- 758 Okunma
- 7 Yorum
- 8 Beğeni
KİLİS SEVE (AKINCI)KÖYÜM "GİTME OĞLUM GİTME"
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Annem haklı olarak bizleri bir an önce baş göz edip kendi yağı ile kavrulmak istiyordu. Ben ’’istemiyorum evlenmeyeceğim’’ dememe rağmen Naci amcamla annem veterinerin ailesinin yaşadığı köye(tam emin değilim ama sanırım Keferrahim köyüne) soruşturmaya gitmişler. Annem ne yapıp edip beni evlendirmeyi kafasına koymuş .Benim olaylardan haberim yok. Köyde muhtarın yanına uğramışlar. Konuşmuşlar. Muhtar onlara "Köyde oldukça zenginler. Şimdi harman kaldırıyorlar. Harman yerindedirler" deyip annemi köy odasında kadınlarla birlikte bırakıp amcamla harman yerine yanlarına gitmişler. Amcamın orada gördüğü manzara biraz canını sıkmış. Amcamı tanımadıkları için işlerine devam etmişler. Muhtarda bir şey belli etmemiş. Veteriner de orada traktöre saman yüklüyormuş . Ancak, babası oğluna sürekli emirler veriyor arada sert konuşmalar yapıyormuş. Amcam bunu görünce kendince notunu vermiş.
Annemin yanına döndüğünde "Bacı, kızımız çok ezilir burada. Oğlan veteriner olmuş ama daha baba ağzına bakıyor. Yine de sen bilirsin "demiş.
Annem bir kez kafasına koymuş illâ beni evlendirecek ya!
Ben haftasonu eve geldiğimde baskı yapmaya başladı. O haftasonu da üniversitenin birinci sınavı için Antep’e gideceğim. Gitmemem için elinden geleni yapıyor. "İstemiyorum anne .Ben daha dünya nedir bilmiyorum. Kendim için yaşamak ne bilmiyorum. Gözüm açılmadı sen beni etiketi için birine yamamaya kalkıyorsun. Yapma anne yapma. Ben kendim için bir şeyler yapabilmeliyim. Bu halimle evlenirsem çok ezileceğim’’deyip ağladım.
O halimle Meryem nenemle birlikte Antep’ e sınava gittim.
İyi değildim. Okuduklarımı anlamaya çalışıyordum. Aklım hep annemdeydi. Gönülsüz göndermişti beni sınava. Zorladım kendimi ve iyi kötü cevaplayıp çıktım.
Sonra tekrar köye kursuma gittim. Bir çıkmazın içindeydim. Annem kendince haklıydı. Oysa ben de haklıydım. Şayet üniversiteyi kazanırsam bir kendi hayatımı değil annemin de hayatını kurtaracaktım. Onu kimseye muhtaç etmeyecektim. Bunu kafama koymuştum. Ama nasıl başaracaktım ki?
Annem üstüme çok gelmeye başlamıştı. Evleneceğim kişinin etiketi bana ne fayda verebilirdi ki?
Ben birinin gölgesinde yaşamak istemiyordum. Haydi ben kurtuldum diyelim. Onlara asla faydam olamazdı ki. Ben kimseye avuç açıp "anama bacıma destek olalım" diyemezdim. Bunun için kimseye kendimden ödün veremezdim. Bu benim yapıma oldukça tersti.
O hafta ne annem ne de nenem benimle köye gelemediler. Doğrudan Maya halamın evine gittim. Ali abi askerden gelmişti. Bugün yarın Şükran ’ın bebeği olacaktı. O gece halam beni kendi evime bırakmadı. Bazen kızı Ayşe ve oğlu Zeki ile benim evimde kalmama izin verirdi. O gece bir huzursuzluk vardı halamda. Ben ’’Şükran ’ın doğumunu bekliyor herhalde halam ondan tedirgin’’diye düşünüyordum.
Gece epey ilerlemişti. Halam yataklarımızı yan yana dizdirdi. Bize ’’uyuyun’’ dedi.Ayşe ile ben yanyana yatıyorduk. Gece yarısına doğru Ali abi kendi odasından bizim yanımıza gelip halama’’Ana ben biraz çıkıp arkadaşlarla görüşeceğim ’’dedi.Ben yataktan onların konuşmalarını hayretle dinliyordum. ’’Gece nin bir yarısı köy yerinde ne arkadaşı bu ’’diye düşünürken, halamın söylenmesini dinliyordum. Halam sessiz sessiz’’Gitme oğlum gitme’’diyordu. Ali abi ’’ana para lâzım ’’deyip çıkıp gitti. Bir saat, iki üç saat geçti.Gelen yok. Ortalık zifiri karanlık. Halam karanlıkta bekliyor uyumuyordu. Ben de meraktan uyuyamıyordum. Neler oluyordu. Eniştem tütün tabakasını çıkarmış peşpeşe tütün sarıp cigarasını tüttürüyordu. Eniştemin sarıp içtiği cigaradan çektiği her nefeste bir yanıp bir sönen alevini izliyordum. Halam bir oturuyor bir kalkıyor. Karanlıkta dolanıp duruyordu.O arada bir iki el ateş edildi.Halam elini dizlerine vurmaya başladı "Eyvâh "diyordu. Hepimiz kalkıp oturduk. Işığı asla açmıyorlardı...
