- 521 Okunma
- 2 Yorum
- 4 Beðeni
ÖÐRENDÝM
ÖÐRENDÝM
Aylarca boþ sayfalara bakýp, hiçbir þey yazamadým. Belleðimdeki kelimeler tükendi, anýlar bitti, parmaklarým kilitlendi. Bu durum benim için hayatýn tadý ve tuzunun kalmamasý anlamýna geliyordu. Boþ sayfalara baktým baktým baktým. Artýk yeni bir þey yazmamýn imkansýz olduðunu düþündüm. Bu düþünce beni korkuttu. Sonra kendime dedim ki;
‘’imkânsýz’’ sadece senin rýzanla olur. Rýzam yoktu. Tekrar döndüm boþ sayfama.
‘’Bazen bir boþ sayfa yeni olanaklar sunar.
Her þey o sabah baþladý. Kapýmýn önünde kalp krizi geçirdim. Hayýr öyle göðsüme ‘’fil’’ filan oturmadý. Acý da yoktu. Boðulma hissi gibi bir þey. Gök yüzünün maviliði gitmiþ, tamamen Van Gogh sarýsý olmuþtu. Ve eðilmiþ bükülmüþ aðaçlar Van Gogh renklerine bürünmüþtü. Her zaman Vincent van Gogh ile ruhsal bir baðlantým olduðunu düþünmüþümdür. O muhteþem renklerin huzuruyla gözlerimi hastanede açtým. Ölümün her an gelebileceðini, hazýr olmak gerektiðini, ve tekrar dolu dolu nefes almanýn ne kadar muhteþem ve mucizevi bir þey olduðunu öðrendim.
Sonra ‘’Corona’’ adlý görünmez bir tehlike çýktý karþýmýza. Evlere kapandýk. Sanki her an sokaklardaymýþýz gibi kapanmak çok zor geldi. Eþ dost bir yana, evlatlarýmýzla bile, uzaktan uzaða bakýþtýk. Maskelerin altýnda, mutlular mý, deðiller mi anlayamadýk. Her yer, her þey çok karanlýktý. Tek aydýnlýðýmýz pencerelerimizdi. Görünmeyen tehlikelerin, görünürlerden daha yýkýcý olduðunu öðrendim.
Yürümeyi unuttuðumuz ‘’Corona ‘’ döneminde nasýl oldu bilmiyorum, ayaðým takýldý. Düþmedim, adeta duvara fýrlatýldým. Sol bileðim 5 yerinden kýrýldý, elim döndü, hangisi olduðunu bilmediðim bir omurum kýrýldý. Nedendir bilmem ama yine ölmedim. Bakýmýný üstlendiðim Alzheimer hastasý olan ablamdan telefonu istedim, bana televizyon kumandasýný getirdi. Gayretlerimle oðluma ulaþtým. Ýki ay alçýlar ve çelik korseler içinde hareketsiz yattým. Bu süre içinde yardýmsýz hiçbir þey yapamadým. Ama benim için imkânsýz yoktu. Kendim doðrulmalýydým. Kendim ayaða kalkmalýydým. Kalktým, yürüdüm, gerçi belim biraz bükük kaldý ama, olsun. Yürüyebilmenin ne kadar güzel bir þey olduðunu, ‘’Allah kimseyi elden ayaktan etmesin’’ sözünün ne kadar doðru olduðunu daha iyi anladým, ve Yaratana þükrettim. Azmetmenin ne kadar önemli olduðunu öðrendim.
Altmýþ beþ yaþ üstüne seyahat yasaðý kalkýnca, aldým ablamý, kýz kardeþimin yazlýðýna gittim. Ýki ay, daha önce bu denli hissetmediðim oksijeni doya doya içime çektim. Denize girdim. Farkýnda lýðým geliþmiþti. Çiçeðe, böceðe, karýncaya baþka gözle bakmaya baþladým. Daha gözleri yeni açýlmýþken annelerini kaybetmiþ üç kedi yavrusuna annelik ettim. Damlalýklarla besledim. Yaþama içgüdüsü ile hayata nasýl sarýldýklarýný hayretle gördüm. Onlar doyunca çocuðumu doyurmuþum hissini yaþadým. Doðanýn içinde yaþayýnca insanýn daha mutlu olduðunu öðrendim.
Þimdi ablamla beraber evimdeyim. Evimin Kýymetini daha iyi anladým. Bülbülü altýn kafeste koysalar ah evim dermiþ. Kardeþinin evi dahi olsa misafirliði uzun tutmamanýn gerekliliðini öðrendim.
Penceremi özlemiþim. Gözlerim ýþýl ýþýl, þimdi bambaþka duygu ve düþüncelerle dýþarýya bakýyorum. Daha iyi öyküler yazmak azmi ve niyetiyle.
Pencerem,
Dünyayý içine alan
Çerçevem.
AYTEN TEKÝN
YORUMLAR
Ah yaa, baþýnýza gelenleri ben de bu yazý vasýtasý ile öðrendim. Nicedir girmezdim bu siteye. Geçmiþte neler yazmýþým diye gözden geçirirken rast geldim yazýnýza. Büyük geçmiþler olsun ablacým. Daha nice yazýlarýnýzý okumak ümidiyle saðlýk ve esenlikler diliyorum...