2
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
1191
Okunma
Onur BİLGE
"İnsan, sıradan ve basit bir yaratık değildir. Cemadattan, nebatattan, hayvanattan da cinlerden de üstündür. Allah insana Akıl, İdrak, İlim ve İrade gibi nimetler bahşetmiştir. Emanet göklere, yerlere, dağlara teklif edilmiş, onlar emaneti taşımaktan çekinmişler, şefkat istemişler. Emaneti insan kabullenmiş. Falat ne yazık ki cahil ve zalimlerden olmuş.
O emanetler, Allah’ın insandaki sıfatlarıdır. İnsan, hilafet sırrı denilen Cami-ul Esma sırrına sahiptır. İncire, zeytine, Turu Sina ve emin beldeye yeminle “Lekad halaknel insane fi ahseni takvim...” yani “Biz insanı en güzel biçimde ve üstün yarattık...” denilmiştir. Evrendeki her şey insan için ve emrine âmadedir. Allah’ın hüviyet ve enaniyeti emaneten insanda cem edilmiştir.
“Hakkı istersen yürü insana bak,
Şemsi Zatı yüzünde rahşan eylemiş,
Hak yüzü insan yüzünden görünür,
Zatı Rahman şeklin insan eylemiş.” Niyazi Mısri
Allah kemalatıyla yalnız insandan görülebilir. Ancak kâmil insandan... Diğer varlıklar nakıstır. İnsan ve Kur-an ikizdir.
İnsan, İnsan-ı hayvan, İnsan-ı nakıs, İnsan-ı kâmil olarak üçe ayrılır.
İnsan-ı hayvanın, sureti insan, sireti hayvandır. Yalnız nefislerinin tatmini için uğraşırlar.
İnsanı nakıs, insan olmaya çalıştığı halde henüz başaramamış, sırrını çözememiş, surette insan, sirette eksik olan efal ve sıfat yolcularıdır.
İnsanı Kâmil ise surette de sirette de insan olmayı hakkıyla başarabilendir.
“Kim ki Ademliğini buldu, odur Adem,
Ademliğini bulmayan hayvandır ancak.” Mısri Niyazi
Kur-an’ı Kerim’de “Ey nas!” diye genele, “Ey ins!” diye insanlığı noksan olanlara, “Ey insan!” diye de kâmil insana hitap edilmiştir. İnsan, Allah’ın yeryüzündeki halifesidir.
İnsan Âlem-i Kübradır. On sekiz bin âlemin sırrı onda saklıdır. Âlemde olanların tamamı Adem’de de vardır. İnsan, öncelikle kendindeki sırları öğrenerek kendini bilmek, dolayısıyla da Allah’ı bilmek için bir bilene gitmeli, o ne dediyse yapmalı ve muradına ermelidir. Çünkü Allah kemalatıyla yalnız insanda görünebilir. O’nu kendinde aramalı ve bulmalıdır."
*
Onur BİLGE
BİN BİR GECE ÖYKÜLERİ - 919