- 1379 Okunma
- 9 Yorum
- 12 Beğeni
Bir su hikayesi..
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Bir su hikayesi…
Yaradan akmayı emretmiş ona.
Sevgi vermiş, merhamet vermiş, bazen çılgınlık yapıp kendisini de kaybedebilirmiş.,
Ohh demiş su! Keyfim keyif, mutlu mesut akıp çağlamaya başlamış. Her şeyi düşünmüş, her şeyi hesap etmiş ama
Bir İnsanoğlunu bir de aşkı hiç hesaba katmamış.
Akıyormuş su kendi bildiğince. Cümle varlıklar tadına bakıyor, yağmur suları, kar suları kanına karışıyormuş. Her sabahında cıvıl cıvıl kuş sesleriyle uyanıyor, etrafına sevgiyle bakıyor, gözlerinde renk cümbüşü kendisine minnetini sunan can dostlarını sonsuz bir huzurla bağrına basıyormuş.
Bir sabah acayip gürültülerle uyanmış su, birileri kıyı komşusu toprağın karnını yarıyormuş!
Farkında olmadan işin ucunun kendisine dokunacağını, ortak olmaya çalışmış toprağın sancısına.
Bir parçası bölünüp toprağın masumiyetinde yol alırken ancak bir şeylerin farkına varabilmiş…
Hani masal ya bu, günler ayları, aylar karanlıkları kovalamış
Bazen bir değirmen taşında ezilen buğdaylara ağlayıp, bazen ölümü kendi koyunda yaşayan bir gelinin türküsüne eşlik etmiş!
İyi halliceymiş! Aldırış etmemiş önüne kurulan setlere, temizliğini zedeleyen zavallı insanların hoyratlığına! Keyfi biraz kaçsa da yine de şikayeti yokmuş halinden. Hatta kendisi hakkında söylelenleri duydukça memnuiyeti bile varmış kendi aklınca. Az şey değilmiş yaptıkları!...
Aylardan mayısmış, bilmem belki de eylül. Günlerden o günmüş!
O güne kadar görmediği bir varlıkla karşılaşmış göl olduğu bir mekânda. Sağ yanında süzgün bir mavi, sol yanında kar beyazı bir güzellik…
Bir kalem almış eline bizim su! Başlamış gördüğü güzellikleri yazmaya. Ne kadar yazsa da yetemiyormuş o güzelliklerin peşinden koşmaya…
Saşırmış; o kadar şaşkınmış ki; canciğer balıkları, ekmeğinin katığı yosunlarıyla düşman olmuş. Çaresizmiş; o kadar çaresiz ki; bir gün yan komşu salkım söğüde açmış derdini! Aldığı fikir ceplerinde, çalmış Nilüferin kapısını. İşte o gün başlamış her şey!
Bazen çağlamış bazen ağlamış bizim su. Çağıl çağıl aşk biriktirip
En güzel şiirlerini yazmış, her değdiği kutsal mekânda vuslat için dua etmiş aklının erdiği dilinin döndüğünce.
Gün o günmüş, en güzel hallerine bürünmüş su. Giymiş damatlıklarını
Silmiş gözlerindeki mutluluk damlalarını. Varıp dayanmış Nilüferi’nin
kapısına. Bir de ne görsün elinde bir hançer nilüferinin başını kesiyor
bir insan oğlu!...
işte o günden sonra
Bazen taşmış, bazen koşmuş. Ne geldiyse önüne silip süpürmüş su…
Her suyun bir nilüferi olsa da kimsenin gücü yetmezmiş aşka…
YORUMLAR
Selam aleyküm
"Hakk katında SU gibi sevilesiniz."
Güzel bir masal olmuş.
"Ağız söyler SU yazar insanoğlu Kader diye yaşarmış."
Ahmet ÖRNEK
saygıyla
Su kaidesi yazılmış ne ki...
Masal tadında suyun azizliği...
Sevgiye uğruyor yolu, sonrası ayrılık...
Başını taştan taşa vursa da, kader rehnüma değil..
Açmazları incitmemiş Yazar..
Çok saygımla.
Ahmet ÖRNEK
hürmetimle
Ahmet ÖRNEK
saygılar
Ne hoş anlatım
Masal'ımsı aynı zamanda Şiir'imsi
Severek okudum ki
Kaleminize sağlık olsun
Ahmet ÖRNEK
saygılar olsun hüzünlükent kardeşim