- 388 Okunma
- 2 Yorum
- 2 Beğeni
Büyümek
Nedendir bilinmez ama bazı günler müthiş bir tükenmişlikle uyanırdım. Bu da o günlerden biriydi. Bu
berbat duyguyla uyandığımda tüm dünya bana karşı veya ben tüm dünyaya karşıyım gibi hissederdim.
Günlük rutinlerim gözümde dağ gibi büyür hatta aşılmaz çöller kadar zor gelirdi. Kişiliğim gereği
abartmayı seven bir insan olsam da bu konuda hiçbir zaman abarttığımı düşünmedim. Ne kadar
süredir böyle hissediyordum peki? Veya ne sıklıkla? Bunun cevabı ben de dahil kimsede yoktu.
Diğer insanlara da oluyor mu bilmiyorum ama özellikle 20’li yaşlarımın başından beri sık sık zamanın
ne kadar da acımasızca ellerimizin arasından akıp gittiğini adeta bazı noktalarda şelaleden akan sular
gibi aniden hızlandığını düşünürken buluyordum kendimi. “Sanki ben kendim için, kendi iyiliğim için
hiçbir şey yapmamışım gibi” hissi beynimde şiddetli kramplara sebep olurken bir yandan kendimi
avutmak için sebep arayıp bulamamam, tüm vücudumun uyuşması ve beraberinde getirdiği nefes
alamıyormuşum hissi.
Büyümek bu mu? Olgun bir insan olmak bunu mu gerektirir? Öyleyse peki ne alakası var bunun
olgunlukla? Yaklaşık 3 senedir beni adeta içten içe bitiren, içimi çürüten bu şey nasıl olur da büyümek
olur? İnsanın kendisini mutsuz etmesi bir büyüme, olgunlaşma belirtisi mi?
Galiba insan çocukken en kötü dönemde bile kendisini mutlu edecek bir yol bulurken büyüyünce en
iyi dönemde bile kendisini mutsuz edecek bir yol buluyor. Belki de insanların çoğu ondan çocukluğuna
geri dönmek istiyor. Belki tüm bu iç hesaplaşmalar iç sorgular büyümenin gerçekten de bir parçası. Ve
kimse büyüdüğü için mutlu değil. Bilinç geliştikçe insan kendisini mutsuz edecek bir yol mutlaka
buluyor.