- 293 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
PERDE
Sevgiliye,
Perde
Yıllar sonra senin oraya düştü yolum. Sokağınızdan, hatta kapınızın önünden geçtim. Geçerken şöyle bir kafamı kaldırıp pencerenize baktım. Ev değişmişti. Boyası dökülmüş, çatısı düştü düşecek, kapının üstündeki levha bile sökülmüştü. Yalnız penceredeki perde aynıydı. Kenarları kırmızı gül işlemeli beyaz tül bir perde.
Tam yoluma devam edecektim ki kapı gıcırdayarak açıldı. Yaşlı bir teyze belirdi kapının önünde. Elinde eğri büğrü bir baston iki büklüm olmuştu. Elindeki, yüzündeki kırışıklar yıllara meydan okuyordu sanki. Titrek ve kısık sesiyle
- Buyur evladım. Birisine mi
bakmıştınız?
- Ben, ben…. Ayşe teyzelere
bakmıştım da
- Tanıyamadım
- Bir kızı vardı. Selvi boylu, tel tel
saçları vardı omuzlarından süzülen. Güldüğü zaman gözleri ışıldardı, neşe saçardı etrafa
- Tamam! Tamam, şimdi hatırladım.
Onlar yıllar önce buradan ayrıldılar be evladım
- Ama nasıl olur. Penceredeki perde
- Perde mi?
Gergiye doğru atıldım ve pencereye baktım. Pencerede ne perde vardı ne de bir cam. Kırık bir çerçeveden başka bir şey yoktu ortada.
Gece Bekçisi Kitabından,,,,
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.