- 566 Okunma
- 2 Yorum
- 3 Beğeni
ÖZÜR UÇURTMASI
Sensizlik dağının zirvesinden bakıyorum şimdi şehre. Denizler sokaklara gelebileceğini sanıyor gelgit puanları yüksek diye. Mevsimini şaşırıp meyve veren o ağacı görüyorum. Meyvesinden her yediğimde teşekkür ederdim. O meyve, bense teşekkür zenginiydim. Bu yükseklikten bakınca daha net gördüm, kopardığım meyveler sayısınca teşekkür tülbentleri asmışım dallarına özür dilemem gerekirken. Yere düşünce onu andıran bir şeye dönüşmüş gözyaşlarını da meyve diye toplayıp bir de komposto teşekkürü ettim belki de. Köklerine yaptığı gölgeyi bana yapıyor sandım. Rüzgarın göz koyduğu yapraklarına ağlıyordu, bana şarkılar söylüyor sandım. Artık ne zaman bir ağacın gövdesine yaslanacak, gölgesine oturacak, meyvesinden alacak olsam teşekkür değil özür borçlanacağımı biliyorum.
Sensizlik zirvesinden seni de görüyorum ya, uzun bir süre buradayım artık. Tek katlı evinin yıldızları parlattığın damındasın. Güneş gözlüğünü tak bu gece, ay parlak olacak demiştin. Meyvelerinden edindiğim enerjiyle yürüdüğüm yolların mola yerlerinden teşekkür kartpostalları atmıştım hep sana. Özür uçurtmaları uçurma zamanı şimdi. Yerde ve gökte içtenlikle edilmiş tüm özürleri toplayıp damındaki ay sepetinin içine koymak isterdim. Benim mahcup özrüm de o özürlerin arasında saklı. Ademin gözyaşları arasına gizlenmiş bir küçük ademin özrünü tanıman zor.
Sensizlik zirvesinden beni de görüyorum. Yukarı mahalleden aşağı mahalleye akan, sonra da başkaları çağlayan dese de ağlayan olarak köyü terk eden bir köy deresiyim ben. Birkaç çakıl taşım, birkaç kıvrımım, birkaç yerde köpüren suyum ve birkaç tahtası olan köprüm var.
Unutmuşum senin denizle ilgin olduğunu. Ya bir denizsin sen ya da deniz köprüsü.
YORUMLAR
İnsan olabilmenin sırrı ne, düşündüm lakin bulamadım. İnsan olmak sırsa ve sır sadece Yüce Allah'ın bildiğiyse bu aciz nasıl bilebilir? En doğrusunu rabbim bilir demek düşmez mi bize? Eğer ki insan eşref-i Mahlûkat diye adlandırmışsa mevlam, en şerefli davranışlar farz değilmidir üzerimize. Kırmamak, incitmemek, böbürlenmemek, ne oldum dememek... İnsanı insan yapan teşekkür gibi fazilet değilmidir ki özür? Özür ki hataya kefaret ola, kusur ki insani ola.... Ne güzel söylemleriniz, ne güzel diliniz var... Sizi siz yapan insanlığınızla tanıştıran o güzel rabbime şükretmek sizi kırma ihtimalime dahi önce rabbimden sonra sizden özür dilemek, gönül Çalap'ın tahtı... O taht incitilir mi?
Selam ve en içten saygılarımla değerli kardeşim...
kader hamağı
Aylardan ekim,
Birkaç yıl önce resimdeki köprüde durup uzun uzun Elevit yaylasından uçsuz bucaksız vadisini seyretmiştim.
Sonbahar ayları geldiğinde dereler sessizleşir hatta dokunaklı olur. Sanırsın usul usul ağlıyor. İnsanların onu terk etmesine mi yoksa coşkusunun bahar aylarındaki gibi gürül gürül akmayışına mı üzülür hep merak etmişimdir.
İnsanların olmadığı yerlerde doğanı mutlu olduğunu düşünürüz. Oysa tabiat,dağlar,vadiler de güzelliğini göstermeye sevilmeye ihtiyacı var. Etrafında dolanan kuş sesleri gibi, çocuk seslerine de ihtiyacı var.
Peki, biz insanoğlu ne yapıyoruz.
Yüksek yüksek binalarla gözlerimizin özgürlüğünü öldürüyoruz. Ağaçların çiçek açışlarını büyüyen meyvelerini, denizlere kavuşan dereleri artık göremiyoruz...
Sensizlik zirvesinden tüm nimetlerini canlılara sunarken hiç kimseyi incitmediler. İnsanoğlunun verdiği zararıda hiçbir canlı vermedi.
Uçurtma özrü kabul edecek mi?
Saygılarımla selamlar.
Ümmühan Yıldız tarafından 7.10.2021 11:57:30 zamanında düzenlenmiştir.
kader hamağı
İçten edilen özür ve bu özrün kabul edilmesi birer güzellik. Yakın zaman önce kişisel bakım listesine sporu ilave etmiş ve onu listenin en başına yerleştirmiştim. Yani sporu, diş fırçalamaktan, saç taramaktan vs daha önemli düşünmüştüm. Kişisel bakımla daha iyi daha güzel daha mutlu bir insan olmayı amaçlıyorsak bu bakımın içerisine özür dilemeyi mutlaka eklemeliyiz.
Covit hastalığı tat alma duygusunun ne kadar önemli olduğunu öğretti insanlara. Bir de manevi tatlar var, huzurun, mutluluğun, sevginin, basit yaşamın, doğanın tadı. Her tadı iyi alan köpekleri örnek alsak ve bizi mutlu edecek tatları alma konusunda uzman olabilsek. Başkalarının mutsuz dolaştığı sokaklarda koklaya koklaya gezsek, iz sürsek ve mutlu olsak.
Edebiyat defterinde sizin ve ablanızın yazdıklarını severek okuyorum. Geniş bir aile olduğunu yazılardan, şiirlerden anladığım Yıldız ailesine huzurlu günler diliyorum.