- 395 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
NAMAZGAH TEPE
Bugün birçok Ankaralı’nın günlük gelip geçtiği ama tarihteki yerini bilmediği, kentin göbeğindeki mevki: Namazgah Tepe…
Namazgah Tepe, bügün Etnografya Müzesi, Türk Ocağı Resim ve Heykel Müzesi, TRT Ankara Radyosu, Türk Tarih Kurumu, Ankara Lisesi gibi birçok kurumun bulunduğu bölgenin adı. Ancak birçok Ankaralı bu yerin tarihi önemini bilmemekte.
Ankaralılar tarafından yeteri kadar bilinmeyen Namazgah Tepe’nin tarihini, Ankara Şehir Tarihçisi Abdülkerim Erdoğan şöyle anlatıyor:
“Ankara şehir merkezinde ve Öksüzce Mahallesi yakınında, halk arasında Namazgah, Namazgah Tahtı ve Musalla adlarıyla bilinen bir mevki bulunuyor. Tepe üstünde bulunduğundan “Namazgah Tepe” olarak adlandırılmış. Ankara’da Hacı Bayram, Hasan Ali gibi camiler varmış ama civardan insanlar gelince büyük bir alana ihtiyaç olmuş, açık havada namaz kılmak için bir ibadet alanı olarak düzenlenmiş.
Milli Mücadele yılları öncesinde şehir halkının toplandığı, toplu namazların kılındığı ve duaların yapıldığı mekan. Savaş yıllarında da bu gelenek sürdürülmüş. İlk cihat hutbesi burada okunmuş.
Sultan İkinci Abdülhamit zamanında Namazgah Tepe’nin doğusunda bulunan düzlüğe bugün Numune Hastanesi olarak bildiğimiz o dönemdeki ismiyle Ankara Gureba Hastanesi kurulmuş. Savaş devam ederken cepheden gelen yaralı askerler burada tedavi ediliyor; hayatını kaybedenler Namazgah Tepe Mezarlığına defnediliyorlar. Namazgah Tepe’nin düzlük kısmı Etnografya Müzesi ve Türk Ocağı’nın olduğu yerde. Ankara Radyosunun yokuş olan kısmı, Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesinin yarısı ve Talatpaşa Bulvarı’na kadar geniş alan definlerin yapıldığı mezarlık. Binlerce şehidimiz buraya defnedilmiş. Buradaki yamaçlar hep mezarlık. Şimdi ne mezar var ne de Taht var. Burada binalar, cadde ve sokaklar var.”
Bugün bizler buradaki cadde ve sokakların altında kefensiz yatan şehitlerimizin varlığından habersiz gelip geçiyoruz.
Başkent Ankara’mızı yönetenler biran önce harekete geçip buraya şehitler anıtı yaparlarsa, toprağın altında binlerce kefensiz yatan şehitlerimize Bir Fatiha okunmasına vesile olurlar.
Şunu unutmayalım ki; toprağın kara bağrında kefensiz yatan şehitlerimiz olmasaydı bu topraklarda hür ve bağımsız yaşayamazdık.
Fevzi Gültuna
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.