Bir insana iki türlü bilgi nasip olur : biri, başkaları tarafından verilen, diğeri ve en önemlisi ise, kendi kendine kazanılandır. -- gibbon
yolcu9901
yolcu9901
@yolcu9901

Mutluluk Üstüne

23 Eylül 2021 Perşembe
Yorum

Mutluluk Üstüne

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

599

Okunma

Mutluluk Üstüne

Mutluluk Üstüne


Mutluluk: “Bütün özlemlere eksiksiz ve sürekli olarak ulaşılmaktan duyulan kıvanç durumu” diye ifade eder Tdk. Bu tanımın yeterli olmadığı gibi doğru da olmadığını söylemeliyim.
Biraz akıl yürüterek de sürekli mutlu olunmayacağını anlayıp anlatabilirdi Tdk. Uzmanları(!)
Mutlulukta ve mutsuzlukta süreklilik yoktur. Mutlulukta, mutsuzlukta kişiden, kişiye değişen sürelerle sınırlıdır.
Kaybedilen değer verdiğiniz, bir nesne mutsuzluk sebebi olurken; kaybettiğiniz nesneyi bulmanız mutluluk sebebidir.
Bilinen bir atasözümüz: “Allah sevdiği kuluna önce eşeğini kaybettirir, sonra da buldururmuş” der.
Mutluluk ile mutsuzluk vardiyalı çalışan işçiler gibidir. Biri iş başında ise öbürü dinlenmektedir ya da sırasını beklemektedir
Bir yolcu, yanına su almamış ya da aldığı su bitmiş olsun, yol boyunca suya erişemediğinde; yorgundur, mutsuzdur, bekli de umutsuzdur. Bir kır çeşmesinden, ya da şırıl, şırıl akan bir dereden susuzluğunu giderdiğinde dingin ve mutludur.
Sağlıklı bir bebek karnı aç ya da altını kirlettiğinde mutsuzdur. Mutsuzluğunu ağlayarak ifade eder. Karnını doyurup altını temizlediğinizde, mutluluğunu gülücükler dağıtarak belli eder.
Bir çocuk vitrinde gördüğü bir oyuncağı istediğinde almamış ya da alamamışsanız, ağlar, zırlar, mutsuz olur. Bir başka zaman da o oyuncağı, yatağının ayakucunda bulduğunda; coşkusu, sevinci odayı doldurur ve odadaki herkesi sarar.
Örnekler çoğaltılabilir.
“Mutluluk hayatın sürprizlerinden sadece birisidir”
Mutluluğu nasıl tanır, biliriz ve ararız, isteriz? Çünkü mutsuzluğun ağrısını, sıkıntısını yaşayarak öğrendik. Mutluluğun, mutsuzluğun karşıtı (zıddı) olduğunu yaşayarak öğrendik
Mevlana bu durumu, iyi- kötü bağlamında şöyle ifade eder: İyiyi bilmedikçe kötüyü bilemezsin. Ey yiğit, her şey zıddıyla görülebilir.”
Biz de “Mutsuzluğu yaşamamış bir insan, mutluluğun değerini nasıl bilebilir…” diyerek konuya dönelim.
Çocuk engellendiği zaman ağlar, ağlayarak direnir. Engeli kaldırırsanız susar. İnsan da engellendiğinde direnir. Bu anlamda yetişkin insanla çocuk arasında yöntem farkından başka bir fark yoktur.
Çoğu insan, aklını, emeğini, olanaklarını zamanında ve yerinde kullanarak engelleri aşar. Her engeli aştığında da mutluluğun tadına varır.
“Hayat, engelli bir koşu ise, ömür engelleri aşma sürecidir. Önündeki engeli aşamayanın sonraki engeli görme şansı yoktur.”
Diyelim her yolu denediniz, ama son engeli aşamadınız… Mutsuzluk tamda burada boğazınıza basar, bağrınıza çöker.
Ne yapmalı, nasıl yapmalı?
Mutluluğu genellikle Zenginlik, ev, araba, eşiniz, işiniz, vs dışımızda arasak da… Bana göre mutluluk, dış etkileri yadsımadan söylersek; kendi iç dünyamızda, olaylar ve olgulara bakış açımızda gizli bir cevherdir. “Eğer mutlu olmayı istiyor, bu yolda çabalıyorsunuz ama o cevhere ulaşamıyorsanız. Bakış açınızı sorgulayın, sizi mutsuz eden soruna başka bir açıdan bakın.” Derim,
Eleanor H. Porter’in yazdığı Pollyanna romanı okumayanlar çok azdır diye düşünüyorum.
Bu roman, her durumda mutlu olacak bir şeyler bulmaya çalışan "mutluluk oyunu" oynayan bir kız çocuğunu anlatıyor. Bu özelliği ile çocuklara da büyüklere de farklı bir bakış açısı sunuyor. Bu bakış açısını içselleştirmek mutluluğa giden yolumuzu aydınlatıyorsa neden denemeyelim.
Dale Carnegie (Amerikalı yazar/ Üzüntüyü bırak yaşamaya bak) kitabında söylediği gibi:
“Bir derdin çaresi ya vardır ya da yoktur. Varsa, ara bul. Yoksa kafana takma” der.
Bu da bir bakış açısıdır. Hem mücadeleyi, hem de dert ile barışık yaşamamayı önermektedir.
Bu örnekler de çoğaltılabilir.
Unutmayınız ki, sıfatı ne olursa olsun başkasının bakış açısı doğru da olsa, kendi yarasına merhemdir. Sizin yaranızı azdırabilir. O sebepten başkalarının bakış açılarını yadsımadan, hatta, onlardan da yararlanarak kendi bakış açınızı sorgulayıp, değiştire- dönüştüre kendi yaranıza merhem hazırlayınız.
kendi ağrınız ve sızınız ortadan kalktığında mutluluk denilen cevhere siz de ulaşırsınız.
Yazımı bir dörtlüğümle sonlandırayım.
“Türkü şarkı mırıldan, aşktan söz et, ıslık çal
Bir kırmızı kaşkol sar, varsa paran takım al
Ölüm ya da kıyamet, gelecekse habersiz
Bu dünyanın damına sıkı tutun keyif al”

------------------------------------------Tahir Eker 22.9.2021

Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Mutluluk üstüne Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Mutluluk üstüne yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Mutluluk Üstüne yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.