AMERİKA VE DEMOKRASİSi
Liseyi Bursa’nın Gürsu ilçesinde okudum. Sınıfımızın sayısı yirmi beş öğrenciden oluşuyordu ve sıralarda iki öğrenci oturuyordu. Okulumuzun ismi Gürsu Yıldız tekstil lisesi idi. Oysa geldiğim okulda sınıf mevcudumuz seksen dört kişi idi ve her sırada dört öğrenci oturuyordu. Onun için nakille geldiğim Pasinler lisesi’nde okurken lise 1. sınıfta matematik ve kimya derslerinden sınıfta kalmıştım ve sınıf tekrarı yapmıştım. Bursa’daki ilk yarıyıl tatilinde teşekkür belgesi almıştım çok başarılı öğrenci olduğum söylenemez hayatımda aldığım tek belge teşekkür belgesi idi.
1990 yılı ABD’nin Irak’ı parçalama gayretlerinin ilk yılı idi Irak’ı bombalamak ve işgal etmek için nükleer silahı var diye bahaneler uyduruyordu. En nihayetinde doksan bir yılının Ocak ayında Irak’a birinci Körfez savaşı yapmış oldu. Gerçi biraz yıktı döktü ama pek başarılı olamadı. Şimdi insan sorabilir bu ne perhiz bu ne lahana turşusu lise anılarını anlatırken bu Amerika nereden çıktı. Aslında çok haklısınız bu anlattıklarımın ABD’nin Irak parçalama gayretleri politikası ile ne alakası var diye insan düşünebilir. Okulumuz Türkiye’nin hemen hemen her bölgesinden öğrencinin gelmiş olduğu bir öğrenci popülasyonu vardı. Doğu Anadolu ve iç Anadolu’dan gelen öğrenciler Amerika’nın haksız ve barbar olduğunu savunuyordu. Fakat batılı öğrenciler yani Bursa ve çevresinden gelen öğrenciler ise Amerika’nın haklı olduğunu demokrasi getirebileceğini kahraman bir kurtarıcı olduğunu söylüyorlardı. Irak’a ve Saddam Hüseyin’e ise barbar vahşi çöl bedevisi gibi bir sürü yakıştırmalar yapıyorlardı. Biraz önce anlatmaya çalıştığım şey de tam da burada başlıyordu aslında sınıfımızdaki yirmi beş öğrenciden on beşi Amerika’nın Kahraman olduğunu düşünüyordu beş öğrenci pek kararsız davranıyordu geriye kalan beş öğrenci ise Irak halkının haklı olduğunu ve ülkesini savunmasının gerektiğini söylüyordu.
O son beş öğrencinin içerisinde ben de vardım. Ben de Amerika’nın haksız olduğunu ve bırakın haklı olduğunu ABD’nin asıl barbar kan emici vampir olduğunu asıl amacının demokrasi ve barış olmadığını petrol ve Büyük Ortadoğu projesi olduğunu savunuyorduk. Amerika’nın Büyük Ortadoğu kapsamında Ortadoğuya ayar verme politikaları 11 Eylül tarihinde Amerika’da bulunan ikiz kulelere saldırılarla başlamış oldu. 11 Eylül saldırıları Müslüman görünen Müslüman kılığına bürünmüş kafirler tarafından ve Amerika’nın gizli servisleri tarafından yapılmıştı bir çok masum insan o gün ikiz kuleler’in de hayatlarını kaybetmiş oldu. Bu olaylar Ortadoğu’nun çöplük haline getirilmesinin ilk nedeni idi. Bu olaylardan sonra Avrupa ve Amerika’da yaşayan Müslümanlara karşı vahşice saldırıları yapılmaya başlanılmıştır. Ne yazık ki 11 Eylül saldırıları 2001 tarihinde gerçekleşti. fakat Amerika bunu bahane ederek 2003 yılında Irak’ı işgal etti. Amerika’nın Irak’a nasıl bir demokrasi getirdiğini, kadınların kızların ırzına nasıl geçildiğini, masum insanların meşhur Ebu Gureyb hapishanesinde nasıl çırılçıplak soyundurulup ifşa edildiklerini ve işgence gördüklerini maalesef hepimiz gördük. Daha sonra aynı demokrasi Afganistan’ın halkının üzerinde denenmeye başlandı. Afganistan’ın Rusya işgalinden sonra bir boşlukta bulunması yani yönetimin zafiyetinin açık bulunması ve ABD’nin Rusya’nın dibinden oluşturmak istediği Askeri Üssün kapılarını açmış oldu. Kendi istihbarat servislerinin hazırlamış ve piyasaya çıkarmış olduğu El-kaide örgütü güçlenmeye başlamış ve çoğunluğunu talebelerin oluşturduğu grubun Taliban olarak ortaya çıkması ile El kaide’nin iştahını dahada kabartmış oldu. Amerika’nın Afganistan’a girer girmez El kaide militanlarını Guantanamo’ya götürmesi ve yirmi yıl sonra Taliban’ın Afganistan’da yönetimi ele geçirmiş olması çok manidar. 11 Eylül Amerika Birleşik devletleri’nin harekete geçmesini sağlamış oldu. Afgan halkı vefali bir halk olduğu için Rusya ile savaşırken ABD tarafından bölgeye gönderilen istihbarat destekli Arap milliyetçileri militanları onların deyimi ile Mücahitler halkla kaynaşmış kemik kadrolar oluşturmuştu. 11 eylül’den sonra ABD’nin Afganistan projesi başlamış oldu Amerika ikiz kulelere çarpan ilk uçaktan hemen sonra Afganistan’da bulunan El-kaide’ye hedef göstermişti. diğer çapulcu müttefiklerinin de desteğiyle Amerika Birleşik Devletleri Afganistan’a girmiş oldu. Amacı Afgan halkına demokrasi ve barışı getirmekti ama maalesef durum hiç de öyle olmadı. Afgan halkı on yıllardır mağdur ve harap halde bulunuyor yani anlayacağınız Amerikan demokrasisi denen anti demokrasi Afganistan,’a hiçbir zaman gelmemiş oldu.
03.10.2021 Muammer KARS
YORUMLAR
Yaşadığınız anılardan yola çıkarak Amerika'nın iç yüzünü ortaya çıkaran anlam dolu harika yazılmış bir paylaşımdı, kutluyorum tebrikler.
Sonsuz selam ve saygılarımla.
DADAŞIM
iyi bir tespiti var bu konuda diyor ki " bizi milletimiz çok iyidir fakat hafızayı beşerdir çabuk unutur" gençliği geleceği böylece bilgilendirmemiz lazım gelir bence hayırlı akşamlar diliyorum
DADAŞIM
iyi bir tespiti var bu konuda diyor ki " bizi milletimiz çok iyidir fakat hafızayı beşerdir çabuk unutur" gençliği geleceği böylece bilgilendirmemiz lazım gelir bence hayırlı akşamlar diliyorum