- 791 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Aşk, Sevgi, Heves, Hoşlantı, Tutku
Öncelikle insanlar arasında yaşınılan bu duyguların herkes tarafından farklı algılanma ve yaşanma çeşitleri olduğunu ve olabileceğine değinmek istiyorum..
Siz acaba hangisini yaşadığınızı biliyor musunuz ?
Bütün bu duyguları çoğumuz " aşk " ile bağdaştırıyoruz..
Aşk Neydi ?
" Aşk gizemdir" belki de ve insanlar bu gizemin peşinde koşar durur, çoğu zaman kavuşamaz, hatta aslında hiç kavuşamaz.. Aşk kavuşamadığın insana karşı hissettiğin o derin kavuşma arzusudur aslında.. Bir zandır senin kafanda tasarlağın nitelikleri karşındaki insanda var olduğunu düşünme biçimindir.. Ulaşamadıkça ona olan isteyin artar, çoğu zaman bir takıntıya dönüşür.. Kara sevda dedikleri o Türk flimlerinde Yeşilçam`da izlediğimiz bizleri melankolik bir ruh haline sokarak aşkın ne kadar acı olduğunu anlattıkları Beyazperde`ye taşıdıkları, hasta olma biçimi olarakta gördüğümüz yaşanılan bu abartılı duyguları böyle de değerlendirebiliriz.. İzlerken komik bulduğumuz hadi canım o kadar da olur mu ? Dediğimiz o filimlerin konuları gerçek hayatlarda da yaşanabiliniyor bazen.. Aslında insanlar aşkla sınanır, terbiye edilir farkında olanlar ya da bu olgunluğa varanlar bunun ne olduğunu anlamış olurlardır artık.. Neden sınanır insan aşk ile bilir misiniz ? Kendisini tanıması için, hayatı anlaması için ve hatta bu dünyanın ne kadar boş ve geçici olduğunu anlaması için sınanır insan aşkla .. Çünkü aşırı sevme biçimi olan bu duygu aslında sadece ilahi bir duygudur.. Yani hiçbir faniyi bu kadar yücelmemek gerektiğinin farkına varabilmemiz için bizlere yaşatılır.. Ne Mecnun Leyla`sına kavuşur, ne de Kerem Aslı`sına.. Kavuşsalardı zaten bunun adı aşk değil sevgi olurdu.. Aşkı fani birine duymak imtahanlardan en büyüğüdür bu hayatta.. Her şeyi herkesi unutmak hatta kendini bile unutup bir tek o insana yoğunlaşıp onun için yaşamak.. Kulağa gönle hoş gibi geliyor değil mi ? Ama maalesef değil, çünkü bu tutum insanı ya deli ediyor, ya da veli.. Eğer pisip olgunlaşmayı becerirsen İlahi aşka varabiliyorsun bir filozof dahi olabiliryorsun ya da hayata insanlara olan tavrın bakışın değişiyor, hatta kendine bile olan tavrın değişiyor.. Yok beceremeyip kendini bulamazsan ve o ilahi aşkı, işte o vakit akıl baştan gidiyor.. Ruh ve beden sağlığın kalmıyor..Yaradanın seni ne amaçla yarattığını unuttuğun vakit, o sana bağışedilen akıl senden alınıyor.. Bir ucubeye dönüşebilliyorsun.. Aşk isterken, aşık olurken dikkat etmemiz gereken çok ince bir çizgi vardır insan olarak..
Hz. Mevlanìn da dediği gibi..
Allah derki
“Kimi benden çok seversen
Onu senden alırım
Ve ekler
Onsuz yaşayamam deme
Seni onsuz da yaşatırım
Ve mevsim geçer,gölge veren ağaçların dalları kurur,
Sabır taşar,canından saydığın yar bile bir gün el olur
Aklın şaşar...