Evde panik havası iyice artmıştı. Eniştem protez bacağını takmaya uğraşıyordu.Dışarıya çıkıp olan biteni anlamaya çalışacaktı ki bu bile bu saatte tehlike idi. Çünkü gece 24.00 den sonra dışarda dolaşmak yasaktı.
Tam o anda" güm " diye bahçeye bir şey düştü ve ardından kapının tıkırtısı duyuldu. Halam hemen kapıya koştu. Ali abinin sağlıklı oldugunu anlamaya çalışıyordu . Işıkları hiç açmıyorlardı. Ali abim elinde bir iki paketle gelmişti. İyiydi. Halam hemen onları alıp sakladı.Ali abime "Seni gören oldu mu? Çabuk yatağına gir uyu "dedi.
Yüreğimin gübürtüsünü duyarlar diye heyecandan nefes almaya korkuyordum.
Sanırım Suriye’li kaçakçılar mayından geçip tütün ve çay getirip telden Ali abime vermişlerdi. Halamın neden tedirgin olduğunu şimdi çok iyi anlıyordum. Askerler yakalasa mutlaka vururlardı.
Yazık diyordum işte memleketimizin hâli. Okumazsan işin olmazsa erkekler kaçağa gidip kendilerini riske atacak. Kızlar küçücük yaşta evlenip çile çekeceklerdi. O gece aklıma koydum ne yapıp edip mutlaka okuyacaktım. Okumalıydım.
Sabah halam uyandığında hiç bir şey olmamış gibi güne başladı. Brn de ağzımı açıp hiç bir şey demedim.
O gün bu gündür o gece aklıma geldikçe yüreğimi bir sızı kaplar ya Ali abim vurulsaydı halam deliye dönmez miydi?
Şükran ne yapardı o hamile hâliyle.
Bir kaç gün sonra Şükran ’ın bebeği dünyaya geldi.Bembeyaz tenli Fatma nenemin kopyası güzellikte bir bebekti.Ismini Leyla koydular. Leyla’yı ben çok sevdim. Oyuncak bebeğimiz oldu o bizim. Eve farklı bir neşe ve mutluluk getirdi. Şükran hiç lohusa yatağında yatmadı. Bir süreliğine Leyla’ nın o tatlı telaşıyla günlerimiz geçip gitti.
Artık kursun kapanma zamanı yaklaşıyordu. Beni çok büyük sıkıntılar bekliyordu. Biliyordum bunları. Ne yapıp nasıl baş edeceğimi bilmiyordum. Bakalım neler yaşanacak ve yolumdaki engebeleri nasıl aşabilecektim. Yaşayıp görecektim.Ne olursa olsun sessiz sessiz kafama koyduğumu yürürlüğe koyacaktım.
KARDELEN(Ayrıkotu)
10.10.2021
Tülay Sarıcabağlı Şimşek
Dinar/Afyonkarahisar
YORUMLAR
Çok kutluyorum. Ben de heyeceanla okudum...
Peki sonra ne oldu ?
Sevgilerle...
AYRIKOTU
Nedense bizim toplumda evlenmeleri hep büyükler ayarlar evlenecek olanlara düğünün var müjdesi verirler hala böyle bir toplumuz güzel ve anlamlı bir çalışma okudum kutluyorum saygılar
AYRIKOTU
Gönlünüze sağlık
Kız çocuğu ya da bir genç kızın okumak mücadelesi kırsal, yöresel ortamlarda zorlu, çetin bir uğraş
Erkek çocuğu yerine göre haytadır, okusun diye dürtülür, kız çocuğu cevvaldir güçlüklerle boğuşur, zaten zehir bir öğrenci değilse hiç şansı olmaz, yine kardelen olmaktan başka çare görünmüyor
Kızın amcasının analizini takdir ettim, kızımız bunlarda ezilir, mutsuz olur diyor, damat ve kayın peder adayını gözlemi güzel
Sınırdaki kaçak köçek yapılanmaya değinmenizde fevkalade
Kilis vaktiyle kaçak eşya membaıdır
Öykü türünde usta kalem olduğunuz çok belli
Yüreğinize, emeğinize, kaleminize, kelamınıza bereket hocam
Gün başarınızı tebrik ederim
Saygı ve selamlarımla.
AYRIKOTU
Başardım. Cok teşekkür ederim