- 421 Okunma
- 1 Yorum
- 4 Beğeni
AĞARMAYAN SAÇLARIM
AĞARMAYAN SAÇLARIM
Bu gün Antalya Belediyesi Halk Otobüsünde yaşantımın en ilginç olaylarından birisiyle karşılaştım.
Gayet normal biçimde duraktan herkes gibi ben de kartımı otomatik olarak sürücünün hemen sağındaki otomatik kart okuyucuya okutup geçtim. (Mâlûm ben 65 yaş üstü olduğum için ücretsizim.)
Otobüsün içinde boş koltuk için arkaya doğru yürürken sürücü seslendi
- O, 65 yaş üstü, kartınızı bir verir misiniz?!
Ben de dönüp saf saf kartımı verdim, sanıyordum ki kart okunmadı da yeniden okutacak diye aklımdan geçiyor, fakat sürücü aldı eline kartı, inceden inceye inceleyip, kart sahte mi değil mi ona bakıyor?! Anlaşılan o ki saçlarım simsiyah ve tığ gibi bir delikanlı var sürücünün karşışında; yaşımdan ve kartın sahteliğinden(!) şüphe etmiş olmalı ki böyle bir davranışta bulundu?!
Neyse, baktı baktı karta, bir de yüzüme baktı, başka diyecek bir şey bulamadı ve
- Maşallah abi ya, çok genç kalmışsın, Allah uzun ömür versin!
deyip, kartımı geri uzattı. Dedim, " Altmış Yedi yaşındayım!?"
Yine aynı cümleyi tekrar etti, "Teşekkür ederim!" dedim, arkada bir boş koltuk buldum oturdum.
Yanına oturduğum genç delikanlı otogardan binmiş ve yabancı bir şehirden geliyor olmalı ki elinde incelediği bir Antalya şehir plânı vardı ve bana bir soru yöneltti, " Ben Kaleiçine gideceğim, daha çok mu oraya?!" Sorusuna yanıt verdim.
"Bu otobüs Güllük Caddesi’nden dosdoğru hiçbir yere sapmadan ileride sola dönecek, sola döndükten donra ilk durakta in, orası Cumhuriyet Meydanı’dır, daha üç kilometre kadar yol var oraya kadar. Kaleiçi’ne oradan gideceksin Kaleiçi bu kentin ilk kurulduğu yerdir, orada Yivli Minareyi filan görürsün" dedim.
"Hava çok sıcak, klimalar çalışmıyor" diye şikayetlendi genç. Ben Antalyalı olduğum için alışkındım ama, demek ki ona sıcak geliyordu Antalyanın havası Eylül’de...
Fakat otobüs sürücüsünün hareketini kafaya taktım, taksam bir türlü takmasam bir türlü.. Ben de genç delikanlıya " Klima vardır ama akaryakıt tasarrufu yapmak için açmıyordur! Az evvel, saçlarım ağarmadı diye beni genç görüp şüpheye düştü, benim 65 yaş kartı mı kontrol etti! Önce kendini aracını kontrol etse daha iyi olur!" dedim sürücüye gıyaben sitem ederek...
Neyse ineceğim durak geldi, düğmeye bastım, otobüsün düğmeye basınca hep yanan o kırmızı "Duracak!" ışığı yanmıyor?!
Durağa geldik, orta kapı açıldı, arka kapı açılmadı, " Arka kapıyı açar mısınınız?!" diye yüksek sesle bağırdım ve kapı açıldı, indim, fakat aklımda sorular var hâlâ, yaşadığım durumun tartışması içten içe sürüyor kendiliğinden. Herkes kendisi nasıl ise, eli de öyle biliyor demek ki diye içimden geçirdim, benim kartımı incelediği kadar, kullandığı arabayı da bir gözden geçirse daha iyi olacak!..
Derken işte kafam bu olaya takıldı ve düşünürken düşünürken dilime bir türkü düştü..
Çeyrek Yüzyıl önce akıl almaz derecede acı olayların yanısıra, çılgın ve imkânsız bir aşk da beraberinde geçti başımdan..Hayâl kırıklığı, hüsran ve gözyaşı ile biten bir aşk öyküsü bu ve canımdan çok sevdiğim kişinin yaşı benden çok küçük olduğu için büyük bir yıkım ile karşılaştım kaçınılmaz olarak..
O zaman ahdettim içimden, " Seni benden aldılar, ben yaşlıyım, sen küçüksün diye... Ama zaman geçecek, ben hep aynı yaşta kalacağım, ağarmayacak saçlarım, ve bir gün belki yine karşılaşacağız seninle ve o gün, yıllar sonra sen sararıp solmuş olacaksın, ama ben hep senin gittiğin günki yaşta kalacağım, gençleşeceğim günden güne!" diye geçirdim içimden hep...
Bu duygu patlaması işte bu gün belki bir türküye dönüşecek..
...
Daha göreceğim günler var benim
Düşmesin başıma aklar istemem
Yaş yüzünden çekip giden yâr benim
Bir daha imkânsız aşklar istemem!
Benim olmaz isen neye yararsın
Ben ayrı, sen benden ayrı yanarsın
Belki bir gün gelir beni ararsın
Bir daha imkânsız aşklar istemem!
Zalım eller seni alır da kaçar
Hayâl hayâl yüzün gözümden geçer
Yalvarıp yakardım Tanrıya nâçar
Bir daha imkânsız aşklar istemem!
Akarken gözümden yaş damla damla
Anla sevdiceğim gel beni anla
Ağarmasın benim saçım zamanla
Bir daha imkâsız aşklar istemem
Öyle gizemli bir aşk ki derinde
Aşkla sayar durur zaman yerinde
Kaymaz bir an gözüm hep gözlerinde
Başka göze akan yaşlar istemem
Medet sevdiceğim siyahtan medet
Derinden acı ile eyvahtan medet
Ağarmasın saçım ilâhtan medet
Bir daha imkânsız aşklar istemem
Aktaş ne diledi olmadı dilden
Yaşı küçük ise ne gelir elden
Medet siyah saçtan bir gonca gülden
Bir daha imkânsız aşklar istemem!
Tertemiz gönlünüzde sevgiyle dopdolu kalınız dostlar.. Ağarmasın saçlarınız...
Sağlıcakla kalınız...
Şaban AKTAŞ
22.09.2021 - 21.31
YORUMLAR
Şaban Aktaş (Homerotik)
Ağarmasını istemiyorum..bakalım ne zamana kadar sözümü dinleyecek saçlarım?!
Sakalımda yıllardır en az yirmi yıldır ak var onu söyleyeyim 🤣😂