- 400 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
EKMEK KAVGASININ YAZARI: ORHAN KEMAL
Söz, hayat bulduğu alanlarda derin bir anlatım taşıyor. Sözü ancak o sözü yaşayanlar iyi anlayabilir.
Ekmek kavgası da aynı şekilde. Ancak kavganın içinde olan emekçiler sözün anlamını derinden kavrar. Burada sözün sınıfsal bir nitelik taşıdığını da görüyoruz. Bir sınıfın sözü, bir sınıfa ait söz! ’’Ekmek Kavgası’’.
’’Geçim derdini çok yakından, bütün incelikleriyle tanıyan yazar’’ olarak anlatılıyor kitaplarının arka kapaklarında Orhan Kemal. O Mao’nun ’’suda yüzen balık’’ benzetmesinde olduğu gibi halkın arasında, onunla birlikte yaşadı, ve yazdı. Anadolu halkının sırtından geçinip, Avrupalarda demokrasicilik oynamadı.
İlk romanları Baba Evi, Avare Yıllar ve Cemile adlı eserleridir. İlk ikisinde çocukluk ve gençlik anıları anlatılır. Babası siyasi nedenlerle Suriye’ye yerleşince Mehmet Raşit’te mecburen onunla gider.Orada küçük bir yerde işçilik yapar ve çocukluk aşkını yaşar. Memleket hasretine dayanamaz. Kalkar Çukurova’ya gelir. Babaannesinin yanında kalır. Günleri futbol oynamakla, avarelikle, kız peşinde koşmakla geçer. Ortaokulu bitiremez, okumayı bırakır. İlk iki romanda bu anıları öyle gerçekçi, içten bir biçimde anlatır ki ! Sade yaşayan insanları, sade bir dille anlatır Orhan Kemal.
Cemile’de ise sonradan eşi olacak olan Nuriye Öğütçü’yü anlatır. İşçi mahallesinde yaşayan insanların hayatını geniş bir şekilde ele alarak Türk Edebiyatı’nda bir ilke imzasını atar.
Orhan Kemal’in bütün hayatından izler vardır. O, kendini dolayısıyla birlikte bir hayat geçirdiği insanları yazmıştır.
’’Dünya evi’’ adlı romanı Cemile’yle evliliğinin ilk yıllarının romanıdır. Geçim sıkıntısı her zaman olduğu gibi yine ona temadır. Orhan Kemal’in usta yazarlığının belirtilerine de rastlarız, bu romanda. Yazar sabahlara kadar kitap okumaktan söz eder. Cemile’nin hayalleri tüm emekçi kadınların hayalleridir. ’’İki odalı kutu gibi ev, bembeyaz sakız gibi çarşaflar, demirleri parıldayan bir beşik...’’
Suçlu ve Sokakların Çocuğu adlı romanları Orhan Kemal’in ne kadar büyük bir tahlil yeteneğine sahip bir yazar olduğunun kanıtıdır. Adeta Çingene kızı Cevriye’ye aşık olan Cevdet’te kendi çocukluğumuzu bulursak şaşırmayalım. Sevgilisinin ismini duvarlara çişiyle yazan, dişlerinin arasından en uzağa tüküren Cevdet’te...
Üç kağıtçı ve Müfettişler müfettişi adlı romanları da müthiş bir toplumsal tahlil örneğidir. Her türlü üç kağıtçılığı,dolandırıcılığı yapan adam, bayrak, ezan, , nutuklarıyla sonunda millet vekili olur.
Bereketli Topraklar Üzerinde, yazarımızın en ünlü yapıtıdır. Köyden şehre büyük hayallerle gidenlerin öyküsüdür bu roman . İflahsızın Yusuf, Köse Hasan, Pehlivan Ali adlı kahramanların çevresinde gelişen olayları ayrıntılı bir şekilde anlatılır. İşçi sorunları çarpıcı bir şekilde sunulur okura.
Gurbet Kuşları adlı romanda köyden kente göç, Demokrat Parti yılları ve gecekondulaşma sorunu yine geniş bir şekilde ele alınır.
Orhan Kemal’in bir çok eserinde Çukurova insanını buluruz. Bu eserlerde işçi, köylü ve varoş insanı anlatılır.
Taşra ve kent ikilemi de gerçekçi bir şekilde anlatılmıştır. Yalancı Dünya adlı romanda artist olmak için evden kaçıp İstanbul’a teslim olan Neriman’ın öyküsü hayli etkileyicidir.
Murtaza adlı romanı da fabrikayı, işçi sorununu anlatması açısından yazarımızın değerli yapıtlarındandır. Bunun yanı sıra işbirlikçi bir karakterin düşünceleri ve eylemleri Türk Edebiyatı’nda ilk kez anlatılır.
Orhan Kemal’in ayrıntıları yakalamadaki ustalığı bütün eserlerinde kendini gösterir.
Orhan Kemal hakkında yazılacak çok şey var. O, her gün gözümüzün önünden akıp geçen sıradan insanın destanını yazmıştır. Bağımsızlıkçı, halk aşığı sevdanın ve onurlu yaşamanın Anadolucasıdır.
Bugünlerde piyasa işi safsata kitaplar el üstünde tutuluyor. Bundan her kesim etkilenmiş durumda. Yeni Dünya Düzeni Orhan Kemalleri unutturmak istiyor. Orhan Kemallerle yetişen kuşakların ne anlama geldiğini çok iyi biliyorlar. Bu saldırıyı göğüslemek isteyenler kendi değerlerini sahiplenmek zorundadır.
Orhan Kemal okumamış bir Türkiye devrimcisi olmamalı. Orhan Kemal’den uzaklaştırılmak istenmek kesinlikle tesadüf değildir. Çünkü onda işçi sınıfı var.
Çelişkiyi önce hayatta görmeli. Kendi hayatımızda...Bizi anlatan yazarın romanında, öyküsünde görmeliyiz. Şunu unutmamak gerekir Orhan Kemallerin olmadığı bir bağımsız Türkiye olamaz. Orhan ağabeyimizin sözleriyle: ’’Boru mu kardeşim? Yazının yabanı mıyık? Emekçinin dadından yinmeyen bir yazar ağbisi var,. Hem o yeyim, o geyim kimde var.’’Değil mi? İşçinin , köylünün, varoşlunun yazarı Orhan Kemal’de var !
Şimdi doğru kitapçıya. Piyasa yazarlarının olduğu reklamlı rafları atlıyoruz. Mütevazi bir köşede Orhan Kemal’in kitapları bizleri bekliyor.