- 256 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
HOMOSEKSÜELLİK
Kovulmuş Şeytandan Rabbime Sığınırım
Rahman ve Rahim Allah’ın Adıyla
Araf Suresi, 81. ayet:
“Gerçekten siz kadınları bırakıp şehvetle erkeklere yaklaşıyorsunuz. Doğrusu siz, ölçüyü aşan (azgın) bir kavimsiniz.”
Neml Suresi, 55. ayet:
“Siz gerçekten, kadınları bırakıp şehvetle erkeklere mi yaklaşıyorsunuz? Hayır, siz (yaptığı şeyi) bilmeyen bir kavimsiniz.”
Şehvetle yaklaşmak ifadesinde geniş mânâ var. Allah, erkek erkeğe cinsel ilişkiyi kınanmakla, iğrenç bir eylem olarak görülmekle kalmayıp bu sapkın düşünceyi aklından geçirmeyi de lanetlemektedir.
Bir erkeğe cinsel şehvet düşüncesi ile bakmak, yanaşmak v.s. Bedensel bir rahatsızlığı değil, zihinsel rahatsızlığın göstergesidir. Zihninde, bu sapıklığı normalleştirmesi neticesinde fıtratı ifsad ediyor. Beden, zihnin emrindedir. Duygusal, içe kapanık, melankolik, imansız bir zihnin cinni şeytanların da iğdiş ederek bilinçaltına bunu telkin etmesiyle rayından çıkmasıdır.
Her bir günahın insan bedenin de açtığı kapılar, cinni şeytanların kolayca beyne hulûl etmelerine imkân sağlar.
Homoseksüellik günahına bulaşan bir beden, hulûl edilmesi en kolay cesettir. Homoseksüellerin yüzlerine dikkat edin. Adeta iblisler, biz bu bedeni zaptettik, zaferimizi bu bedenleri iyice zıvanadan çıkmış mahlûklara çevirerek kutluyoruz,diyorlar.
O iğrenç makyajlar, kostümler, mimikler iblisin et kemik giyinmiş görüntüleridir.
Homoseksüellik ilahi dinlerin kutsal kitaplarında Allah tarafından katı şekilde haram kılınmıştır. (Kur’an’ı Kerim Araf Suresi 80-82, İncil Romalılar 1/24-28)
Hani Lut da kavmine şöyle demişti: "Sizden önce alemlerden hiç kimsenin yapmadığı hayasız-çirkinliği mi yapıyorsunuz?
"Gerçekten siz kadınları bırakıp şehvetle erkeklere yaklaşıyorsunuz. Doğrusu siz, ölçüyü aşan (azgın) bir kavimsiniz."
Kavminin cevabı: "Yurdunuzdan sürüp çıkarın bunları, çünkü bunlar çokça temizlenen insanlarmış!" demekten başka olmadı. (Araf Suresi, 80-82)
24 Bu yüzden Tanrı, birbirlerinin bedenlerini aşağılasınlar diye, onları yüreklerinin tutkuları içinde ahlaksızlığa teslim etti. 25 Tanrı’yla ilgili gerçeğin yerine yalanı koydular. Yaradan’ın yerine yaratığa tapıp kulluk ettiler. Oysa Tanrı sonsuza dek övülmeye layıktır! Amin.
26 İşte böylece Tanrı onları utanç verici tutkulara teslim etti. Kadınları bile doğal ilişki yerine doğal olmayanı yeğlediler. 27 Aynı şekilde erkekler de kadınla doğal ilişkilerini bırakıp birbirleri için şehvetle yanıp tutuştular. Erkekler erkeklerle utanç verici ilişkilere girdiler ve kendi bedenlerinde sapıklıklarına yaraşan karşılığı aldılar. (İncil, Romalılar 1/24-28)
Bu ahlaksız eylemleri gerçekleştirenlerin Allah Katında ceza ile karşılık görecekleri de yine kutsal kitaplarda net bir biçimde açıklanmıştır (Kuran-ı Kerim, Hicr Suresi 68-75, İncil, Petrus 2/6-10).
(Lut onlara) "Bunlar benim konuğumdur, beni utandırıp-dillere düşürmeyin" dedi.
