- 281 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
İSLAM ÜLKELERİ VE ORYANTALİZMİN OYUNLARI 2
Hayat geçti. Ah ne yapsak ki gençliği yeniden ele geçirebilsek. Bu mümkün mü? Hayır. O halde ne yapacağız. Geçmiş zaman olur ki hayali cihan değer. Biz de hayal ederek geçirelim bundan sonraki günlerimizi. Tabii gençler gibi gelecek zamanı değil geçmiş zamanı. Ama bazen de gelecek zaman hayali kursak fena mı olur? Daha yapacak şeylerimiz var.
Ah o üniversite yılları. Ben iki üniversite okudum Ahmet Hamdi Tanpınar gibi. Birini bitiremedim, birini bitirdim zar zor. Geri zekâlı mıyım ben? Yok. Ama nedense bu üniversite hayatına pek anlam veremedim. Yaşar Kemal üniversiteye bile varamadı.
Atilla İlhan bir üniversiteyi bile bitiremedi. Ama pek çok kişi bu gün onların yerinde olmaya can atar elbet. Keşke ben de onlar kadar eser sahibi olsam da ilkokul tahsilim bile olmasa…
Ne veriyor bu okullar Allah’ını seversen? Bu gün hala bir eğitimci olarak çalışan ben bu sistemin yanlışlığının en çok farkında olan biriyim sanırım. Bana ilk üniversitemde filozof derlerdi. Hep bu her şeyi sorgulama alışkanlığımdan olsa gerek. Şimdi hala her şeyi sorguluyorum. Bundan dolayı da zaman zaman mutlu olabiliyorum ancak. O da kendimi motive ederek. Bazen bunu başaramıyorum da ilaçlara başvurduğum, ağır depresyonlar geçirdiğim oluyor.
Geri zekâlıdan üstün zekâlıya aynı eğitim veren bu sistemi reddediyorum. Herkesi aynı kalıba sokmaya çalışan bu sistemi insan doğasına aykırı buluyorum. Yetenekleri körelten bu sistem ülkeyi geri bırakmak için maksatlı ellerce planlanmış ve sinsi bir taktikle uygulanmıştır. Ayrıca sürekli değişikliklere maruz bırakılmış, ama esasta bir değişiklik yapılmadan ayrıntıyla kitleler ve kadrolar meşgul edilmiş, oyalanmış ve aptallaştırılmıştır.
Oryantalizm diyeceğim yine komplo teorilerine bağlayacaksınız ama bağlayın, ben yine vazgeçmeyeceğim. Doğuyu ebedi geriliğe ve köleliğe mahkûm etmek için ellerinden geleni yapmış ve hala yapmakta batılılar. Doğu ülkelerini geri bırakma planları eğitim ve ordu üzerine yoğunlaşmış, basınla da bu iki kurumu demirden prangalarla kendi hizmetlerine almışlardır. Ayrıca o ülkelerde kurdukları polisiye sitemlerle ülke halkını kültürsüzleştirmiş, şans oyunlarıyla yalancı hayaller peşinde koşturmuş, futbol voleybol gibi spor dallarında holiganlaşma sağlayarak yüksek inanç ve ideallerden mahrum bırakmıştır.
İşte dünya halklarını esaret boyunduruğuna geçirmenin gizli yolları. Bu esaret zorla baskıyla sağlanan bir esaret değil. Bu kölelik gönüllü köleliktir. Geri bıraktırılmış ulus, halk ve aydınları bu köleliğe can atmakta, bunun kölelik olduğunu farkına bile varmamaktadırlar. İşte Mankurtlaşan doğu toplumu. Bu gün Mısır’da kendi anne babasına silah sıkan asker vatani görevini yaptığını zannetmekte, aslında batının zorunlu ve istekli bir kölesi, bir köpeği olduğunun farkına bile varamamaktadır. Aynısı yıllar boyu ülkemizde ve diğer doğu ülkelerinde de sahnelenmiştir ve sahnelenmeye devam etmektedir.
Sorarım size neden batı ülkelerine bir darbe olmaz. Aynı batı en son batının doğusundaki Yunanistan’da darbeyi mahkûm etmiş ve darbenin yalnızca batılı olmayan uluslara mahsus olduğunu ve gerektiğinde sık sık yapılabileceğini göstermiştir.
