumuz yaklaşık bir buçuk saat sürdü. Şehir merkezine giden otobüse binip merkeze vardıktan sonra, yayan çorbamızı içeceğimiz mekâna doğru yürümeye başladık. Dükkânlarını yeni yeni açmaya başlayan esnafların yüzlerinde pırıl pırıl gülümsemeyle sokağa gelen herkesi ’’hoş geldiniz’’ diyerek karşılıyorlardı.
Ara sokaklardan Arzu’nun da az buçuk hatırlamasıyla çorbacıya vardık. Kapının önü ana-baba günü. Bir kuyruk sırası en az bir kilometre. ’’Eee bu ne böyle kaçalım’’ diyecem de diyemiyorum. ’’Bu kuyruk boşuna beklemiyordur’’ dedim içimden. Çorbasını içinler saygı içinde bekleyenlerin olduğunu bildiğinden sırası gelenin oturması için oyalanmadan masadan kalkıyorlardı.
Masaya oturduğumuzda sabahın daha altı buçuğuydu. İşe her sabah erkenden gittiğim için erkenden kalkmaya alışkımdım. Bizimkiler yarı uykulu gözlerle kendilerine gelmeye çalışıyorlardı. Missss kokular iştahsız olanın iştahını açar güzellikteydi. Arzu bir porsiyon çorba istedi, içip içemeyeceğimiz konusunda tereddütlü olduğumuz için yarım porsiyon içelim dedik. O da ne yedikçe yiyesi geliyor insanın, duramadık üstüne bir porsiyon daha istedik. Muazzam yemek kültürüne sahip olan bu şehir daha ilk andan itibaren beni büyülediğini söylemeliyim. İnsanın karnı doyduğunda kendini zaten mutlu hissediyor o an tavandı.
Tarihi konusuna fazla girmeden, kahvaltıdan sonra Gaziantep turuna hazırdık. Gaziantep kalesinden başlayıp, Zeugma Mozaik Müzesi oradan tarihi evlere doğru öğlen yemeğinden önce en son bakırcılar çarşısına dolaştık.
Öğlen yemeğinde İstanbul’da yediğimizin üç katı büyüklüğünde lahmacun, yuvalama, çiğ köfte, mezeler ise mutluluğu en tepe noktasına çıkarmıştı.
Dönüş saatimiz yaklaşmak üzere en son baharatçılar çarşısı uğrayıp istediğimiz baharatları aldıktan sonra hepimiz ayrı ayrı eşimize, arkadaşımıza, ailemize tatlı almak için tatlıcıların olduğu caddeye gitmeye karar verdik.
Tam caddeye girmek üzereydik yetmiş yaşlarında yaşlı bir dedenin kendi ebadından daha kocaman sırtında yük taşıdığını gördüm. Beli neredeyse yere değecek şekilde ufak adımlarla yükünü zor taşıyordu. Yürüdüm üzgün ve düşünceli dönüp arkama baktım yapamayacaktım. Kayıtsız kalamazdım, kalmamalıydım. Geriye doğru koştum, Sebahat,
-Ümmü nereye gidiyorsun
Sadece elimle sende gel işareti yaptım
Sebahat da ardımdan beni takip etmeye başladı
Dedenin yanına vardım
-Dedeciğim soluklan biraz, senin bugün meleğin olmak istiyorum.
Dede yüzüme yorgun yorgun bakıp ne dediğimi anlamaya çalışıyordu.
-Dede bugün sırtındaki yükten başka hiçbir şey taşıma. Kazanacağın bütün paranı ve masrafını ben vereceğim.
Bir yandan dedenin gitmemesi için konuşuyorum diğer yandan da çantamın içindekini selpaka cüzdanımda olan tüm paramı koyuyordum.. Sebahat da olduğumuz yere varmıştı. Alışkanlık edindiğim bu durumu bildiğinden o da cüzdanında olan tüm parayı bana doğru avucunun içinden uzattı.
-Dede bu bizim sana hediyemiz. Sadece senden dua istiyoruz.
O anı ve dedenin yüzündeki nurlu gülümsemeyi hiç unutamam.