"Allah’tan korkup-sakının ve beni küçük düşürmeyin." Dediler ki: "Biz seni ’herkes(in işin)e karışmaktan’ alıkoymamış mıydık?" Dedi ki: "Eğer yapmak-istiyorsanız, işte bunlar, benim kızlarım." Ömrüne andolsun ki, onlar, sarhoşlukları içinde kör-sersemdiler. Derken, tan yerinin ağarma vaktine girdiklerinde onları (o korkunç ve dayanılmaz) çığlık yakalayıverdi. Anında (yurtlarının) üstünü altına çevirdik ve üzerlerine balçıktan pişirilmiş taş yağdırdık. Elbette bunda ’derin bir kavrayışa sahip olanlar’ için gerçekten ayetler vardır. (Hicr Suresi, 68-75)
Sodom ve Gomora kentlerini yakıp yıkarak yargıladı. Böylece Allah’sızların başına geleceklere bir örnek verdi. Ama ilke tanımayan kişilerin sefih yaşayışından azap duyan doğru adam Lut’u kurtardı. Çünkü onların arasında yaşayan bu doğru adam, görüp işittiği yasa tanımaz davranışlar yüzünden doğru yüreğinde her gün ıstırap çekerdi. Görülüyor ki Rab Kendi yolunda yürüyenleri karşılaştıkları denemelerden nasıl kurtaracağını bilir. Doğru olmayanları, özellikle benliğin yozlaşmış tutkuları ardından giden ve yetkisini hor görenleri cezalandırarak yargı gününe dek nasıl alıkoyacağını da bilir. (Petrus’un 2. Mektubu, 2:6-10)
Allah’ın lanetlemiş olduğu çirkin bir utanmazlıktan oluşan evlilikle kurulan ailelerde çocuk tacizlerine sıklıkla rastlanmaktadır. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki eşcinsel ebeveynleri olan çocuklar yaşadıkları cinsel karmaşa yüzünden homoseksüel davranışlara eğilimli olmaktalar ve nihayetinde psikiyatrik bozukluklar, madde bağımlılığı gibi rahatsızlıklara maruz kalmaktadırlar. Ayrıca cinsel saldırıya ve intihara meyilli oldukları gibi AİDS gibi cinsel yolla bulaşan hastalıklara daha sıklıkla yakalanabilmektedirler. Örneğin Amerika’da hükümet her yıl HİV tedavisi için 24 milyar dolardan daha fazla yatırım yapmak zorunda kalmaktadır. Eşcinsel ebeveynleri tarafından cinsel tacize uğrayan erkek çocuklarla ilgili vakalar oldukça fazladır. Ayrıca başlarına gelenlerden utandıkları veya korktukları için açıklayamayan çocuklarda bulunmaktadır. Çocuk haklarından sorumlu Rus Ombudsman Pavel Astakhov’un eşcinsel çiftler tarafından taciz edilen çocuklarla ilgili açıklaması şöyledir:
"Yetim kalan Rus çocuklara erişim kolay olduğundan yabancı ülkelerdeki sapık kişilerin dikkatini çekiyorlar. Yabancılar ülkemize gelip kolayca para ödeyerek çocuklarımızı alabiliyorlar. "
2012 yılında Rusya kanunlarda bazı düzenlemeler yaparak Amerikan vatandaşlarının Rus çocukları evlat edinmelerini yasakladı. Bir sonraki yıl ise yabancı homoseksüel çiftlere Rus çocuklarının evlat verilmesini yasaklayan kanun Duma’da onaylandı. Diğer taraftan bu tip travmaların küçücük çocukların üzerinde yarattığı psikolojik etkileride hesaba katmalıyız. Öncelikle bu konuda atılacak en önemli adımlardan biri çocukları bu tarz bir tehlikeye karşı eğitmek olacaktır. 4-5 yaşlarından itibaren bu konu titizlikle aktarılmalı, kendilerini korumaları için gerekli önlemleri nasıl alacakları çocuklara öğretilmelidir. Herhangi bir cinsel istismar ile karşılaştıklarında hiç çekinmeden bunu ifşa etmeleri konusunda cesaretlendirilmeli, başlarına ne gelirse gelsin kendilerini suçlu hissetmemeleri ve utanç duymamaları gerektiği iyi anlatılmalıdır.
Cinsel sapkınlık içinde olan kişiler toplum tarafından kabul görmek ve sapık eylemlerini haklı çıkarmak için kendilerince “östrojen hormonlarının yüksek seviyelerde olduğunu” veya “genetik olarak bu yaratılışta doğduklarını” iddia ederler. Oysa bu iddialar bilimsel açıdan kesinlikle doğru değildir. Öncelikle homoseksüel bir erkek ile normal bir erkek arasındaki östrojen ve testosteron hormon seviyelerinde fark yoktur. Ayrıca bilim adamları homoseksüellerin genetik olarak bu mizaca sahip olduklarını destekleyen hiçbir delil bulamamışlardır. Son 20 yıldır Avustralya, ABD ve İskandinav ülkelerinde yürütülen sekiz ayrı araştırmaya göre eşcinselliğin kesinlikle genetik olmadığı sonucu çıkmıştır. Diğer taraftan bu durum genetik bile olmuş olsa sergilenen ahlak dışı davranışları asla haklı çıkarmaz. Bir insan her koşulda iffetini ve ahlakını koruyarak, şerefli bir hayat sürmekle yükümlüdür. Hepimiz daha ahlaklı, daha kaliteli bir çevrede yaşamak adına toplum bilincinin artırılması için sorumluluk üstlenmeliyiz. Homoseksüelliğin hem kendilerini hem de çevrelerini olumsuz yönde etkilediğini insanlara iyi açıklamalıyız. Bunun özenilecek bir hayat tarzı gibi gösterilmesine asla izin vermemeliyiz. Burada altını çizerek belirtmek isterim ki, homoseksüellere yönelik şiddet içerikli barbarca eylemleri asla savunmuyorum. Ben homoseksüellerce icra edilen anormal ve sapkın davranışların karşısındayım. Dolayısıyla aklı selim insanların cinsel sapkınlığın bir topluma verdiği ve verebileceği tahribatı iyi görmeleri ve bir araya gelerek herkesi bu konuda bilinçlendirmenin yolunu bulmaları gerektiğini düşünüyorum.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.