- 567 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
KAFAYA TAKMA
Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre kafaya takmak “sürekli olarak o şeyi düşünmek” anlamına geliyor. Bense şöyle tanımlıyorum: “Çözüme ulaşmamış bir konunun sürekli olarak zihni meşgul etmesi.”
Yani sürekli bir şeyi düşünmek, Beynini başka şeyler yerine devamlı o aynı şeyle meşgul etmek.
Hayatın akışında sorunlarla karşılaşırız, onları çözeriz, hayatımız bir süre sakin bir şekilde devam eder sonra farklı bir yaşam sınavı çıkar karşımıza onun da üstesinden gelmeye çalışırız ve bu döngü böyle sürer gider. Sorunlar, çözülmesi gereken problemler, olumsuzluklar hayatımızın her alanında her zaman varlığını koruyacaktır. Aslında dertlendiğimiz bu durum hayatın normal akışıdır, kendimizi her zaman mucize hissedemeyiz ama hissetmek zorunda olduğumuza inandığımız için olaylara fazla anlam yükleriz ve zihnimizde çok fazla büyütürüz.
Zaman ne zaman durup soluklanır? Biz kaçarız da zaman mı bizi kovalar, yoksa zaman kaçar da biz mi zamanı kovalarız? Duran zaman, teslim mi olmuştur, teslim mi almıştır? Zaman mı kendini durdurur, insan mıdır zamanı durduran? Başka bir şey, belki… “Zaman durmaz ki” diyen var mı? Varsa gelsin beri anlatayım. Bu zaman durur göçersin öbür zamana. Demek ki bu zaman burada durur öbür yakada yeni bir zaman başlar…
Yaşam biçiminizi değiştirerek rahatsızlık verici bu süreçten kendinizi kurtarabilirsiniz. Bu düşüncelerin sizi ele geçirmesine izin verir ve konu sınırlaması olmadan her şey üzerinde etraflıca düşünmeye, takmaya devam ederseniz yaşamınız olumsuz etkilenir ve çok yorulursunuz. Sürekli bir şeylerin olacağını, olmayacağını, neden öyle davranıldığını, olmuyorsa neden olmadığını düşünmek sağlığınızı olumsuz etkiler, size nefes aldırmaz.
Kaygınız artar ve yaşamdan korkmaya başlarsınız, daha çok düşünür, zihnini daha çok yorarsınız. Ne olacak, nasıl olacak, ne diyecek, ya şöyle olursa, ya bunu derse, ya istediğim gibi gitmezse? Unutmayın ki geleceğin sorunları asla çözüme kavuşturulamaz. Sadece şuan vardır ve şuan içinde de öncelikleriniz belirleyici rol oynar.
Kafaya takmamak için taktıklarınızı çıkarıp atmak için en güzel çözüm yazmaktır bence.
Bazen kafamızın içinde günlerce aynı şeyi düşünür dururuz. Eğer bir kâğıt kalemle veya elektronik ortamda o düşünceleri yazıya dökebilirsek hem yazmanın rahatlatıcı etkisinden faydalanabiliriz hem de aklımızdan geçen düşünceleri gözle görülür hale getirdiğimizde çözüm bulmak kolaylaşır.
İlişkilerimiz başta olmak üzere hayatın her alanında değiştiremeyeceğimiz konular, davranışlar, durumlar ve insanlar vardır. Seçeneklerimiz; hayatımızdan çıkartmak veya onları oldukları gibi kabul etmektir.
O nedenle hiçbir şeye kafa takmamak lazım ama biz taktık mı illa bir şeylere takıyoruz... Hâlbuki şapkadan başka bir şey takmamak lazım... Şu akıllanmaz kafalara...
Değiştiremeyeceğimiz şeyleri hayatımızdan çıkaramıyorsak onları kabullenmeliyiz...
Rahmetli anneannem söylerdi bana. Bu hayatta hiç bir şey kafaya takmaya değmez, sen hayatı ve insanları sevmeye gayret et, bu yolda yürü diye de eklerdi. İşte böyle dostlarım, İyiler gider kötüler dünyaya kazık çakar ama atalarımın öğütleri hala benimledir...
Ancak baştan şunu da söylemeliyim, her zaman bir olayı kafaya takma kötü sonuçlar doğurmaz. Kişi sürekli belli bir olayı düşündüğü için o problemi halledecek çözüm yollarını görme şansı artar. Bu da onu başarıya ulaştırır.
Bence en sağlam ve pratik çözüm Yunus Emre’nin “Yaratılanı severim Yaratandan ötürü” sözüyle hareket etmek gerekir…
Tasavvuf felsefesinde; insani sevgiyi insanları severken bile ona Allah’ı hatırlattığı için sevmek gibi bir aşmışlığa ulaştıranı belli eden cümledir bu…
Her şeye sevgiyle bakmak, sevgiyle yaklaşmak, sevgiyle el uzatmak var oldukça insanın kafası bir şeye takılmaz...
Yaradanın yarattığı her şeye, hoşgörüyle, sevgiyle bakın diyor ya Yunus Emre…
Sevginin bence en güzel ifadesi, tanımıdır. Hayatımızın felsefesi, düsturu, gayesi olacak en özlü sözlerden biridir. Sağlam ve dik bir duruşun ifadesidir. Sevginin, sevmek kelimesinin maneviyat, inanç çeşnisi ile soslandırılarak gerçek anlamı ona kavuşmasıdır. Ben uzun yıllardır bu düstur üzerine bakıyorum, bakmaya çalışıyorum yaratılan her şeye. Allah için, Allah rızası için duyulan Sevgi bir anlamda var olan inanç sistemimizi çok daha sağlam temeller üzerine oturtuyor.
Sevginin kaynağı da aslında tek bu gerçek değil mi?
‘O da bizi yaradan’ bu dünyaya tek nefesle gönderip, tek nefesle geri alan.
Hiçbir insan Yaradana sevgi göstermedikçe; birbirimize ve diğer tüm yaratılmışlara da sevgi göstermesi imkânsızdır diyorum…
O nedenle ki dostlarım sevelim, sevilelim ve diyelim ki cümle âleme sevin hayat sevince güzel ve bu ülkenin sahipleri yalnızca bu ülkeyi karşılıksız seve bilenlerdir… Yaşamın kaynağı sevgi ise, sevgi bir tutku, tutku bir amaç, amaç bir şeyleri birileriyle paylaşmaksa, paylaşalım sevgimizi bir lokma ekmek gibi…
Sağlıklı, mutlu, huzurlu, sevgi dolu güzel bir gün geçirmeniz dileğiyle...
Gönül soframdan gönül sofranıza sevgi ve muhabbetler gönderiyorum… Hoş kalın hoşça kalın ama her dem sevgiyle dostça kalın...
21.09.2021
Ö.S.Kurşun
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.