- 1085 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
ANNE ŞADAN EREN OĞLU ERDAL EREN'İ ANLATIYOR
Ankara’ya okumak için geldi. Ben hiç razı olmamıştım. Nasıl olsa gideceğiz demiştim. Ama dinlemedi. Ankara’ya teyzesiyle eniştesinin yanında kalıyordu. Okulda olaylara karışıyormuş. Eniştesi ’’Olaylara karışmayacaksın’’ diye uyarmış. Bunun üzerine memlekete geri döndü. Biz de 77 yılının sonunda Ankara’ya göçtük. Burada Meslek Lisesi’nde okuyordu.
Evde banyo yapıyordu o gün. Okuldan arkadaşı gelip çağırdı Kapıda uzun uzun bir şeyler konuştular. Babasından harçlık aldı. ’’Ben birazdan gelirim anne’’deyip çıktı. Gidiş o gidi. Bir daha dönmedi.
Aynı akşam, kapıyı kızım açmış, makineli tüfeklerle polisler eve geldi. Mutfaktaydım. Silahı üzerime doğrultarak içeri girdiler.’’Nerede onlar’’ diyorlardı. Kendimden geçip bayılmışım. Her tarafı didik didik ettiler. Erdal’ın odasındaki kitaplardan resimlere kadar her şeyi aldılar. İlkokul, Ortaokul, Lise arkadaşlarıyla çekilmiş resimlerine kadar alıp götürdüler. Erdal resim yapmayı çok severdi. Lenin’in portresini çizmiş. Onu da aldılar. Meslek Lisesi’nde okuduğu için plastik matbaa vardı. ’’Burada yasak yayınlar yapıyorsunuz’’ deyip, şablondan çini mürekkebe kadar her şeyi aldılar. Okul tatilde olduğu için eve gelen büyük oğlumla, kocamı alıp götürdüler. Kocam nezarette üç gece kaldı. Polisler bize caniymişiz gibi davranıyorlardı.
Çok rahatsız olduğum için bir süre görüşe gidemedim. Üç-dört kez ancak gidebildim. Görüşte, tel örgülerin önüne bir ip germişlerdi. Hali çok kötüydü. İşkence yapılmış ki perişan bir halde geliyordu. Orada bize bir şey anlatmıyordu ki. Askerler vardı. Bir yandan da bizi üzmek istemiyordu. Karardan sonra da görüştürmediler zaten.
Aradan 7 yıl geçti. Ama ben hala odasına giremiyorum. Fotoğraflarına elimi süremiyorum. Dayanamıyorum. Tek tesellim suçsuz oluşu. Bunu biliyorum.
Onun yapmadığına inanıyorum. Beni ayakta tutan bu. O’nu düşündüğümde, gözümün önüne hep 14 yaşında hali geliyor. Rüyama bile 14-15 yaşındaki haliyle giriyor. Ama çocuklarım için ayakta kalmaya, yaşamaya çalışıyorum.
Bu öyle bir haksızlık ki, Erdal’ı öldürmekle kalmadılar. Diğer çocuklarımın geleceğini de etkilediler. Güvenlik soruşturmasından dolayı büyük oğlumu işe almadılar. Sanki bu kapıdan çıkıp gelecekmiş gibi hissediyorum. O’nun bir gün geleceğini bekliyorum. Bu bekleyiş, bu umut var içimde. Böyle olmasaydı hiç dayanamazdım sanıyorum.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.