Kardeşimle ikimiz tüm paramızı dedeye vererek diğer arkadaşlarımızın yanına doğru yürüdük.
-Arzu paran var mı dedim, benim hiç param kalmadı.
Arzu,
-Allah senin iyiliğini versin. Yine duramadın son kuruşuna kadar verdin değil mi? Kız yaşlanınca kim bakacak sana. Ben kime diyorum ki. Öyle yüzüme tatlı tatlı bakma.
-Borç verir misin? Şirketteki arkadaşlarım baklava ısmarladı, baklava alacağım.
-Ümmü sen delisin. Seni çok seviyorum
- Bendeeee
Sadece işyerimdeki arkadaşlarımıza fıstıklı baklava alırken arkadaşlarım Gaziantep’e özgü tüm tatlılardan aldılar.
Ertesi gün ofise geldiğimde güvenlikçiler, adıma kargo geldiğini söyledi.
Gittim danışmadan kargomu almaya birde ne göreyim Gaziantep’te görevli olduğumuz bölgede sezonluk çalışan personelimiz eşinin yaptığı tatlılardan, baharatlardan, kurutulmuş sebzelerden, salçalardan oluşan yüklü koli göndermişti.
O an annemin sözü ve öğüdü aklıma geldi,
’’Veren el, alan elden üstündür.’’
Annem ellerim tıpkı sana benzeyecek. Emanetini devraldım.
Ümmühan Yıldız
YORUMLAR
Maşallah Süphanallah diyorum.
Ümmü'şüm, benim iyilik meleği bacım seninle gezmeler hep bende güzel anıları heybeme koymuş. Olduğun yerler hep güzelleşmiştir gözümde. Yeğenlerin bile seninle olmaktan hep mutlu olmuşlar. Vardığın yerlerde güzellikleri elinle tohum saçar gibi saçıyorsun. Kendini de aslında hiç düşünmüyorsun.
Çok fazla açık verme, zira pis gözlerden, habis kalplerden, haset düşüncelerden, kıskanç tavırlardan korkuyorum. Zira yürek sesini duymazlar, kim bilir anlatmak istediğini de anlamazlar, giderler sığ sularda boğulmaya, boğulurken de seni eteklerinden çekip boğmaya taşırlar.
Onun için duamda, yüreğimdesin ve o güzel annemin bize anlattığı diğer şeyleri de vakti gelince heybenden çıkarıp insanlara sunacağına, yazacağına inanıyorum.
Allah seni korkularından emin, umduklarına nail eylesin.
Günüme damgasını vuran, bana iyi gelen yazını kutluyorum.
Öte yandan her daim iyi insanlara denk gelesin inşallah diyor, yüreğini öpüyor, kocaman kucaklıyorum.
Ümmühan Yıldız
En çok uzak durduğum insanlar yapmacık sahte insanlardır.
En çok uzak durduğum insanlar aynaya kendi yüzlerine bakmayıp başkası hakkında bilir bilmez dedikodu yapan insanlardır
Bilemez, anlamazlar, anlamak istemezler yüksek sesle konuşmamın-yazmamın dikkat çeken noktasını.
Onlar zannederler ki kendisini övüyor.
Oysa ayaktan düşmeye başlamış bir lokma ekmek dahi olsa paylaşmanın güzelliği.
Ben var gücümle ayakta durması için gerektiğinde kendimden örnekler vereceğim.
Seni seviyorum kocamannnnnn
Seni seviyorum annem kokulum
En çok da, güzel bir yolda ilerlerken her şeyin yolunda gittiği hissine kapılırım. Küçük kasabada gökyüzü şehirde giydiğinden daha gösterişli elbise giyiyor olmalı ki kasabanın orman yolunda yürürken bulutlar, akşam kızıllığı ve ayın hızlı yer değiştirmesi çok fazla büyülüyor beni ve bu gördüğüm ağaçlar, kırmızı renkli toprak, başak tarlaları, bulutlar gerçek mi diyorum sık sık. Hem de dışımdan diyorum. Gerçek olamayacak kadar güzel bir dünyada yaşadığımı düşünmekten alıkoyamıyorum kendimi. Hele bir de iyi insanların iyi davranışlarına şahit olursam; gün doğumu, gün batımı, deniz, gökyüzü de ne ki en güzel manzara bu diyorum. Evrenin sahibi evrenine çok özen göstermiş ve tam da ihtiyaç anında ihtiyaç duyanın yanına ulaşan bir ilgi elini de evreninde her an gezdiriyor. Sizi o dedenin yanına tam o anda götüren de O. Özetle; susuz kalan bir canlının yanına elinde su olan cömert bir insan muhakkak geliyor. Cömertliğiniz kim bilir ne güzel işler açacak başınıza.
