- 1153 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
925 – DÖRT KUŞ
Onur BİLGE
Ölmekten ve dirilmekten söz açılınca arkadaşlar Sadullah Bey’e arka arkaya sorular yöneltmeye başladılar. Bunlardan en enteresan olanı Orçun’un sorusuydu. Cevabı da hayli ilginçti. Onun için elimden geldiği kadar kadar dikkatle not aldım. Şimdi de aynen aktarmaya çalışıyorum. O soru:
“Hazreti İbrahim, ölüleri nasıl diriltildiğini sorduğunda Allah ona dört kuş almasını, onları kendisine alıştırmasını, sonra parçalarını dört dağa koymasını, çağırınca koşarak ona geleceklerini bildirdi. Onlar hangi kuşlardı? O, gerçekten onları öldürüp parçaladı, parçalarını karıştırdı sonra dörde bölüp dört dağa mı dağıttı? Onlar ölürken acı çekmediler mi!” idi. Cevabı da şu şekilde geldi:
“O kuşlar, bizim bildiğimiz kuşlardan değildir. Temsili yaratıklardır. Dördü de kanatlı hayvanlardandır. Horoz, kaz, kuzgun ve tavus kuşu... Horoz zinaya ve cinselliğe düşkünlüğü, kaz oburluğu, doymak bilmeyen nefsi, dünya malına hırs ve tamahı, kuzgun leş yediği için haram helal demeden alıp yemeyi, tavus kuşu da gurur ve kibri sembolize eder. O çok güzel bir kuştur. Kanatlarını açınca oluşan o nefis güzelliği, herkesten her bakımdan üstün olduklarını zannedenlerin kibir ve gururunu simgeler.
İnsanlar tertemiz yaratılırlar. Kötü özellikleri sonradan edinirler. Çocuklara baktığımızda, onlarda kin, nefret, öç alma, azarlama, vurma gibi kötü huylar ve davranışlar göremeyiz. Onlar, bu olumsuzlukları sonradan edinirler. Bazıları belli bir seviyede tutmayı başarabildiği halde bazıları dozunu arttırarak canavarlaşır.
Bu kötü özellikler, insana yakışmayan, hayvanda normal karşılanan hasletlerdir. Yani onların yaratılışlarında vardır. İnsanda olunca, helak sebebidir. Onun için en kısa zamanda tövbe ederek o hayvani sıfatlardan kurtulmaları gerekir.
Oradaki dört kuşun öldürülmesi, paramparça edilmesi, o kötü huyların öldürülmesi, parçalanarak dört dağ başına atılmaları, bir daha edinmemek niyetiyle terk edilmesi, yerine güzel huylar edinilmesi anlamındadır. Benlik getirerek edinilen, nefsi arzularla beslenen kötülüklerin öldürülmesi, yaratılıştan getirilen, bir tarafa atılan, ölüme terk edilen iyiliklerin ve güzel huyların diriltilmesi manasındadır. Ölmeden önce ölmek, kötü alışkanlıklarının öldürülmesi, iyi özelliklerin canlandırılması demektir.
Her nefeste ölme olayına gelince... Her nefes alış verişte oksijenle dirilir, karbondioksitle can veririz. Günde yirmi dört bin kere öldürülür, yirmi dört bin kere diriltiliriz.
Tevhit konusunda bilen, bilmeyene nefhatü ayetini idrak etmesini tavsiye eder. Allah, ilk insanı yarattığında ona ruh üfledi. Burada nefese, teneffüs etmeye, canlılığa ve ölüme işaret var.
“Fe iza sevveytuhu ve nefahtu fihi min ruhi fekau lehu sacidin.” Allah, yaratılışımızı tamamladığında ve ona ruhundan üflediğinde, göksel varlıkların onun için secdeye kapanmasını emretti. Onun saygınlığı, kendisine Allah tarafından ruhun üflenmesinden sonradır. Beden balçıktandır ama ruh, Allah’ın emrindendir. Ne yazık ki bizlere onun hakkında “İlmen kalila...” yani az bir bilgi verilmiştir.”
***
Onur BİLGE
BİN BİR GECE ÖYKÜLERİ – 925