- 707 Okunma
- 4 Yorum
- 3 Beğeni
12 Eylül-Eylül sinekleri....
Reçele dönen sinekler gibi eylüle koşuyor şairler!
Elinde hüzün ve ayrılık olanlar bir adım öne çıkıyor
Üç adım geride solda Necdet adalı
Sağda Mustafa pehlivanlı duruyor
Artlarında
17 adım geride 17 sinde Erdal eren bakıyor
En geride doğurduğu yeni yetme itaatkar bebelerinin başını okşuyor şeytanın suretinden yansıma
“Ne tekim”
Kenan
“Kız çocukları akşam ezanından sonra gelmemeli evine” diye beyanatlar veriyor
İmzalarken rabıtayı
Eylüldür bugün
12 sidir Eylülün
Aşktan ayrılıktan hüzünden sarhoş olmuştur şairler
Ensar vakfında tecavüze uğramış 49 erkek çocuğunun makatları yeni yeni iyi olurken ve psikolojik savaş verirlerken yaşama tutunmak için
İstanbul Eyüp’ten 20 erkek çocuğuna daha kuran kursu hocalarının tecavüz ettiği haberleri geliyor
Eylül’dür bugün
Yeşil kuşak zaferini ilan ediyor
Bir kereden bir şey olmaz diyerek...!
Eylüldür bugün
12 sidir eylülün
“Eylül çocuğun tecavüz edilip öldürülüşünün henüz yıl dönümü olmamıştır”
Emine yi çocuğunun gözü önünde boğazlarken kocası
Eylüldür bugün
Şairlerin elinde aşk acısı ve hüzün den başka bir şey kalmamıştır
Eylül aşktan hüzünden ayrılıktan sorgulu
Oysa eylül bu ülkenin tükeniş öyküsü
Eylüldür bugün
12 sidir eylülün
Faşist cuntanın
Ülkenin rahmine karanlık ceninleri
Bıraktığı gündür bugün..
Taylan KOÇ
Arşiv...
YORUMLAR
Taylan KOÇ
Teşekkür ederim Asuman...
Candan kutladım duyarlı yürek
Saygılarımla...
.....
YARGIÇ
Dokuz ekim bindokuzyüz yetmiş bir
O gün;
Adaletin adı Ali,
Hukukunki El/verdi;
Kanun,
Zülfükar kılıcından keskin;
İki yanı bilenmiş bıçak...
Kararlar,
karadan daha kara,
İçtihatlar;
Kerbelaydı.....
Deryaları demiyorum sayın yargıç,
Deniz'i demiyorum Deniz'i
Deniz'ler asılır da,
Sahi sen;
Düşünceleri asabilir misin sayın yargıç?
Duydum ki;
Sen hükmüne ağlar sanarken Deniz'i;
"O" arkandaki " adalet" yazısına gülmüş...En çok da buna yandı Mukaddes,
Buna kahroldu Cemil...
Ben de,
Sana şiir yaktım sayın yargıç...Dinle,
Dinle ne diyor ozan,
"Şairi demiyorum sayın yargıç şairi,
Şairi de asabilirsin Pir Sultan misali..
Şiiri tutuklayabilir misin peki…?Sanırım;
Üç yiğit kendi "vatan masalını yarattı" sayın yargıç...
her sevda kendini astırdı;
Mukaddes ana,
yarasına tuz bastırdı.Ve sanırım ki;
adalet kendi kalemini kırdı,
cürmü kadar yer yaktı,
Aslında yanan vatandı...
Bilir misin bu acıya Cemil nasıl dayandı?Altı mayıs bindokuzyüz yetmiş iki;
Züleyha'nın kuyuya düşerken Yusuflar,
çakallara av oldu Aslanlar,sadece sen değildin pişmanlığına inananlar,
Sahi,
Sahi suçlu muydu üç fidanlar
Vicdanın berat mı?
Ve,
Şimdi,
Adalet sana da lazım sayın yargıçTıpkı kör testere gibiydi bin Dokuz yüz seksen...
Ekseni sapıtmıştı Evren,
Yer gök zifiri karanlık anlar,
Sanki Kenan eliydi ulucanlar. ...
Kâh sağlı
Kâh sollu,
bir ordan astı
bir burdan...
Oysaaaa...
Oysa istersen;
Bir yağlı urganla,
çocuklara salıncak da kurabilirdin. ...
Sen katli seçtin,Erdal'ın yaşını büyütürken;
Adalet'inkini küçülttün sayın yargıç....
Farkında mısın?
Taylan KOÇ
//Eylüldür bugün
12 sidir eylülün //
Kirli Eylül'ün on ikisi köpük köpük sabunla yıkansa lekesi çıkar mı.?
Dezenfektanı bile kirleten bir çürümenin kesif kokusu dayanılmaz hale
gelmedi mi.?
//Eylül’dür bugün
Yeşil kuşak zaferini ilan ediyor
Bir kereden bir şey olmaz diyerek...!//
Hiç kapanmaz insanların balık hafızası sezonu.
Çekilen sıkıntıların kaynağına dikkat çeken yazınıza tebriklerimle.
Taylan KOÇ
Teşekkür ederim Vazo...
Zulmün üzerine bina kurmaya çalışan zalimler birer birer zamanın tozuna karışıp girdiler toprağın dibine.
Her kabir kişinin amel sandığıdır,yaptıklarından mesuldur yer yüzünde yürüyen her mahluk.
Hal böyleyken kötü amel kimseye kar kalmaz ,ister cuntacı katil olsun ister hoca kılıklı şeytan.
Ölelim de görelim akıbet hayır olsun.
Taylan KOÇ
İnsana doğaya kısaca yaşama ve ekmeğe ve vatana kim zarar veriyorsa Allah milyon kere belasını versin...
Teşekkür ederim..