- 408 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
TELAŞLARIMIZ
TELAŞLARIMIZ
At yarışı telaşlarımız var, bitip tükenmeyen.
Ertelediklerimiz, hayallerimiz, çeyiz sandığına sıtır ettiğimiz düşlerimiz;hep de mahzun bakıyor ya hani, yap boz misali kurup bozduğumuz hedeflerimiz var.
Akreple yelkovanın belini urganlamak geçiyor aklımdan. Ağızlarını mühürlemek.
Çorap söküğü koşturmalarımız. Başına taç geçirilecek cinsten olanları olsada, ortası karışık sonu, evet olmayan sonu görünmez.
Perdeside delikli düşlerimizin.
Yelkenlinin kuyruğuna takılmışız savruluyoruz rüzgarın estiği yöne. Zaman zaman gürlemiyor da değiliz hani. Yarı çapımıza endeksli.
Geceyi gündüzü su gibi içiyoruz. Yarının yada yarınların ağzından girmeye çalışıyorken, gırtlaktan nasıl geçmenin hesabına kulak tıkamışız.
Neredeyiz, hangi eksende ne için adımlıyoruz.
Adımlarımızın sesleri gırtlağımızda koşturuyorken, beynimizde tümceler üçyüz altmış derece dönerken, mola saatlerini unutmuş koşturuyoruz delice.
Koşturmaların, bitmeyen, ardı arkası kesilmeyen işlerimizin arasında kaybolmuşuz.
Bir kahve içimlik oturup, neredeyiz diyorum.
Nerede atıyor kalbimiz.
Arkası yarın meşgalelerin kucağında boğuluyoruz zaman zaman. Kaybolan kimliği arar durumdayız.
Neredeyiz,
Sis bulutlarının içinde yürek sesi duymak istiyorum. Her saatimizin bir adı olsun, her adın başına taçlar kondurmak, gerdanlığına inci kolyeler asmak istiyorum.
Kalbimizden beynimize otobanlar kurulmuş, son hızla gidip geliyor planlar işler güçler.
Yaşıyoruz da ağır aksak ne için, kim için.
Başkaları için ağarttık saçlarımızı. Günlerimizi, yıllarımızı yedik bitirdik.
En verimli yıllarımızı kemirmelerine izin verdik, sonu gelmeyen dünya telaşında yuvarlandık, eridik.
Hayat bize rabbimin sunduğu en güzel emanetti oysa. Hem dünya hem de ahiret için en güzel şekilde hazırlanmak gerekti.
Ayak bileklerimize sarılan dünya telaşı eğitimden, bilgiden, edebiyattan, şiirden, rabbin rızasını kazanmaktan alı koydu.
Merdivenin basamaklarını tırmandıkça, yaş kemal almaya doğru koştukça kendimizi arar olduk. Neredeyiz, neredeyim,
Külkedisi sindirella gibi gece onikide son bulan telaşlarımıza seherle başladık.
Halbuki benin içinde öyle bizler var ki!
Ruhumuz, kalbimiz, gönlümüz, duygularımız, hayallerimiz, yeteneklerimiz; çoğunu öksüz ve yetim bıraktık.
Şimdi kaplumbağa misali yürümeye çalışıyoruz. Belki hedeflerimize ulaşamayız ama bu uğurda ölürüz.
Telaşlarımızı ötelediğimiz sürece. Kim bilir.