- 732 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
ANLATAMAMAK
Bazen susarız, nedensizce..
Artık beden ağırlaşmış, beynimiz hata verir gibi kelimeler kapılarını kapatır,
bir türlü cümleler kurulamaz.
Açılması gereken anahtar insanın kendindedir. Anlaşılamamazlık, anlatılamazlıkla bütünleşmiştir artık.
Okuduğun kitaplar, zevk vermez artık, delirircesine hayal kapısı aralanır, yakmak istersin sevdiğin kitapları..
Anlatamadıkların seni yer bitirir, pencereden atmak istersin denizin dibinde kalan, adres sormak isteyen, yön belirten ağaç yosunu gibi..
Yönünü bulubilsende endişe duyarsın hep, geleceğe umuda bakan o gözlerle..
Anlatamadıklarında kasırganın sürüklediği kalıntılar, bulutlar ve yağmurla şimşeğin çakmasıyla gökyüzünde oluşan ziyanın karanlığı..
Beynimden geçenleri yükleyemiyorum, öznelere..
Kalbimin derinliğinden gelen sözcükler dökülecekken, gönlüm anahtarını içeri bırakıyor..
Çeşmeden doldurduğum suyun testide sızıntı yapmış hali gibi söyleyemediklerim..
Testiden kana kana suyu içmek isterdim, yanmışcasına ve söyleyebileceklerimin kilidini açmak..
Sessiz ıslak sokaklarda yürürken yağmurlar yağdırır gözlerim.
O anda aklıma bir Orhan Veli şiiri gelir:
Anlatamıyorum
Ağlasam sesimi duyarmısınız
Mısralarımda
Dokunabilir misiniz:
Gözyaşlarıma ellerinizle?
Anlatamamak
Yarım kalan şarkıların
Sözlerin kifayetsizliği değil mi sizce..
Anlatamamak...
Romanın son kısmını bağlayamamak gibi
Eserin adını koymak ama yazamamak gibi..
Gönül evinin kapısını yapmak ama çatısını unutmak gibi..
Anahtarı anlatamadığımız gönül sayfamızda kilitleyip penceresinden atmak gibi..
İşte anlatamamak..
YORUMLAR
Her insanda var olan ve adını koymadığımız hüzünlerimiz.
Bazen gömülürsün düşüncelere; kalbinin kalıntılarından gelen seste ağlayarak o sürenin geçmesini beklersin
Sevgilerimle,
meryemkarapinarr
Dokunaklı cümleleriniz için.