- 398 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
HÜZÜN YILI
HÜZÜN YILI
Bu yıl 50 günde dört yakınımın ölümüyle karşılaşmak yıktı beni. Önce uzaktan yeğenim Mücahit intihar etti babaannesinin evinde. Beş vakit namazında, ehli-i tarik bir sofi, askerlik dönüşü girdiği bunalımdan çıkamadı. Ama düşündüm. Bu çocuğun intihar etmesi şok etti beni. Askerlik neden bunalıma sokuyor bu gençleri. Orada yaşananlar nedir acaba bu güzelim yiğitleri intihara sürüklüyor?. Mana aleminde babasının amca oğlunu soktuğu durumun sonucu olmasından şüpheleniyorum.
Üç gün sonra öz yeğenim öldü. Ama haberini biz bir hafta sonra aldık 2. Perşembe. Cumartesi İzmir’e vardık ve alıp getirdik onu. Şofbenden zehirlenmiş evinde. O da askerden yeni dönmüştü ve hayatının baharındaydı. Bu olayı çözemedim. Kuzeninin düğününe gelmeyen yeğen kafasını dinlemek için gidiyor evine. Anne babası düğüne gelmişken kimseyi görmek istemiyor.
Gömdük onu da öbür yeğenin yanına. Onun da intihar olduğu şayiası yayılmıştı da bu ikinci şok olmuştu. Kırk gün sonra Annem öldü. Üç gün bekledik ölümünü. Yasin’le verdi nefesini. Bilmem kaçıncı Yasin okunurken. Bu kez ben okuyordum. ’’İnne eshabelcenneti hum fi şuğulin fakihun’’ da verdi nefesini. Kapalıydı zaten gözleri. Cennet ehlinin eğlence ile meşgul olduğunu anlatan ayet. Cennet sahnesi.
10 gün sonra Amcam öldü. Annemin gömülüşünde kendi gömüleceği yeri inceliyordu gördüm. Ve kalbime doğdu. Postanede fatura yatırdıktan sonra dışarı çıkıp fenalaşmış ve kaldırmışlar hastaneye. Orada vermiş canını. Dersteydim. Hüzünden ölüm şiiri Şeb-i Aruzu yazıyordum. Ölen köpeğimi de içine katarak. Yazıp bitirdim. Öbür derste geldi haber mesaj olarak. Çıkıp gittim dersten.
Akşam ekledim şiire Amcamı da. Ama ben acılar içindeyim acılarım çağlayan oldu. Aşkımı bile gölgeledi. Artık aşk şiiri yazamıyor onu görünce o denli etkilenmiyordum. O farkında bile değil. Benim bu geçkin yaşımda o genç taze bahar çiçeğine aşık olmam – bu aşk bahane maksat şahane yani şiir yazmak şairin dediği gibi-bir yana bu ölümlerin onu bana unutturamaması bir yana. Ancak aşk şiiri ilhamlarım bitmiş, şiir kaynağım kesilmişti.
Sonraları İslam Tarihi’ni yazmaya başladım. 24 Peygamberi yazmayı düşünüyorum. Akif’in Safahat’ını okuyorum. Şimdilerde yıllar önce yazıp bir türlü bitiremediğim Çanakkale Desta’nını yazmaya başladım 3. Bölümünü. Eserlerimin Akif’le Nazım arasında bir yol bulmasını, asıl ilhamını Sezai Karakoç’tan almasını istiyorum.
Müsveddeleri kaydederken değiştiriyor ,yeni ilhamlarla zenginleştiriyorum. Uzun uzun yazıyorum. Bereketli mısralar çıkıyor. O aşkı küllendiriyorum. Oysa onu hala seviyorum ve o bunu bilmiyor. Ama belli belirsiz hissediyor belki de.
ahmet kemal