Gerek basın, gerek yabancı sermayenin emrindeki yerli sermaye gerekse ordu ve polis gücü hep batının sömürme planlarına uygun ayarlanmıştır. Ülkenin aydınları, kullanılabilecek yarı aydınlar, hatta- Cemil Meriç’in deyimiyle- Mustagripler olarak yetiştirilmiş, basın batının menfaatlerini kollayacak , gerektiğinde darbe teşvikçisiolacak, darbe ortamın oluşturma görevini yapacak şekilde ayarlanmıştır. Bunu yapmak için gerek medya patronları, gerekse yazarlar satın alınmış, ordu batı tarzı hayat ve onların menfaatini kollamak üzere oluşturulmuş, sözüm ona iç düşmana karşı konuşlandırılmıştır. Eğitim felç edilmiş, ülkenin geleceğini alacak kuşaklar talan edilmiştir.
Bütün bunlar biz doğulu ülkelerin nasıl bati emperyalizmine teslim edildiği, böylece yeraltı ve yerüstü kaynaklarımızın sömürüldüğünü yeterince açıklamaktadır.
Robinson Kruso’nun siyahi kölesinin adı neden Cuma’dır ve tüm İslam ülkelerinde okumayı yeni geliştirmiş çocukların ilk okudukları romandır? İşte sinsi batı kafası bize siz olsa olsa kölemiz olabilirsiniz, olmak zorundasınız, dünya yıkılsa ve yeniden kurulsa bile siz bizim kölemiz olarak kalacaksınız, doğulu bir ulus olarak ancak buna hak kazanabilirsiniz ve bu bizim size bağışladığımız bir armağandır bunun için bize müteşekkir olmalısınız. Eğer bunu yapmaz sömürü düzenine başkaldırırsanız, hakaretler içinde ölmeye, ya da hapishanelerde işkence içinde çürümeye veya açlığa mahkûm olmak durumundasınız.
İşte doğu İslam uluslarının durumu budur, onlara biçilen hayat bundan başkası olmayacaktır. Bu hayat için doğulu efendilerine minnettar olmalıdır.
İşte doğu İslam uluslarının Osmanlıdan sonraki kaderleri. Ne zaman bu kadere başkaldırsalar başlarına bir felaket geliyor. İşte Afganistan, Irak, Suriye, Mısır, Pakistan, Sudan ne durumdalar? Hepsi sürekli karıştırılan kanın, şiddetin ve gözyaşının dinmediği ülkeler. Bunlara Çeçenistan, Doğu Türkistan, Keşmir ve Bangladeş’i de katmalıyız. Yalnız bir farkla. Bu son saydığımız ülkeler Lenin-Stalin ve Mao komünizminin zulmü altındalar. Ve zalimler bu ülkelerdeki planlarını aralarında anlaşarak yerine getirmektedirler.
Peki, bu daha ne kadar sürecek, bilemiyoruz. Doğu halkları uyanana kadar. Müslümanlar İslam bilincini edinene, Asr-ı Saadet Müslümanı gibi Allah için yaşamayı ve ölmeyi göze alıncaya, batının oyunlarını sezip ülkelerinde milli yönetimler getirip onların ülkelerini dönüştürmesine herhangi bir müdahale ve oldubittilere hazırlıklı olup halk hareketiyle karşı önlem almalarına kadar sürecektir.
Aksi halde bu oyunlar kıyamete kadar devam edecek, zalim hep zalim, mazlum ise mazlum olmaya mahkûm olacaktır.
Ancak hiçbir zulüm payidar olmaz, olmayacaktır. Çünkü küfür ile devlet abat olur, zulüm ile berbat. Çünkü ‘Hak geldi batıl zail oldu’ ayeti yine tecelli edecek, Hak gelecek batıl zail olacaktır. Adalet yeniden dünyaya yayılacaktır. İslam’ın Asr-ı Saadeti yeniden doğacaktır. Bu sancılar onun içindir. Bu savaşlar Bedir’dir, Uhut’tur, Hendek’tir. Mekke yeniden fethedilecektir. Medine’t-ül Fazıla yeniden kurulacaktır. Ölü kaknus küllerinden doğacaktır.
Ahmet KEMAL
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.