- 383 Okunma
- 1 Yorum
- 2 Beğeni
HATIRA DEFTERİ
Sonbahar geldi artık, hazan yaprakları birer birer yapraklarını dökmeye başladı, tıpkı dünya dan ahirete intikal eden sevdalar misali..
Yağmur çiseliyordu, hava öyle ağırdı ki
bulutlar sanki haykıra haykıra feryat edercesine boşaltacaktı içindeki tüm hüznünü..
Suzan havadan olsa gerek yatağından kalkmak istemiyordu.
Aslında çok çalışkan, düzenli, tertipli biriydi. Daha sabah ezanı üzerine doğmamıştır, o denli sabahın bereketiyle, o saf güneş ışığıyla, temiz havasıyla havanı enerjisi ile güne başlardı.
Büyük kızı Rüveyda merak etti, annesinin odasının kapısını çalacaktı ki Suzan hanım "gir içeri yavrum "sesiyle kapıdan içeri girdi. Annesine sarıldı Rüveyda.
Anneciğim bugün erken kalmadığını ve evde bir derin sessizlik olunca seni merak ettim. Ne oldu? Hasta mısın kendinizi kötü hissedecek bir şey mi yaptık istemeden diye ard arda sorular sordu.
Suzan hanım,
-Hayır gül kokulum dediklerine bir ilgisi yok dedi.
Suzanın gözü annesinin elinde hafif tozlanmış eski ama annesi için değerli olan hatıra defterini gördü.
Suzan hanım eskiyle yaşamayı sevmezdi. Ama kadim dostlarının yazdığı cümleleri ara sıra okur onlarla mutlu olurdu..
Rüveyda annesine dönerek :Anneciğim bu defteri arada bir okuduğunu görüyorum. Bu gün bir şeyden mi etkilendin bana anlatır mısınız dedi.
Suzan hanımın gözleri buğulanmaya başladı, anlamsızca başını sallamaya başladı.
Odada hüzün bulutları kol geziyor, kızı annesi için endişelenmeye başlamıştı.
Annesinin elini yavaşça tutan Rüveyda sanki anlat dercesine diğer eliyle sıvazlamaya başladı.
Suzan hanım, lisede üç yıl birlikte okuduğum bir arkadaşım vardı adı Mihribandı ara sıra görüşür haberini alırdım, lenf kanseri olduğunu duydum geçe hafta..
Dün akşam arkadaşım rahatsızlandığını ve gece vefat ettiğini söyledi.
Rüveyda seni anlıyorum anne dedi, Suzan hanım devam etti, zor bir yaşantısı oldu, kendi çabalarıyla liseyi bitirdi. Evlenmek zorunda kaldı, eşi yıllardır aldatmış, sonra haberi olmuş uzun evliliğinin ardından ama çok ferasetli bir insandı,dedi
Suzan bir ara duraksadı sanki Mihribanla olan yaşadıkları hızlı bir şekilde göz kamerasından geçiriyordu ve devam etti. Üniversite sınavına girip Ankara ilahiyat fakültesini kazandı. Bir şekilde okudu ve mezun oldu çok çabaladı, imtihanları büyüktü, ama o hep hayatın notaları ahengiyle pozitif bakarak yaşamaya çalışıyordu. İsyan durakları yoktu hayatında. Tek merkezi inancıydı.
Ayakta tutan yegane kaynağıydı.
Rüveyda çok etkilemişti onunda gözleri dolmaya başlamıştı. Bir ara Suzan hanım tozlu eski hatıra defterine baktı, özellikle Mihribanın yazdığı o sözleri okurken kalbine tesir etti ve dudakları kıpırdıyordu aynı şeyleri söylüyordu.
"Umudum baki amma hayat kısa ben yorgunum yol uzun", sanki onu anlatıyor dedi, Suzan hanım sessizce.
Devam etti bu kısa hayatında bir çok talebe yetiştirmiş, fahri olarak yaptığı bir kurumda..
Mülteci çocuklarla çok ilgilenmiş, onlar için aileler ile ve kurumuyla görüşüp daha neler yapılacağını dile getirmiş, yaşam koşulları, eğitim, taciz olayları hakkında aileleri ve ensarı bilinçlendirmek için çok uğraşmış..
Anneciğim diyerek Rüveyda annesine doyasıya sarılmış ve öyle ağlamışlar ki. belki hatıra defteri bile onları gözyaşlarına sessiz feryat edip ortak olmuştur.
Suzan hanım kendine gelmeye çalışmış. Kalk yavrum demiş. Güzel bir abdest alalım ve Rabbimizle sohbet edelim. Onun sonucunda Mihriban kardeşimize her zaman dua edelim demiş.
Anne ve kızı güzelce abdest almış ve Rableriyle sohbete dalmışlar, bu sohbet esnasında Suzan hanım bazen ayetleri okurken tebessüm etmiş, bazende Mihriban arkadaşı aklına geldikçe tefekküre dalıp ağlamış
Bir ara kur’an sayfalarını kapatarak,
Dünya hayatı işte bir kapıdan girip diğer taraftan ferah kapısına ulaştı.
Rabbim ’den geldik yine ona döneceğiz dedi. Rüveyda ya dönerek, "devler gibi eser bırakmak için karınca misali çalışmak gerekli" kızım dedi.
Rüveyda başını hafifçe salladı, ve masanın üzerindeki hatıra defterini annesinin kitaplığına kaldırdı. (ilk defa bir öykü yazdım hatam varsa affoluna)
YORUMLAR
Evet yazım hataları, cümle bozuklukları vardı ama konu çok duygusaldı. İlk kez öykü yazdım demişsiniz ya, bu sizi anlamama fazlasıyla yetti.
Sizi eleştirmem için ben ne kadar yazabiliyorum ki? Ama birileri eleştirdikce gelişiyoruz burada. Bakın eleştirilerim bile çok iyi değil :)
Daha iyi, daha güzel elestirenleriniz olsun inşallah.
Yazıyor olmak büyük keyif. Daha güzelleri ve, daha nicelerine.
Saygılar.