- 1068 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KARAHANLI DEVLETİ :İSLAMİYETİN KABULÜ SONRASINDA TÜRKÇECİLİĞİN TEŞKİLATLANMIŞ YÜZÜ
“Türkçecilik Türk dilini sevmek, onun büyüklüğüne ve üstünlüğüne inanmak, varlığını korumak, onu başka dillere karşı müdafaa etmek, sadeliğini sağlamak ve kudretli bir edebiyat dili haline getirmek demektir.” (Timurtaş 2013; 264)
Büyük dil bilginimiz Faruk Kadri Timurtaş “Tarih Boyunca Türkçecilik Cereyanı” isimli yazısında Türkçeciliği böyle tanımlıyor. Türklüğün tarihi serüvenine baktığımızda Türkçesizliğin bir iki kuşak sonrasında Türklükten kopmayı getirdiğini net bir şekilde görüyoruz. Slavlaşan Bulgarlar, Çinlileşen Bozkır Türkleri ve Mezopotamya’da Araplaşan Türkmenler bunun en bariz örnekleridir. İslamiyet’in kabulünden sonra cumhuriyet dönemine kadar kurulan Türk Devletlerinde Türkçe hassasiyetinin yüksek olduğu dönemlere bakacak olursak bunun Karahanlı Devleti, Anadolu’da Kurulan Türk Beylikleri ,Osmanlı’nın 16.yüzyıla kadar olan evresi ve Timurlu’da 15.yüzyıl sonrası (Hüseyin Baykara ve Ali Şîr Nevâî tesiri) zaman dilimleri olduğunu görürüz. Burada Türkçe tarihi açısından apayrı Karahanlı Devletinin apayrı bir yeri vardır. Mesnevi türünde ilk Türkçe eser olan Kutadgu Bilig’in, İlk Türkçe KUR’AN’I KERİM mealinin ve Türkçenin büyük sözlüğü olan Dîvânu Lugâti’t-Türk’ün yazıldığı devlettir. Kaşgarlı Mahmut’un Türkiyat’ın bu büyük kaynağını oluşturmasında Basra Dil Ekolünün talebesi olmasının etkisi olsa bile onun hayatını ve dünya görüşünü şekillendiren temel etmen Karahanlı/Kaşgar kültür muhitinde yetişmiş olmasıdır.
Karahanlı Türkçesini diğer Türk boylarının ağızlarından ayıran bir diğer faktörde Uygurların oluşturduğu yerleşik medeniyet düzeni üzerine inşa etmiş olmasıdır. Karahanlılar Uygurların Maniheist dönemde oluşturdukları Türkçe dini terminolojiyi İslami döneme adapte etmişlerdir.Yalavaç (Peygamber), Yükünç kılmak (namaz kılmak) bunun en bariz örnekleridir. Karahanlı Türkçeciliğinin bir diğer kaynağı ise Karahanlı’yı siyasi elitin Efrasiyab’ın (Alp-er Tunga) soyundan geldiklerine dair duyulan inançtır. Dîvânu Lugâti’t-Türk’teki Alp-Er Tunga sagusu bu şuurun yansımasıdır. Kutadgu Bilig’in Buğra Han’a ve Atabetü’l Hakayık’ın Muhammed Dâd İspehsâlâr Beg’e sunulması Türkçe’ye olan devlet himayesinin göstergeleridir. Karahanlı gibi bir Türk hanedan tarafından kurulan Gazneli Devletinin resmi dilinin Farsça oluşu ve bunun yanında Fars Milliyetçiliğinin temel referansı olan Şehname yazarı Firdevsi’nin himaye edilişi de Karahanlı Devleti’nin Türkçecilik açısından ehemmiyetini ispat etmektedir. Tüm bunların yanında bizlere Anadolu kapılarını açan Selçuklu Türklerinin ve genel olan Oğuz Türklerinin Karahanlı/Kaşgar Kültür muhitine uzaklığını tarihimizin en büyük şansızlıklarından biri olarak saymak abartı olmayacaktır. (Selçuklu’nun kuruluşu sırasında Karahanlı Gazne rakabetinde Ali Tigin’le kurulan münasebetler siyasi tarihin konusudur.) Oğuz Türklerinin yerleşik bir Müslüman Türk Medeniyeti ile temasının sınırlı olması Selçukluların Anadolu’ya girişi sırasında fikri/kültürel açıdan Acem etkisine açık hale getirmiş ve 13.yüzyılın sonlarında Türk Beyliklerinin teşekkülüne kadar Ön Asya coğrafyasında Türkçe resmi bir hüviyete kavuşamamış ve Aşık Paşa’nın:
“ Türk diline kimseler bakmaz idi
Türklere hergiz gönül akmaz idi
Türk dahi bilmez idi bu dilleri
İnce yolu, ol ulu menzilleri"
dizelerine muhatap olmamıza neden olmuştur.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.