Ümmühan Yıldız
Ufacık dokunuşla her iki tarafın mutlu olduğu o güzelim insanların giderek azaldığını gümümüzde farkındalık yaratarak hatıralarımla dikkat çekmek istiyorum aslında.
Benim orada o saatte bulunmamı sağlayan Rabbime teşekkür ederek şükürler olsun diyorum.
Tüm yıldız ailesi adına selamlarınızı As. diyerek.
Saygıyla selamlarımızı gönderiyoruz.
Sağ olun
'İyiliği yalnız iyiler anlar, kötülüğü herkes.
Cenap Şehabettin
Yüreği güzel anneniz mekanı cennet olsun.
Ne mutlu o anaya ki sizin gibi hayırlı evlat bırakmış.
Güzel yazınızı tebrik ediyorum.
Sevgiler selamlar gönderiyorum arkadaşım
Ümmühan Yıldız
ebediyete göçmüş tüm annelerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Rabbim mekânlarını cennet eylesin. Dualarımla
Her anne gibi benim annemde bağrına basarak zorluklarla büyüttü bizleri.
Güzel yüreğinize teşekküllerimle, sevgilerimi gönderiyorum.
Ümmühan Yıldız
Çok teşekkür ederim varlığınıza
Saf sevgiler güzeldir. İşte o sevgiyle sizi kucaklıyorum
Mekanları cennet olsun İnşallah.
Güzel yüreğinize selam olsun arkadaşım.
Sizi ve yazınızı kutluyorum.
Sevgimle yürek dolusu
Ümmühan Yıldız
ebediyete göçmüş tüm annelerimize Allah’tan rahmet diliyorum
Bende o güzel yüreğinizden öpüyorum.
Kocaman güzellikte, selamlar sevgiler
Pollyana Ümmü...
Ne hoş geliyor değil mi?
Yarın Rabbin huzurunda temiz vicdanla bulunmak nasibin...
Gittiğiniz yer Antep diyecektim ki açık etmişsiniz...
Beyran tek yeterdi kahvaltıya, afiyet olsun..
Cennet yurdum...
Çok saygımla.
Ümmühan Yıldız
Malum Rizeliyim hamsiyle, muhlamayla kahvaltımı çok yaptım.
İlk defe Beyran Çorbası içip kahvaltı olarak doyduğum gündü.
Evet, her köşesi cennet, yaşadığım bu toprakları, insanlarını çok seviyorum.
Edebiyat defterinde en güzel yorumları yapan Deniz TAYANÇ Beyi tanımaktan ayrıca çok mutluyum
Yürekten teşekkürlerimi gönderiyorum.
Annenize haktan rahmet diliyorum
Heyecanla başlamış bir yolculuk ve yolculuğun sonunda yaşananlar kısa zaman içinde ne kadarda güzel.
Yaşlı dedeye yardım etmeniz takdire şayan aynı zamanda sevgiyle birlikte maddi ve manevi el uzatmanız.
Hayran kaldım..
Ve benim ailem K. Maraşlı ve babamın amcaları Antep ve kilise yerleşmiş vakti zamanında çok iyi bildiğim bir kültür Antep,
Baharatları gerçekten çok güzel hele kuru dolma:)
Anneciğim yapardı saydığınız kuru dolmalar salçalar sonra Kayseri ye yollardı.
