- 537 Okunma
- 3 Yorum
- 1 Beğeni
O BİR ŞİŞE ŞARAPTI...
Artarsa birinin bakış keyfi onu alırdık.
Geçmişin usta şairleri şiir aralarından o kadar bardak parlatıp, mezelerine hayranlık besleyenimizdiler.
Yok, ben o kadar kendini tanıtım paşalığına girmeyim.
Yalnızlığın bir bardak rakının ve bir dal sigarının ahbaplığına ihtiyacı olmazsa olmaz fikrini savunur. Ama arkasında duramam
Nedenine, gelince her şeyin tam doğru analizi çocukluğuma kadar uzanır. İri cüceli çocuklar değildik, Tam tersine ince kıl bilekli tükürük yutkunurluğu bol olanlardandık.
Gün ağırmış yedi renge kırk bir duaya yaslanmış herkesçe dağ, bayır aşıla dursun
Lakin hayatın en renkli kısmana geç kalınmanın bir sebebiyete bağlı olması gerekirdi. Biz de öylemi? aldık bir şeylerin kılını, kırka dokuyan tarafı dan
Belki de o an bize eğlencede pasta kapma yetkisi tam verilmemiştir.
Yani içinde bir sevinç varsa onu sana emanet ettim. Göz direktifleri senin zihninin altında büyüme küçültme noktasını sen belirle ve kimsenin tahmin edemeyeceği bir vakit
Ya yorgunluğunun altına; yâ da tedirginliğinin arasına sıkıştır ver.
Olur da birilerinin ihtiyacı olur. En çokta yüzündeki gülüşe ve hüzne sakın ha! Paye biçme, Ölüm kalım meselesi onu iyi sakla kimseye gösterme denilmiş gibiydi.
Pekiyi bu güne ne oldu.
Mevzu bahis olan elimde duran bir şişe şaraptı .O da Dernekte edebiyat kurulu başkanı ve Kıbrıslı olan sevgili Gülşen ablanın hediyesiydi.
Bu bir şişe ev yapımı Mardin şarabı özelikle akşamları mutfağa gidip gelirken.
Işıl ışıl kıpkırmızı tenime şeytanlık tüyünü koparıp sonra yeniden yeniden ekmekteydi.
Ve iki gözümü üstünden alamıyordum.
Şarabı kaderine terk etmenin vebalini ben çeksem evdekiler niye çektiler fikrine gelince evet bir türlü özel kutlaması olan o anı yakalayamadık.
İşte aylardan.malum yaşı başından uygunsuzluğa kaçan Eylüldü. şiirin göbeğini kesen şairlerin Eylül şiirleri ile dolup taşıyor. Onlar gibi çok içmişim çayın en koyusunu, unutmuşum sevmesini de.
İyi de bu sefer neyi? Nasıl etmeli ertelenmiş damakta tadına bir bahanemiz var demesine demiş bulunduk.
Laf aramızda kalsın şarap bir şişe, içmeye niyetlenince ağabey! Kahraman sayısı fazla, birini elesen diğerine torpil yapmış sayılırsın.
Eminim ki siz de diyeceksiniz; yaw Zaralı kul hakkı bunun neresinde.
Bir, iki tadımlık çerez ve çek masaya ekşi dilimlenmiş bir tabakta, elmayı da.
Ve şişeyi dik kafaya gitsin. Niye korkuyorsun altı üstü içeceğin bir şişe şarap değil mi?
Yok, yok öyle
Yok, öyle boşa nedensiz içmek
Biz onu bir sürü özel günün niyetine açılacaktı. Fakat minik sebeplerden dolayı krallığını ilan etmiş bu şarabı siz nasıl bana iç dersiniz.
Tadına yabancı olduğum bir şeyin savaşına başlamam için ağır bir sebep olmalı
onu hapis etmeliyim. taa! Damarlarımın ateşlendiği noktasına kadar
Yusuf hayal oğlunun o meşhur şiirinde dediği gibi "ulan rıza içtiğine değmeli"… Demeliyim de.
Şimdilik yüreğimin beni götürdüğü yere gidiyorum.
Evde kalmış kız niyetine kurşun döküp,beyaz er gömleğine ve yemyeşil gözlerin ışığına ip bağlıyorum…
İstemesin kimse aman haaaa! şarap şimdilik güvende ...