- 365 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
GÖNÜL KUŞU
Can, gönül dilinin, manevi hislerin acının tevessül ettiği idrak merkezi değil mi ? sizce..
Gönül diliyle herkes konuşamaz, en yakının eşin, kardeşin, dostun..
Bu bağ öyle görünmezdir ki, dünyanın en uzak mesafesinde bile olsanız sussanız, görmeseniz bile acısını sevincini hissedersiniz, bu bağ öyle kuvvetlidir ki Rahmanın canlara verdiği bir hediyedir.
Ahmet Paşa’ nın
"Ah kim ömrüm cihan mülküne canansız geçer
Ben cihan mülkünü ni’derem çünkü can ansız geçer" beytin de görülüyor ki hem can ile anlatılmak istenen hem aşık hem sevgilidir kastedilen..
Canansız can, cansız ten gibidir. Sevgilinin
aşıktan yüz çevirmesi, canın bedenden çıkmasına benzer.
Sevgili ölü bir cismi diri tutan hayat veren ruhtur, aşığa can verir.
Gönüle veren sıkıntı dünya evindeki yaptıklarıdır, bu evi biz kendimizin sanıyoruz ama can bu ev bizim değil.
Eyvanı gül olan bahçeye git...
Yan, yandıkça kendini bulacaksın
Tüteceksin, bu tütmelerdeki acıları paylaşma ey gönül.
Rabbinin rıza makamı olsun.
Yandıkça ruhun dosta bağlansın, ruhun onunla yansın,
Küllerinden savrulan bir aşık daha doğsun..
Gönül pencerenden bakarken, Rahmanın penceresinden bak.
Onun gözüyle bakarsan ukbaya kapılar açılır, sevgiler mahşere uzanır...
Candan öğrendiğim bir ablamın sözüydü bu cümle.
Yaralı anımda söylediği bu nişane merhem oldu bana..
Gönül yara alsada can sarar, sözüyle, eliyle, cananı hatırlatarak..
Onunla iyileştirir, ötelerden gelen toprakta yetişen bir tohumun filizlenmesini gösterir dokunan her kalbe..
Can kuşu kafesinin demirden olmasından korusun MEVLAM...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.