Akıl şaşar bu yoğun duygu karşısında insan şaşar, yapmayacağı şeyleri bile yaptırır bu aşırı duygu insanlara.. Eğer ki farkına varamazlarsa yaşadıkları şeyin ne olduğunun.. Çoğu zaman aşk hastalığa dönüştüğünde yerini, nefrete, kine, hırsa, intikama bile bırakabilir.. Bir oyunun içinde, oyuncak bile eder insanı.. Toplumumuzda yaşadığımız cinnet hali tuttumlar karşındaki insana zarar verme eğilimleri göstermeye başlar.. Hem kendine hem de o çok aşık olduğuna zarar vermeye başlar insan.. Bunun farkına varmazsa ve kendini dizginlemezse, işte orada bir felakette de dönüşebilir yaşadığı ve yaşayacağı hayat..
Aşk güzeldir ama dozunda ve karşılıklı olunca.. Bilim insanlarına göre vücudumuzda oluşan bu hormon alış verişinin dahi bir ömrü vardır halbuki ! Allah her canlıya verdiği dürtüleri insanlara da vermiş, o dürtüler sayesinde çoğalma ve nesiller oluşmasını istemiş.. Yani temelde hissettiğimiz duygu " hoşlantıdır " bu duyguları herkese hissetmememiz de istenmiş.. İlk bakışta aşk dedikleri de, yine aşırı hoşlantıdır, bizlerin karşımızdaki insana bakınca hissetiklerimiz bu dürtülerden meydana geliyor.. Bu dürtülerin neye evrileceği ise bizim birbirlerimize olan hal, tavır ve davranışlarından geçiyor..
Aşkı yargılamıyorum, aşka inancım yok değil.. Sağlıklı olması lazım aşk duygusunun, aslında aşk değil bizlerin ihtiyacı sevgi .. Aşk, hoşlantı, heves, tutku ve sevgi karşıtırılıyor, hepsi aynı sanılıyor, ama değil .. Aşık olduğunuzda yani hoşlanmaya başladığımız insanla, kavuştuğunuz zaman bunun yerini sevgi alır ve o aşırı gözünüzde büyüttüğünüz insanı tanıdıkça ya daha çok bağlanırsınız ya da vazgeçersiniz çoğu zaman.. Çünkü zanlarınıza aşıksınızdır sizler.. Ulaşamadığınız o insanı çok yüceltmişsinizdir.. O da nihayetinde bir insan ve kuldur.. Hataları vardır, kusurları vardır, bunları görmeye başladığınız vakit o aşk dediğiniz sandığınız yüceltiğiniz duygu yerine sıradanlığa bırakır.. Bir vakitten sonra aslında aranılan şeyin yanı aşkın özü kime ait bunu anlamaya başlarsınız " Aşk " sadece bizi yaratana duyulabilecek bir duygudur.. Eşsiz olan, kusursuz, mükemmel olan O dur..
İnsanların güzel birliktelikler yaşamaları, mutlu evlilikler yapmaları bir ömür boyu huzurlu yaşamalarının sırrı aslında sevgidir..
Aşk değildir bu ! Sevgi içinde, merhameti, anlayışı, hoşgörüyü bereberinde getirir.. Tanıdığın insanı, yakından tanıdığında da sevebiliyorsan, vazgeçmiyorsan onunla zaman geçirmekten mutlu oluyorsan, bu sağlıklı bir sevgidir karşılıklı yaşanılan.. Sevgi öyledir ki, o insanla yeri gelince ayrılsanız dahi ona saygınız devam eder, onun mutluluğu sizi rahatsız etmez.. Onun mutlu olmasını istersiniz her koşulda.. Mühim olan şudur ki! Kalp kırmadan, can yakmadan güzel sevebilmek karşındaki insanı.. Çok az kişi başarır bunu.. Çünkü, tutku, hoşlantı, heves hep karıştırılır " Aşk " ve " Sevgi " ile.. Dilerim herkes bu dünyada gerçek sevgiyi, hayat arkadaşı olacak o insanı bulur.. Bulanlar ve kıymetini bilenler ömürlerinin sonuna kadar hep mutlu huzurlu yaşar..
Sevgi ve saygılarımla..
Yazı: Gönül Çeşli
07.08.2021
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.