Antep baklavası üzeri Maraş dondurmalı yeseymişsiniz gitmişken 🙃
Kaleminize gönlünüze sağlık olsun benide oralara götürdünüz okuyunca
Sevgiler olsun çok çok çokçaaaaaa
Ümmühan Yıldız
ebediyete göçmüş tüm annelerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Rabbim mekânlarını cennet eylesin. Dualarımla
Bak işte defterde duruşunu, asilliğini neden sevdiğimi bir kez daha anladım. Anadolu insanının sevgi birikimleri çoktur. Anadolu insanının tabağı bol kepçelidir, gözü toktur.
Böyle yüreğimden kardeşlerime duyduğum sevgi gibi, kocaman sevgilerle teşekkürlerimi gönderiyorum.
hüzünlükent
Ki, bir mesajımız bile yok aramızda tanımışlık ta yok birbirimizi
Ne güzel bir yüreğe sahipsiniz
Bende sizi bunu tanımadan söylediğim ikinci kişi olacaksınız
Bende sizi küçük kızımın beni sevdiği gibi seviyorum 🤍
En masum ve en güzelinden
Tekrar sevgiler
Günüm yazısı
Annenize babanıza rahmetler diliyorum
Ne güzel yetiştirmişler sizi . Yine gıpta ile okudum. Allah yolunuzu hep açık etsin, ayağınıza taş değdirmesin.
Tebrik ederim Ümmühancım...
Ümmühan Yıldız
Âmin, her yorumun sevgi dolu olduğunuzun tescilini kanıtlar nitelikte.
Kelimelerinden berrak su gibi mutluluk akıyor.
Seviyorum yüreğinizi.
Sağ ol,
- “ kız yaşlanınca kim bakacak sana ? “
Dedeye melek olanı şüphesiz Allah görüp gözetecektir :) öyle inanırız ve öyledir de !
Başlıkta tam isabet olmuş ;
mutluluğun en hissedilir olduğu yer karşılık beklemeden ve cüzdan hesabı değil vicdan muhasebesiyle yapılan hayır ve iyiliklerdir…
1- Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol.
2- Şefkat ve merhamette güneş gibi ol.
3- Başkalarının kusurlarını örtmede gece gibi ol.
4- Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol.
5-Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol.
6- Hoşgörülülükte deniz gibi ol.
7- Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.
Hz. Mevlana Celaleddin.
Dipnot:
Ümmühan,
yazının alt mesajında yine güzel anneyi hatırlattın bizlere, annenden de senden de Allah razı , kulları hoşnut olsun :)
Sevgilerimle
Ümmühan Yıldız
Bir gün olsun off dediğini duymadığım.
Her kelimesinde biri,
-aman oğul siz iyi olun kötülerden olmayın.
Annem-babam, yağmurlarda ıslanmayayım diye şemsiyemi sıkıca tutmamı sağlayan her şeyim.
O şemsiye beni hep koruyor.
Çok güzel hissettiriyor gelişiniz, yorumlayışınız.
Sevgiyle selamlar
Ümmühan Yıldız
Yazımı okuyup ayrıca yorumunuzla değer kattınız.
Saygıyla teşekkürler ederek,
Selamlarımı iletiyorum.
Ömer Altun 2
Daim selam ve dua ile..
Ümmühan Yıldız
Saygılarımla selamlar,
Bir Gaziantepli olarak yazınızı heyecanla okudum. Daha beyran kelimesini duyduğum andan itibaren yazınızın memleketimle ilgili olduğunu anlayıp daha bir merakla okumaya başladım. Bir yandan merakla yazınızı okurken bir yandan da yazınızda geçen yemek v.s. ler gözümün önünden geçti bir bir. Adeta kokusunu burnumda duydum. Memleketten uzakta olunca memlekete dair yazılar daha bir heyecanla okunuyor. Yazınızı bir nefeste okurken Gaziantep'le ilgili düşüncelerinizden mutlu oldum. Ayrıca annenizden ne güzel miras devralmışsınız. Ne mutlu size...
Ümmühan Yıldız
Evet, memleketimiz, insanımız apayrı güzelliktedir.
Ve her anne güzeldir.
Yazımı okuyup ayrıca yorumunuzla değer kattınız.
Saygıyla teşekkürler ederek,
Selamlarımı iletiyorum.